Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/14057 Esas 2022/7459 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/14057
Karar No: 2022/7459
Karar Tarihi: 19.04.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/14057 Esas 2022/7459 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/14057 E.  ,  2022/7459 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 2. Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı, davanın reddine dair verilen yerel mahkeme kararına karşı davacılar vekilinin istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nce istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacılar vekili; müteveffa.....'in vefatından 1 ay önce Türk Ekonomi Bankasından 100.000,00 TL tüketici kredisi başvurusunda bulunduğunu, bankanın uzun süreli kredi koruma grup poliçesi sigortası istediğini ve davalı şirkete yönlendirdiğini, bunun üzerine davalı şirketten sigortasının yapıldığını ve kredinin alındığını, kredinin ilk vade tarihinin 21/05/2015 olarak belirlendiğini, ancak murisin 17/05/2015 tarihinde vefat ettiğini, murisin vefatı üzerine kredi borcu için davalı sigorta şirketine başvurulduğunu, ancak davalı şirketin 07/07/2015 tarihli yazısı ile "... Sigortalının koroner arter hastalığı sonucu vefat ettiği tespit edilmiş, tarafımıza ulaşan belgeler ve ilaç kullanım raporlarına göre sigortalımızın vefat nedeni ile ilişkili olan şeker hastalığı ve hipertansiyon hastalıkları için 2012 yılından beri tedavi gördüğü anlaşılmıştır" şeklindeki gerekçesi ile poliçe değerinin vefat teminatı olarak kabul edilmeyeceğini ve kredinin ödenmeyeceğinin bildirildiğini, murisin hayat sigortasını yaparken davalı şirkete bütün raporlarını ve belgelerini teslim ettiğini ve buna göre kredinin alındığını, murisin davalı şirketin iddia ettiği gibi vefatından önce herhangi bir sağlık probleminin olmadığını, bu nedenlerle davalı sigorta şirketinin dava konusu olan poliçe değeri karşılığının ilgili bankaya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili; Davacıların murisi İsa Demir’in TEB bankası ile yapmış olduğu kredi sözleşmesi ile ilgili olarak kredi koruma sigorta başvurusunun, başvuru sırasında verdiği sağlık beyanı dikkate alınarak kabul edildiğini, murisin vefatı üzerine müvekkil şirketten katılım sertifikasında yer alan vefat teminatının kendilerine ödenmesini talep ettiklerini, müvekkil şirketçe yapılan değerlendirmede müteveffanın sigorta sözleşmesinin kurulmasında beyan yükümlülüğüne kasten uymamasından ötürü söz konusu talebin reddedildiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamı, davacı vekilinin dava dilekçesi ve beyanları, davalı vekilinin cevap ve beyanları, davacı ve davalı tarafından ibraz edilen belgeler, yeterli görülen bilirkişi raporları karşısında; davacının 17/05/2015 tarihinde ölümüne neden olan kalp rahatsızlığının uzun süreli kredi koruma grup sigorta poliçesinin başlangıcı tarihi olan 21/04/2015 tarihinden önce mevcut olduğu ve sigortalanan murisin hastalığını bildiği halde sigortacıya beyan etmediği bu suretle gizlediğinden kaza sayılmayan vefat teminatından davalının sorumlu olamayacağı sonucuna varılarak davacıların davasının reddine, karar verilmiş, bu karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesince, “Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, sigortalıya poliçe tanziminden önce, 2011, 2012 ve 2013 yıllarında astım ve akciğer hastalığı ile hipertansif kalp hastalığı, kalp yetmezliği, diyebetes mellitüs tanıları konduğu, murisin ölümüne neden olduğu tespit edilen "Kardiyojik Şok, Akut Kroner Sendromunun" 2011 yılından itibaren tanısı konulan hastalıkları ile ölümü arasında illiyet bağının bulunduğunu açıkça gösterdiği, murisin imzasının bulunduğu bilgi formunda, kalp ve damar hastalığı geçirip geçirmediği veya bunlarla ilgili rahatsızlığı olup olmadığının sorulduğu, sigortalı tarafından soruya olumsuz cevap verildiği, ayrıca sağlık beyanı ile ilgili tüm bilgilerin doğru olduğunu, eksik, doğru olmayan, yanlış veya yanıltıcı beyanlarda bulunduğu takdirde sigorta şirketinin cayma hakkına sahip olacağını kayıtsız şartsız kabul ettiğini beyan ederek sigortalı muris tarafından imza edildiği” anlaşılmakla davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi kararı, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    İlk derece mahkemesince verilen karara yönelik olarak davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İstanbul 2. Tüketici Mahkemesine, Dairemiz karar örneğinin ise Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 36,30 TL kalan onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına 19/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara