213 sayılı Vergi Usul Kanununa muhalefet - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2016/9393 Esas 2016/7231 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/9393
Karar No: 2016/7231
Karar Tarihi: 28.11.2016

213 sayılı Vergi Usul Kanununa muhalefet - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2016/9393 Esas 2016/7231 Karar Sayılı İlamı

21. Ceza Dairesi         2016/9393 E.  ,  2016/7231 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 213 sayılı Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet

Sanığın 2005 ve 2006 takvim yıllarında sahte fatura düzenlediği iddia ve kabul edilen olayda; sanığın, temsilcisi olduğu şirketin sadece kağıt üzerinde yetkilisi olduğunu, fiilen kardeşi .....’ın yetkili olduğunu savunması, kardeşinin bu konuda tanık olarak dinlenilmesini istediği, sanığın temsilcisi olduğu şirket hakkında düzenlenen 09.03.2009 tarihli vergi tekniği raporunda; sanığın kardeşi olan .....’nin de şirketin yönetim kurulu üyesi olduğunun belirtilmesi ancak sanığın tanık dinletme talebi karşısında herhangi bir karar verilmediğinin anlaşılması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak bir şekilde tespiti bakımından; sanığın kardeşi olan ....’nin tanık sıfatı duruşmaya celbedilerek dinlenilmesi, suça konu faturaları kullanan mükellefler ilgili vergi dairesinden sorularak tespiti ile suça konu faturaları kimden ve hangi hukuki ilişki karşılığında aldıkları, sanığı tanıyıp tanımadıkları hususlarının sorulması, gerektiğinde suça konu faturalar ilgili vergi dairesinden getirtilerek üzerindeki yazı, imza ve rakamların sanığa aidiyeti hususunda usulünce bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik araştırma sonucu yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
1-5237 sayılı TCK"nun 61. maddesi uyarınca hakim somut olayda; suçun işleniş biçimini, suçun işlenmesinde kullanılan araçları, suçun işlediği zaman ve yeri, suçun konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını ve failin güttüğü amaç ve saiki göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler. 5237 sayılı TCK"nun "Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi" başlıklı 3/1. maddesi uyarınca suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur. Bu itibarla; kanunda öngörülen alt ve üst sınır arasında temel cezayı belirlemek hakimin takdir ve değerlendirme yetkisi içindedir ancak; Anayasa"nın 141, 5271 sayılı CMK"nun 34, 230 ve 289. maddeleri uyarınca hükümde bu takdirin denetime olanak sağlayacak biçimde, hak ve nesafet kurallarına uygun, dosya içeriği ile uyumlu ve yeterli gerekçesinin gösterilmesi zorunludur. Yasa metinlerindeki ifadelerin tekrarı bu metinlerdeki genel nitelikli ölçütler somut olaya ve failine özgülenmediği müddetçe yeterli bir gerekçe değildir. Bu açıklamalar ışığında, sanık hakkında yasal ibarelerin tekrarı ile yetinilip somut dosya içeriğine uygun bir gerekçe gösterilmeden alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi,
2-Farklı takvim yılında işlenen sahte fatura düzenlemek eylemlerinin her bir takvim yılı için birbirinden bağımsız ve ayrı suçları oluşturduğu, gözetilmeden anılan suçlarla ilgili; ayrı ayrı ve her yıl için 43. madde tatbik edilmek suretiyle hükümler kurulması gerekirken eylemlerin tek suç kabul edilmek suretiyle tayin edilen ceza miktarı itibariyle TCK"nun 51. ve CMK"nun 231. madde hükümlerinin tartışılmasını olanaksız kılacak şekilde hüküm kurulması,
3- T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, aynı Kanun"un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 28.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.













Hemen Ara