Esas No: 2021/13917
Karar No: 2022/7676
Karar Tarihi: 21.04.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13917 Esas 2022/7676 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/13917 E. , 2022/7676 K.Özet:
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen karara itiraz eden davalı vekili, kararın bozulmasını talep etti. Olay, traktörle gerçekleşen bir trafik kazası sonucu meydana gelen yaralanma nedeniyle açılan maddi tazminat davasına ilişkindi. Davacı, daha önce belirlenen miktardan daha fazla tazminat talebinde bulunmuştu. Davalı, davacının kusurlu olduğunu savunarak davanın reddini istemişti. Hakem heyeti, davacı lehine tazminat miktarını belirlemiş ancak müterafik kusur indirimi yapılmaması nedeniyle karar bozuldu. Ayrıca, vekalet ücreti hesaplanırken Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan maktu ücrete hükmedilmesi gerektiği belirtildi.
Kanun maddeleri:
- Türk Borçlar Kanunu'nun 52. maddesi (müterafık kusur)
- Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin 130. maddesi (yolcu taşıma sınırı)
- 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30/17 maddesi (vekalet ücreti)
- Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16. maddesi (vekalet ücreti)
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulüne dair karara karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 04/08/2018 tarih ve 2018/İHK-6359 sayılı itirazın reddine dair kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; 29/07/2014 tarihinde, müvekkilinin, yolcu olarak bulunduğu traktör ile gerçekleşen kaza neticesinde yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.500,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Bilirkişi raporu doğrultusunda dava değerini 186.595,79 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, maluliyet raporunu kabul etmediklerini, davacının müterafık kusuru bulunduğunu indirim yapılmasını talep ettiklerini, kazanın oluşumunda davacının etkisi olduğunu ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından, başvurunun kabulü ile 186.695,79 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 19/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili itiraz etmiştir. İtiraz Hakem Heyetinin itirazın reddine dair verdiği karara karşı davalı vekili temyiz yoluna başvurmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerekçelere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince:
Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde müterafık kusur indirimi yapılması gerektiği TBK'nın 52. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise hâkim tazminat miktarını hafifletebilir.
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 130. maddesine göre; "Kamyon, kamyonet, römork ve yarı römorklarda yük üzerinde insan taşınması yasaktır.
Gerekli hallerde, kamyon, kamyonet, römork ve yarı römorklarla;
a) Araçların İmal, Tadil ve Montajı Hakkındaki Yönetmelikte belirtilen ölçülere uygun oturma yerleri yapılması,
b) Kasa kenarlarının düşmeyi önleyecek şekilde kapalı ve üzerinin örtülü olması,
Şartıyla taşıma sınırının her tonu için 2 yolcu taşınabilir.
c) Kısa mesafelerde işçi taşınmasında kullanılacaklar için, kasanın yanı ve arka kapaklarının 90 cm. yükseklikte ve sağlam şekilde kapalı olması, karoser zemininden itibaren en az 120 santimetre yüksekliğinde elle tutulacak sağlam bir korkuluğunun bulunması şartı ile taşıma sınırının her tonu için ayakta 2 yolcu (işçi) taşınabilir. Bu amaçla kullanılan araçların üzeri açık olabilir.
d) Yükle birlikte yolcu ve hizmetlilerin taşınmasında aşağıdaki esaslara uyulması mecburidir.
1) Yüklerin sağlam olarak yerleştirilmiş ve bağlanmış olması,
2) Kasanın yan ve arka kapaklarının kapalı olması,
3) Yolcuların kasa içinde ayrılacak bir yerde oturtulması,
4) Yüklerin üzerine hiçbir şekilde yolcu bindirilmemesi,
şartıyla yükle birlikte yolcu taşınabilir."
Somut olayda; davacı ve eşinin kollukta verdiği ifadelerden, davacının traktörün çamurluğunda oturduğu, başının dönmesi neticesinde düşmemek için direksiyona tutunması ile sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği ve aracın ayçiçeği tarlasına girdiği, yolun engebeli oluşu ile davacının yere düştüğü ve yaralandığı anlaşılmaktadır. Davalı vekili, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini savunmuştur. Hakem heyetince bu yöndeki itiraz reddedilmiştir. Ancak; alınan beyanlar gözetilerek davacının yolcu taşınması yasak olan traktörün çamurluk kısmında oturmak suretiyle zararın artmasına olan etkisi dikkate alınmak suretiyle tazminattan %20 oranında müterafık kusur indirimi yapılması gerekirken bu husus göz ardı edilerek indirim yapılmaması doğru görülmemiştir.
3- Davaya konu edilen kazanın oluşumunda araç sürücüsünün kusurlu olduğu kabul edilerek karar verildiği ve bu belirlemenin de kaza tespit tutanağına göre yapıldığı görülmektedir. Kazanın oluş biçiminin tereddüte mahal vermeyecek biçimde belli olduğu durumlarda, hâkimin (hakemin) kusur oranlarını kendisinin belirlemesi kabul edilebilirse de, bu belirleme yapılırken olayın oluş biçimine etki eden tüm unsurların değerlendirilmesiyle belirleme yapılması gerekeceği gözetilmelidir.
Davaya konu kazaya ilişkin olarak düzenlenen kaza tespit tutanağı incelendiğinde; kazaya karışan 20 L 1418 plakalı aracın sürücüsünün 2918 sayılı KTK'da ASLİ kusurlar arasında sayılan (52/1-b) Araçların hızlarını, aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmama kuralının ihlal ettiği belirtilmiş, sürücünün %100 kusurlu olduğunun kabulü ile hesaplama yapılmıştır. Ancak davacının kollukta verdiği ifadede; traktörün sol ön çamurluğunda oturduğunu, birden gözünün karardığını, dengesini kaybetmesi nedeni ile aracın direksiyonuna tutunduğunu, traktör yoldan çıkınca yere düştüğünü, arkada takılı olan römorka ait küçük tekerin üstünden geçtiğini ifade etmiş, araç sürücüsü de aynı beyanlarda bulunmuştur. İfadelerden kazanın oluşumunda yolcu konumunda olan davacının etkisinin bulunduğu bu beyanlardan anlaşılmaktadır.
Buna göre, İTÜ Karayolları Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek konusunda uzman bilirkişi kuruluna tevdii ile kaza tespit tutanağı ve varsa ceza dosya getirtilerek davacı ve eşinin verdiği ifadelerde birlikte irdelenip tüm dosya kapsamı ile kazanın oluş şekline göre davacının eylemi dikkate alınarak araç sürücüsünün olaydaki kusurunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
4- Somut olayda, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından, davacı için 186.695,79 TL tazminatın davalıdan tahsiline ve kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına toplam 17.151,75 TL vekalet ücretine hükmedilmiş, İtiraz Hakem Heyeti tarafından davalı vekilinin, vekalet ücretine yönelik itirazlarının reddine karar verilmiştir.
5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/17 md., 19/01/2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 6. maddesi Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16. maddesinin 13. fıkrası uyarınca tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi,ancak hesaplanan miktarın maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2), (3),(4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 21/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.