Esas No: 2021/15411
Karar No: 2022/7470
Karar Tarihi: 19.04.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/15411 Esas 2022/7470 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/15411 E. , 2022/7470 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulüne dair karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 24/02/2021 tarih 2021/İHK-5319 sayılı itirazın reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, Sigorta Tahkim Komisyonu başvurusunda, 05/02/2017 tarihinde davacının yolcu olduğu aracın karıştığı çift taraflı trafik kazası sonucu müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 40.000,00 TL sürekli ... göremezlik zararının ve 1.534,00 TL adli rapor ücretinin davalı sigortanın temerrüt tarihinden itibaren avans faiz ile beraber tahsilini talep etmiş; ıslahla talebini 330.000,00 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun kabulüne, 329.778,35 TL sürekli ... göremezlik zararının 22/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine itirazın reddine karar verilmiş; İtiraz Hakem Heyeti kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacıda oluşan maluliyetin tespitine yönelik olarak alınan 31/01/2020 tarihli Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp ... Başkanlığı adli tıp raporuna göre davacıya ait tıbbi belgelerin incelenmesi ve yapılan muayenesi neticesinde; nazal kemikte fraktür, sağ radius kırığı, frontal bölgede ve nazal bölgede laserasyon tespit edilmiş ayrıca ortopedi ve psikiyatri konsültasyonları istenmiş, psikiyatri kliniği notlarına göre 13-14 yaşında ilk psikiyatri müracaatı olduğu, kazadan sonra tekrar psikiyatriye gitmeye başladığı, kaza sonrası okulu bıraktığı, iki yıldır düzenli aralıklarla Fatih Devlet Hastanesine psikiyatri polikliniğine gittiği, buna göre davacının maluliyet oranının Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre %46 (radius kırığı nedeni ile %6, alnındaki düzensiz yaralara dolayı kalan izler nedeni ile %5, anksiyete başlangıcı için %40), Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre %37,4 (radius kırığı nedeni ile %6, alnındaki düzensiz yaralara dolayı kalan izler nedeni ile %5, anksiyete başlangıcı için %30) olduğu
belirlenmiş, Uyuşmazlık Hakem Heyetince kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenen özür oranı hükme esas alınmıştır. Her ne kadar raporu ortopedi, psikiyatri ve adli tıp uzmanı imzalamış ise de rapor bu hali ile karar vermeye elverişli değildir.
Bu durumda, davacının Fatih Devlet Hastanesinde bulunan psikiyatri tedavisine ilişkin tüm tedavi evrakları dosya arasına getirtildikten sonra, davacının muayenesi de yapılarak aralarında psikiyatr doktorun da bulunduğu yeni bir heyetten rapor alınarak, kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre kazadan sonra oluştuğu belirtilen psikolojik rahatsızlıkların kaza ile illiyet bağının olup olmadığı, maluliyet oranına etki edip etmediği, “organik nedene bağlı davranış bozukluğu-tedavi ile işlevselliği düzelmeyen” hastalığa ilişkin tespit edilen maluliyet oranının davacının bakiye ömrü boyunca aynı oranda devam edip etmeyeceğinin tespit edilerek, davalı lehine oluşan kazanılmış haklar da gözetilmek kaydıyla, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu hususun üzerinde durulmamış olması doğru görülmemiştir.
3-Somut olayda, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından davacı yararına davalı aleyhine tam nispi vekalet ücretine hükmedilmiş; davalı vekilinin İtiraz Hakem Heyeti nezdinde vekalet ücretine dair yapmış olduğu itiraz reddedilmiştir.
İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği göz önüne alınarak hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında ücrete hükmedilmesi (maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydı ile) gerekirken yazılı şekilde tam nispi vekalet ücretine hükmedilmesi ve davalı ... vekilinin bu yönleri amaçlayan itiraz başvurusunun reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,(2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 19/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.