Esas No: 2021/13568
Karar No: 2022/7565
Karar Tarihi: 20.04.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13568 Esas 2022/7565 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/13568 E. , 2022/7565 K.Özet:
Sigorta tahkim yargılaması sonucunda, davacı vekili müvekkilinin yaralanması ve maluliyeti nedeniyle 5.100,00 TL tazminat talep etmiş, ancak daha sonra talebini 71.096,00 TL’ye yükseltmiştir. Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti, başvurunun kısmen kabulü ile davalıdan 67.127,39 TL tazminatın tahsiline karar vermiş, ancak davalı vekili itiraz etmiştir. İtiraz Hakem Heyeti, itirazın reddine karar vermesine rağmen davalı vekili temyiz yoluna gitmiştir.
Kararda, haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının iddiası ve buna yönelik talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Maluliyete ilişkin alınacak raporların ilgili mevzuata uygun düzenlenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerektiği ifade edilmiştir.
Ayrıca, Sigortacılık Kanunu'nun 30.maddesinin (17) numaralı fıkrası ve Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'e göre tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekalet ücretinin belirlenmesi gerektiği ve hesaplamada Tarife'nin kullanılması gerektiği belirtilmiştir. Ancak, kararda tam ve nispi vekâlet ücreti konusunda yanlış uygulama yapıldığına dair tespit yer almıştır.
Kanun maddeleri açıklaması:
- Sigortacılık Kanunu'nun 30.maddesi (17) numaralı fıkrası: Taraflar arasındaki uyuşmazlıkların tahkime tabi olması halinde, tahkim ücretlerinin belirlenmesine yönelik hükümler.
- Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kısmen kabulüne dair karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 19/12/2020 tarih 2020/İHK-28483 sayılı itirazın reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davalıya sigortalı aracın karıştığı kaza nedeniyle müvekkilinin yaralandığını ve maluliyetinin bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.100,00 TL tazminatın tahsilini talep ve dava etmiş; 10/08/2020 tarihli dilekçesi ile talebini 71.096,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından, başvurunun kısmen kabulü ile 67.127,39 TL’nin 29/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak başvuru sahibine verilmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı vekili itiraz yoluna başvurmuştur. İtiraz Hakem Heyetince itirazın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili temyiz yoluna başvurmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerekçeye, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.Somut olayda, davacının maluliyet oranının belirlenmesi açısından düzenlenen ve Hakem Heyetince hükme esas alınan Çivril Şehit Hilmi Öz Devlet Hastanesinden alınan 23/01/2020 tarihli raporun hangi mevzuat hükümlerine göre düzenlendiği anlaşılamamaktadır. 22/04/2018 kaza tarihi itibari ile Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik yürürlüktedir.
İtiraz Hakem Heyetince; davacının maluliyet oranının tespiti için Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümlerinden olay tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun rapor alınarak davacının kaza nedeniyle uğradığı çalışma gücü kaybı bulunup bulunmadığı ve varsa oranı konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak (usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle) sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
3.Somut olayda, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince kendini vekille temsil ettiren davacı yararına tam ve nispi vekâlet ücretine hükmedilmiş, İtiraz Hakem Heyeti tarafından davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiştir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30.maddesinin (17) numaralı fıkrası ve 19/01/2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 6. maddesi ile adı geçen Yönetmelik'in 16. maddesine eklenen 13. fıkra uyarınca tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde (AAÜT) yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 17.maddesi (2) numaralı fıkrasına göre de Sigorta Tahkim Komisyonları, vekâlet ücretine hükmederken Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birine hükmedilir.
İtiraz Hakem Heyetince verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği göz önüne alınarak AAÜT'nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi, ancak hesaplanan miktarın maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde tam nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Kararın bu nedenle de bozulması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte gösterilen nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) no’lu bentte gösterilen nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 20/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.