Esas No: 2021/25113
Karar No: 2022/7583
Karar Tarihi: 20.04.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/25113 Esas 2022/7583 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/25113 E. , 2022/7583 K.Özet:
Davacı tarafın İİK 277 ve devamı maddelerine göre açtığı tasarrufun iptali davası reddedilmiştir. Ancak Yargıtay 17. Hukuk Dairesi bozma kararı vermiştir. İİK’nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartları araştırılmalı ve mahkemece bu şartların gerçekleşip gerçekleşmediği takdir edilmelidir. Davanın reddine karar veren mahkeme eksik incelemeye dayalıdır. Davalı borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kişilerden olduğu araştırılmadığı gibi akrabalık-hısımlık ilişkisi de incelenmemiştir. Yukarıdaki sebeplerle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
İİK 277 ve devamı maddeleri, tasarrufun iptali davalarının açılabilmesi için belirlenmiş şartları düzenlemektedir. İİK 278. maddesi, ivaz ödemeden yapılan tasarrufların iptal edilmesi gerektiğini belirtmektedir. İİK 279. maddesi ise tasarrufun iptal edilmesi gereken nedenleri saymaktadır. Son olarak, İİK 280. maddesi, malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı işlemlerin iptal edilmesini düzenlemektedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 17 Hukuk Dairesi’nin 05.11.2019 gün, 2017/5165 E- 2019/10198 K sayılı ilamında “.... Denizli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2012/452 sayılı dosyası yönünden davalı borçlunun aciz halinde olduğu kabul edilerek esasa girilmesi gerekirken, tüm icra dosyalarından aciz haline ilişkin belge sunulmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı ...”gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş olup hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali davasıdır.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için,davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Tasarrufun iptali davalarında 3.kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK’nın 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekir. Aynı şekilde davalı borçlunun borcundan dolayı dava konusu taşınmaz üzerindeki ipotek nedeni ile cebri icra yolu ile satılması halinde de davalı 3. kişi elinde bir bedel kalır ise bu bedel ile sorumlu tutulur.Mahkemece dava konusu gayrımenkul ve araçların rehin verilme tarihleri itibari ile değer farkı bulunmadığı, Tavas İlçe Jandarma Komutanlığına müzekkere yazılarak davalı ... ile Belkız Şenlikçi ve ... arasında akrabalık, arkadaşlık v.b herhangi bir ilişki olmadığının tespit edildiği, dava konusu edilen taşınmazın satışının Tavas İcra müdürlüğünün 2016/594 esas sayılı dosyasıyla yapılmış olması, dava konusu edilen araçların ise satış tarihlerindeki rayiç bedelleri dikkate alındığında, rayiç bedellerinde devredilmiş olması ile davalılar ve araçların devrinin yapıldığı kişiler arasında herhangi bir akrabalık ve arkadaşlık ilişkisi bulunmaması hususları dikkate alınarak davanın reddine karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına uygun görülmemiştir.
Dava konusu Tavas İlçesi, ..... kasabası, köy içi, 214/1 parsel, 1/81 ile 48/2400 paylı H 1 3 nolu bağımsız bölümde bulunan taşınmazın davalı ...’a 02.02.2012 tarihinde 65.000 TL bedel ile ipotek edildiği görülmüştür.
Dava konusu gayrımenkul kaydına ipotek koyan davalı ...’ın, davanın dayanağı olan Tavas Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/539 E- 2011/374 K sayılı işçi alacağı davasında davalı borçlunun tanığı olarak dinlendiği, alacak davasında tanık beyanında “iş sebebi ile davalı borçluyu tanıdığını beyan ettiği, dosyaya ibraz edilen haciz tutanağında davalı borçluya ait kasa anahtarının da yediemin olarak davalı ...’a teslim edildiğinin tutanak altına alındığının anlaşılmış olmasına göre davalı ...’ın İİK 280/1 hükmü gereğince davalı borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kişilerden olduğu araştırılmaksızın karar verilmesi doğru görülmemişse de dava konusu gayrımenkulün dava dışı alacaklı tarafından Tavas İcra Müdürlüğü’nün 2016/594 sayılı dosyadan satışa çıkartılıp 25.04.2019 tarihinde dava dışı başka bir şahsa icra dosyasından ihale edilmiş olması sebebi ile anılan icra dosyasında takip dosyası alacaklısının ihale bedelinden alacağını aldıktan sonra bir bedel kalmış ise bu bedelin tahsiline aksi durumda dava konusu gayrımenkul yönünden konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
2- Dava konusu 20 HD 450- 20 HH 123 ve 20 HY 026 plakalı araçların da rehin sözleşmesi ile davalı ...’a rehin verildiği anlaşılmıştır. Davalı borçlu tarafından Denizli 3. İcra Ceza Mahkemesinin 2012/1571 sayılı dava dosyasında davalı ...’ın eniştesi olduğunun beyan edilmiş olmasına göre, davalı borçlu ile davalı ... arasında akrabalık- hısımlık ilişkisi olup olmadığı, davalı borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kişilerden olup olmadığı araştırılmaksızın eksik incelemeye dayalı karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 20/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.