Esas No: 2021/17042
Karar No: 2022/7518
Karar Tarihi: 20.04.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/17042 Esas 2022/7518 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/17042 E. , 2022/7518 K.Özet:
Davacı, bir magazin programındaki beyanları ve sosyal medya hesaplarındaki sözleri nedeniyle, davalılar hakkında manevi tazminat talep etti. İlk derece mahkemesi davanın kısmen kabulüne karar verirken, istinaf mahkemesi davanın reddi yönünde karar verdi. Temyiz edilen kararın ise doğru olduğu ve hükümde bozulacak bir neden bulunmadığı sonucuna varıldı. Hükmün usul ve kanuna uygun olarak onanmasına karar verildi. Kararda HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık hallerinin resen gözetilmesi gerektiği belirtildi. HMK 302/5 ve 373. maddeleri uyarınca dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ve onama harcının alınmasına karar verildi. Kanun maddeleri: HMK 355., HMK 302/5, HMK 373.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 15/03/2022 Salı günü davacı vekili ..... geldi, davalılar adlarına gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, .... TV'de yayınlanan "Duymayan Kalmasın" isimli magazin programının 07/12/2016, 08/12/2016, 23/12/2016, 26/12/2016 ve 28/12/2016 tarihli yayınlarında, davalılar ... ve ...'in gerek program esnasındaki beyanlarıyla, gerekse şahıslarına ait sosyal medya hesapları (instagram) aracılığıyla müvekkilinin kişilik haklarına doğrudan saldırı mahiyetinde hakaret içerikli, onur kırıcı, aşağılayıcı ve küçük düşürücü sözler sarf ettiklerini belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile ayrı ayrı 70.000,00-TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, mahkemece uygun görülecek bir metin ile kınanmalarına, kınama metninin ilgili medya kuruluşlarında yayınların yapıldığı süre de göz önüne alınarak aynı ölçüde ve sıklıkta yayınlanmasına, davalıların sunucu/yorumcu oldukları televizyon kanalı aracılığıyla, canlı yayında müvekkilinden özür dilemesine ve bu özür dilemenin davacı hakkında yapılan gerçek dışı yayınların süresi ve sıklığı da dikkate alınarak aynı oranda yalanlamalarına, kendi sosyal medya hesapları vasıtasıyla müvekkilinden özür dilemeye ve kınanmaya mahkum edilmelerine, verilecek kararın kesinleşmesine müteakip (bu kınama kapsamında olmak üzere) davalı basın kuruluşlarında (gazete ve tv) yayın yoluyla ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; müvekkilinin, davacının kişilik haklarını zedeleyecek ve manevi tazminat gerektirecek bir fiili bulunmadığını, yapılan haber ve/veya beyan edilen hususların, magazin haberciliği kapsamında ortaya çıkarıldığını, müvekkilinin, öncelikle başka platformlarda haber yapılan olaylar hakkında yorum yaptığını, müvekkilinin kesin olarak doğru olmayan konuları gündeme bizzat getirmediğini, televizyon yayıncılığı ve basın özgürlüğüne ilişkin gerçeklik ilkesinden kastedilenin, olay gerçekliği değil haberin veriliş anında, veriliş biçimine uygunluğu olduğunu, olayda medya hukuku çerçevesinde gerçekleşmiş bir konuşma bulunduğunu, müvekkilinin internette ve tv'de yaptığı bazı
yorumların davacı tarafından üzerine alınıldığını, davacı ve dava dışı ...'ın beyanlarının sürekli birbirlerini yalanladığını, müvekkilinin konuşmalarındaki emin olma durumunun davacı ve dava dışı.......'un beyanlarından ileri geldiğini, ayrıca.....'ın bizzat itiraflarının da olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı ... vekili; haberlerin, daha önceden basına yansımış haberler olduğunu, içeriğinde kişilik haklarına zarar veren bir içerik bulunmadığını, herhangi bir suç olmadığını, bu nedenle tazminata hükmedilecek bir durumda olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince, davalılar ... ve ...'nın yukarıda belirtilen beyanları ile davacının kişilik haklarına saldırıda bulundukları, bu saldırıdan dolayı davacıda oluşan manevi üzüntüyü gidermekle yükümlü bulundukları gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karara karşı taraflar vekillerince istinaf yoluna başvurulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince, davacının toplumda tanınmış bir kişi olması nedeni ile kendisi ile ilgili haberlerin toplumun ilgisini çektiği, dava konusu edilen bir kısım söylemlerde davacının adının anılmadığı, haber tarihi itibarı ile konunun güncel olup, davalıların basında çıkmış haberlerle ilgili olarak davacıyı kendi kişisel değer yargıları içinde eleştirdikleri, yapılan yorum ve beyanların gündemdeki haberlere göre verildiği, ölçütlük, güncellik ve kamu yararı ilkelerinin aşılmadığı, davaya konusu beyan ve paylaşımların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmayıp, basın ve ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesi ile davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine, davalıların istinaf başvurularının kabulü ile, HMK'nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş olmasına, dava şartları, delillerin toplanması ve hukukun uygulanması bakımından da hükmün bozulmasını gerektirir bir neden bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün HMK’nun 370/1. maddesi gereğince ONANMASINA, HMK 302/5 ve 373. maddeleri uyarınca dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ve aşağıda dökümü yazılı 21,40 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 20/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.