Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13803 Esas 2022/7689 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/13803
Karar No: 2022/7689
Karar Tarihi: 21.04.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13803 Esas 2022/7689 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, trafik kazası sonucu yaralanan bir çocuğun sürekli iş göremezlik tazminatı için davalıya dava açmıştır. Uyuşmazlık Hakem Heyeti başvuruyu kısmen kabul etmiş, ancak itiraz üzerine İtiraz Hakem Heyeti kararı değiştirmiş ve tazminat miktarını düşürmüştür. Davacının teminat gösterme yükümlülüğü konusunda yeterli araştırma yapılmadığı belirtilmiştir. Kanun madde 48/1'e göre, yabancı kişiler mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır. Ancak, kanun madde 48/2'ye göre, karşılıklılık ilkesi uygulanabilirse, kişi teminattan muaf tutulabilir. Bu nedenle, davacının teminat muafiyeti konusu Adalet Bakanlığı'na sorulmalıdır. Kararın doğrudan işin esasına girilerek verilmesi yanlıştır. Kanun madde 48/1 ve 48/2'ye göre, yabancılar dava açarken teminat gösterme yükümlülükleri vardır, ancak karşılıklılık ilkesi uygulanabilirse teminat muafiyeti sağlanabilir.
4. Hukuk Dairesi         2021/13803 E.  ,  2022/7689 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Davacı.... adına velayeten.... ve..... vekili Av. ... tarafından, davalı ... aleyhine 17.03.2020 tarihli dilekçe ile trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılama sonucunda; başvurunun kabulüne dair verilen 18.08.2020 günlü kararın davalı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının kısmen kabulü ile Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına ve başvurunun kısmen kabulüne dair verilen 08.10.2020 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
    K A R A R
    Davacılar vekili, sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün davacıların müşterek çocuklar.....'a çarpması sonucu yaralanmasına ve malul kalmasına neden olduğunu belirterek 5.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; yargılama sırasında talebini toplam 80.227,60 TL'ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından, başvuru sahibinin talebinin kabulü ile; 80.227,60 TL. kalıcı iş göremezlik tazminatının, 20/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte Güvence Hesabından tahsiline karar verilmiş; hükme karşı davalı vekilinin itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyetince; davalı vekilinin itirazının kısmen kabulü ile, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına ve başvurunun kısmen kabulü ile, 49.370,83 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının 20/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazası sonucu meydana gelen yaralanma nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
    Türk Hukukunda kişilerin hak arama özgürlüklerini kullanmaları herhangi bir sınırlandırmaya tabi tutulmamıştır. Ancak bazı istisnai durumlarda dava açan veya takip hakkını kullananın önceden belirlenen bazı özel yükümlülükleri yerine getirmesi şart koşulabilir. Bu istisnai şartlardan biri de teminat gösterme yükümlülüğüdür.
    5718 sayılı MÖHUK madde 48/1'e göre; “Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır”. MÖHUK’ta teminat gösterme yükümlülüğü konusunda “yabancılık” ölçütü esas alınmıştır. Buna karşın davalının veya kendisine karşı takibe girişilen karşı tarafın vatandaşlığı, bu madde kapsamında da bir öneme sahip değildir. Bu maddeye göre hakim tarafından verilen kesin süre içinde teminat gösterilmezse, dava, dava şartı eksikliğinden HMK'nun 114/1-ğ maddesi uyarınca reddedilir.
    MÖHUK madde 48/2’de ise; “Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar” hükmü yer almaktadır.
    Buna göre Türk hâkimi, yabancı davacının, davaya katılanın veya icra takibinde bulunanın vatandaşı olduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık (mütekabiliyet) var ise, bu kişiyi teminattan muaf tutacaktır. Karşılıklılık, iki devlet arasında imzalanan (iki taraflı) anlaşma veya iki devletin de taraf olduğu uluslararası (çok taraflı) anlaşma ile sağlanabileceği gibi, kanuni veya fiili karşılıklılık şeklinde de sağlanabilir. Az yukarıda belirtilen anlaşmalardan biri de 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi olup, anılan sözleşmenin 17. maddesinde; âkit devletlerden birinde ikamet eden ve diğer bir devletin mahkemeleri huzurunda davacı veya müdahil olarak bulunan âkit bir devletin vatandaşlarından yabancı olmaları sebebi ile herhangi bir teminat istenemeyeceği düzenlenmiştir.
    Davacı Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı olup Hakem Heyetince teminat muafiyetinin bulunup bulunmadığı hususunda, hükme dayanak oluşturacak nitelikte bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.
    5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun'un 48/2. maddesinde dava açanın karşılıklılık esasına göre, teminattan muaf tutulabileceği düzenlendiğinden öngörülen teminat hususu resen gözetilmelidir.
    Bu sebeple İtiraz Hakem Heyetince, öncelikle davacının teminattan muaf olup olmadığı hususunun Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü'nden sorularak alınacak yazı cevabına göre, davacının teminat göstermesi gerektiği sonucuna varılırsa, teminatın yatırılması için davacıya kesin süre verilmesi, anılan sürede belirtilen teminatın yatırılmaması halinde istemin usulden reddine, yatırılması halinde ise, dava şartı eksikliği süresinde giderilmiş olacağından işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken doğrudan işin esasına girilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
    SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 21/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara