Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2022/3992 Esas 2022/7560 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/3992
Karar No: 2022/7560
Karar Tarihi: 20.04.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2022/3992 Esas 2022/7560 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Ticaret Mahkemesi'nde görülen trafik kazası sonucu maddi tazminat davasında, Hakem Heyeti davacıların talebi doğrultusunda davalıdan destek tazminatının tahsiline karar vermiştir. Ancak, davalı vekili itiraz etmiş ve İtiraz Hakem Heyeti tarafından reddedilmiştir. Bunun üzerine davalı vekili itiraz kararını temyiz etmiştir. Kararda, dava şartı olan teminat hususu resen araştırılmadan karar verildiği ve davacıların Suriye uyrukları olması nedeniyle teminat muafiyetinin bulunup bulunmadığının araştırılmadığı belirtilmiştir. Türk Hukukunda kişilerin hak arama özgürlüklerinin sınırlandırılamayacağı ancak bazı istisnai durumlarda teminat gösterme yükümlülüğünün getirilebileceği belirtilmiştir. Bu yükümlülük, Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler için geçerlidir. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 48. maddesi uyarınca dava açan, davaya katılan veya icra takibi yapan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır. Eğer teminat gösterilmezse, dava açılamaz veya açılmış dava reddedilir. Ancak, aynı kanunun 48. maddesinin 2. fıkrasında, karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutulabileceği düzenlenmiştir. Karşılıklılık, iki devlet arasında imzalanan anlaşmayla veya iki devletin de taraf olduğu uluslararası anlaşmayla sağlanabileceği gibi kanuni veya fiili karşılıklılık şeklinde de sağlanabilir. Bu nedenle, davacıların Suriye
4. Hukuk Dairesi         2022/3992 E.  ,  2022/7560 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası üzerine Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılama sonucunda; başvurunun kabulüne dair verilen karara davalı vekili tarafından yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davalı tarafın itirazının reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacılar vekili; 20/03/2018 tarihinde müvekkillerinin desteklerinin sevk ve idaresindeki motosiklet ile davalı tarafından ... poliçesi ile sigortalı aracın çarpışmasına bağlı desteğin vefat ettiğini, müvekkillerinin destekten yoksun kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL destek tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini ... için 121.308,80 TL; ...için 33.317,40 TL, ... için 30.154,95 TL ve ... için 33.206,87 TL’ ye yükseltilmiştir.
    Davalı vekili; başvurunun reddine karar verilmesini istemiştir.
    Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; başvurunun kabulü ile ... için 121,308,80 TL, ...için 33.317,40 TL, ... için 30.154,95 TL ve ... için 33.206,87 TL olmak üzere toplam 217.988,02 TL destekten yoksun kalma tazminatının 07/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine İtiraz Hakem Heyetince davalının itirazının reddine karar verilmiş; İtiraz Hakem Heyeti kararı davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    1- Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
    İtiraz Hakem Heyetince işin esasına girilerek davalının itirazlarının reddine karar verilmiş ise de dava şartı olan teminat hususu resen araştırılmadan karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Türk Hukukunda kişilerin hak arama özgürlüklerini kullanmaları herhangi bir sınırlandırmaya tâbi tutulmamıştır. Ancak bazı istisnai durumlarda dava açan veya takip hakkını kullananın önceden belirlenen bazı özel yükümlülükleri yerine getirmesi şart koşulabilir. Bu istisnai şartlardan biri de teminat gösterme yükümlülüğüdür.
    5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 48. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır.” 5718 sayılı Kanun’da teminat gösterme yükümlülüğü konusunda “yabancılık” ölçütü esas alınmıştır. Buna karşın davalının veya kendisine karşı takibe girişilen karşı tarafın vatandaşlığı, bu madde kapsamında da bir öneme sahip değildir. Bu maddeye göre hakim tarafından verilen kesin süre içinde teminat gösterilmezse, dava, dava şartı eksikliğinden 6100 sayılı HMK'nın 114/1-ğ maddesi uyarınca reddedilir.
    5718 sayılı Kanun’un 48. maddesinin 2. fıkrasında ise; “Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar” hükmü yer almaktadır.
    Buna göre Türk hâkimi, yabancı davacının, davaya katılanın veya icra takibinde bulunanın vatandaşı olduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık (mütekabiliyet) var ise bu kişiyi teminattan muaf tutacaktır. Karşılıklılık, iki devlet arasında imzalanan (iki taraflı) anlaşma veya iki devletin de taraf olduğu uluslararası (çok taraflı) anlaşma ile sağlanabileceği gibi kanuni veya fiili karşılıklılık şeklinde de sağlanabilir. Az yukarıda belirtilen anlaşmalardan biri de 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi olup, anılan sözleşmenin 17. maddesinde; âkit devletlerden birinde ikamet eden ve diğer bir devletin mahkemeleri huzurunda davacı veya müdahil olarak bulunan âkit bir devletin vatandaşlarından yabancı olmaları sebebi ile herhangi bir teminat istenemeyeceği düzenlenmiştir.
    Davacılar Suriye uyruklu olup, Hakem Heyetince teminat muafiyetinin bulunup bulunmadığı hususunda, hükme dayanak oluşturacak nitelikte bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.
    5178 sayılı Kanun’un 48. maddesinin 2. fıkrasında dava açanın karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutulabileceği düzenlendiğinden, öngörülen teminat hususu Mahkemece resen gözetilmelidir.
    Şu halde İtiraz Hakem Heyetince, öncelikle davacının statüsü belirlenip teminattan muaf olup olmadığı hususu Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğünden sorularak davacının teminat göstermesi gerektiği sonucuna varılırsa, teminatın yatırılması için davacıya kesin süre verilmesi, anılan sürede belirtilen teminatın yatırılmaması halinde istemin usulden reddine, yatırılması halinde ise dava şartı eksikliği süresinde giderilmiş olacağından işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, doğrudan işin esasına girilmesi doğru olmamış, hükmün bu yönden resen bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    2- Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan ve resen görülen nedenlerle İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 20/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara