Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/23525 Esas 2022/7584 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/23525
Karar No: 2022/7584
Karar Tarihi: 20.04.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/23525 Esas 2022/7584 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, muvazaalı icra takibinin iptali davasında, davalıların muvazaayı ispatlayamamaları ve borçlunun ödemeler yapmış olması gerekçesiyle davayı reddetmişti. Ancak Yargıtay, dosya kapsamına uygun olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verdi. Yeniden yapılan yargılama sonucunda mahkemenin reddi hatalı bulundu ve davacının temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozuldu. Dava, Türk Borçlar Kanunu'nun 19. ve devamı maddeleri uyarınca açılmıştı. Bu kanun maddeleri, taraflar arasındaki borç ilişkisinin muvazaalı olması halinde, muvazaanın bulunduğu işlem veya tasarrufun hükümsüzlüğüne karar verilmesini öngörmektedir.
4. Hukuk Dairesi         2021/23525 E.  ,  2022/7584 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki muvazaalı icra takibine ilişkin tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    K A R A R
    Hükmüne uyulan Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 25/11/2020 gün, 2017/2837 E- 2020/3811 K sayılı ilamında “.... davanın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TBK'nın 19.(818 sayılı BK'nın 18) maddesinde düzenlenmiş muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğunun kabulü ile ispat yükü yönünden genel ilkelere uygun olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken davanın tavsifinde yanılgıya düşülerek ve ispat yükü davalıya yüklenerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı ....” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş olup hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava TBK madde 19 ve devamı maddelerine göre açılmış muvazaalı icra takibinin iptali davasıdır.
    Mahkemece; davacı ile davalı ... arasında kredi sözleşmesine istinaden borç ilişkisi bulunduğu, bu borç ilişkisine istinaden davacının davalı aleyhine Elbistan İcra Müdürlüğü 2014/1019 E., Sayılı dosyası ile 10/03/2014 tarihinde 46.811,78 TL üzerinden, Elbistan İcra Müdürlüğü 2014/1122 E., Sayılı dosyası ile 19/03/2014 tarihinde 26.681,58 TL üzerinden ve Elbistan İcra Müdürlüğü 2014/1434 E., Sayılı dosyası ile 11/04/2014 tarihinde 3.270,65 TL üzerinden icra takipleri başlattığı, diğer davalı ...'in ise davalı ... aleyhine 25/11/2013 tarihinde Elbistan İcra Müdürlüğü 2013/3558 E. Sayılı dosyası ile (03/10/2012 tanzim, 15/05/2013 ödeme tarihli ve 50.000,00 TL bedelli çeke istinaden) icra takibi başlattığı ve iş bu icra takibinin davalı ...'nın borçlarını kapamaya yönelik diğer davalı ...'den aldığı borca istinaden ve davacı kurumun davalı ...'ya hesap kat ihtarnamesi çektiği ayrıca icra takipleri başlattığı 2014 yılından öncesine dayalı bir takip olduğu, dosyaya sunulan belgelerden ve taraf beyanlarından davalı ...'nın Mayıs 2012-Aralık 2012 yani davalı ... lehine düzenlenen çek keşide tarihinden sonra davacı kuruma çeşitli miktarlarda ödeme yaptığı , davacı kurumun muvazaa iddiasını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına uygun görülmemiştir.
    Davalı ..., davalı borçluya verdiği borca karşılık davalı borçludan alacaklı olduğunu bu sebeple alacağını tahsil edebilme gayesi ile davalı borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, alacağının dayanağı olan 50.000,00 TL bedelli 03/10/2012 düzenleme tarihli bonoyu da söz konusu alacağına karşılık aldığını beyan etmiştir. Mahkemece, 50.000,00 TL bedelin ne şekilde davalı borçluya ödendiğinin davalılar tarafından ispat edilememesi, bahsi geçen bonoya dayalı takibin bono vade tarihinden 6 ay sonra başlatılmış olması, davalı borçlunun tek malvarlığı olan maaşının tamamı üzerine haciz konulmasına muvafakat etmesi ve maaş kesintilerinin de dosyaya aktarılması, itiraz haklarının kullanılmaması ve davalı ...’in davalı borçlu ile akrabalık ilişkisinin bulunması dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 20/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara