Esas No: 2021/15640
Karar No: 2022/7723
Karar Tarihi: 22.04.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/15640 Esas 2022/7723 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/15640 E. , 2022/7723 K.Özet:
Davalı trafik sigortacısı, yaya olan davacıya çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında eksik ödeme yaptığı gerekçesiyle dava açılmıştır. Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti, davacının talebinin kabul edilmesine karar vermiş, bu karara davalı vekili itiraz etmiş ve itiraz reddedilmiştir. Ancak, karara yapılan temyiz başvurusunda, davacının maluliyet oranının tespiti ve kaza ile illiyet bağının saptanması için eksik inceleme ve araştırma yapıldığı gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Kararda, Sigortacılık Kanunu'nun 30. maddesinin (17) numaralı fıkrası ve Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 6. maddesi ile Yönetmeliğin 16. maddesine eklenen 13. fıkra ile AAÜT'nin 13. maddesi ve AAÜT'nin 17. maddesi detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 11.03.2021 tarihli 2021/ İHK – 6796 sayılı kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; davalının trafik sigortacısı olduğu aracın, yaya olan davacıya çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığını, iş göremezliği oluştuğunu, davalı tarafından eksik ödeme yapıldığını belirterek bedel artırım dilekçesiyle birlikte 59.281,00 TL sürekli iş göremezlik 12.637,00 TL geçici iş göremezlik olmak üzere toplam 71.918,00 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma,toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, başvurunun kabulü ile 71.918,00 TL maddi tazminatın 20.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince yapılan itiraz üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince itirazın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gerekmektedir. Sözkonusu belirlemenin ise, Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi ya da üniversitelerin adli tıp bölüm başkanlıklarının, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine, 01.09.2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine, 01.06.2015 tarihinden sonra Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine, 20.02.2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak davacının başvuru yaparken sunduğu Ankara Üniversitesi Tıp Fak. Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 08.01.2019 tarihli maluliyet raporunda; her ne kadar 15.03.2017 olan kaza tarihi itibariyle Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği belirtilmiş ise de, %18 oranındaki maluliyeti tespit eden raporun davacının kaza tarihindeki muayenesi dikkate alınarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu durum Uyuşmazlık Hakem Heyetince de dikkate alınmış ve davacı tarafından yeni rapor sunulmasına karar verilmiştir. Davacının müracatı üzerine alınan Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkalığı raporu; Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmiş, davacı da %24 oranında maluliyet oluştuğu tespit edilmiş ve bu oran hükme esas alınmıştır. Ancak davacı tarafça %18 maluliyet oranı üzerinden yapılan aktüer hesabına göre arttırdığı talebi doğrultusunda hüküm kurulmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince %18 oranındaki maluliyet raporunun usule uygun düzenlenmediği yönündeki gerekçesi isabetli ise de hükme esas alınan %24 oranındaki rapor da kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmemiştir.
Bu durumda İtiraz Hakem Heyetince; davacının maluliyet oranının tespiti ve kaza ile illiyet bağının saptanması için, Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi’nden ya da Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlıklarından olay tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun, davacının kaza tairihi itibariyle tedavi evraklarının tetkiki ile muayenesi yapılarak yeni bir rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Kabule göre; 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30. maddesinin (17) numaralı fıkrası ve 19/01/2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 6. maddesi ile adı geçen Yönetmeliğin 16. maddesine eklenen 13. fıkra uyarınca tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 17. maddesi (2) numaralı fıkrasına göre de Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birine hükmedilir.
Açıklanan nedenlerle; İtiraz Hakem Heyeti'nce davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesinin (13) numaralı fıkrasının uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 13. maddesi ve AAÜT'nin 17. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, fazla vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 22/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.