Esas No: 2021/655
Karar No: 2022/7787
Karar Tarihi: 24.05.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/655 Esas 2022/7787 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/655 E. , 2022/7787 K.Özet:
Davacı, bir gazete yazarının müvekkili hakkında yalan haberler yayınladığını ve müvekkilinin kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia ederek maddi ve manevi tazminat talep etti. İlk derece mahkemesi ve istinaf mahkemesi davanın reddine karar verdi. Temyiz edilen kararın ise yerinde olmadığına ve usul ve kanuna uygun olduğuna karar verildi.
Kararda, HMK 355. maddesi gereği kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilerek istinaf incelemesi yapıldığı ve verilen kararda isabetsizlik görülmediği belirtilerek davacının temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanmasına karar verildi. Kararda ayrıca HMK 302/5 ve 373. maddeleri uyarınca dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine ve onama harcının tahsili ile hazineye irat kaydına hükmedildi.
Kanun maddeleri şöyledir:
-HMK 355. madde: \"İstinaf incelemesi, hükmün resen denetime tabi olması sağlanarak, hukuk ve adalet düzeni bakımından gerekli olan durumlarda ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.\"
-HMK 370/1. madde: \"Temyiz incelenmesi, kanun yoluna başvuran taraf veya tarafların, kararın bozulması için sundukları sebeplerin denetimi ile sınırlıdır.\"
-HMK 302/5. madde: \"Davalının veya müdahilin vekil ücreti, mahkemece davacıdan tahsil edilerek davalıya veya müdahile ödenir.\"
-HMK 373. madde: \"Kararın usulüne uygun şekilde verildiği, görevli ve yetkili olan hakimin karar tarihinde görevi başında olduğu yahut yazılı şekilde görevsizliği kuralına aykırı işlem yapılmam
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Aksaray 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 24/05/2022 Salı günü davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av....geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan tarafların vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davalı ... yazarı ....'ın 27/09/2016 tarihli gazete de "Bitirme Projesi" başlıklı köşe yazısında, yine gazete yazarı ....' ın 28/09/2016 tarihli gazete de "Fethullah Başınıza Bela Olacak" başlıklı köşe yazısında müvekkili hakkında asılsız iddialarda bulunduklarını, hiçbir bulguya dayanmaksızın müvekkilinin onurunu zedeleyecek ithamlar ileri sürdüklerini, habercilik değer ve ilkeleriyle bağdaşmayacak şekilde müvekkiline suç isnat eder şekilde açık kimliğini ifşa ettiklerini, müvekkilinin maruz kaldığı itham nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığında yapılan soruşturma neticesinde üzerine atılı suçtan kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verildiğini, söz konusu haberin Türkiye genelinde yayınlanan ulusal bir gazete olduğunu, müvekkilinin ulusal bir gazetede ifşa edildiği gibi 2 gün üst üste haber yapıldığını, daha çok kitleye duyurulmasına kusurlu olarak davalı tarafça sebebiyet verildiğini, müvekkilinin maddi ve manevi kaybının çok olduğunu, eski işine tekrar dönemediğini, işsiz kaldığını, kredi kartlarını ödeyemediğini, hakkında icra takipleri başlatıldığını, müvekkilinin borçları ve yaşamış olduğu çevresel baskılar sonucu psikolojik çöküntü yaşadığını, aile hayatının yıprandığını, basılmış eser yoluyla işlenen fiillerden doğan maddi ve manevi zararlardan dolayı eser sahibi ile yayımca, yayımcının belli olmaması halinde basımcının müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1,00 TL maddi, 500.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği tarihlerden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, yapılan yalan haberin düzeltilerek yeniden yayımlanmasına karar verilmesi talebinde bulunulmuştur.Davalı vekili: basının maddi gerçekliği araştırmak ve kanıtlamak gibi bir yükümlülüğünün bulunmadığını, dava konusu köşe yazılarında bahsi geçen olay kapsamında davacı yan hakkında Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2016/10951 Soruşturma sayılı dosyasının açıldığını, dolayısıyla bahse konu köşe yazılarında kesinlikle halihazırda var olmayan bir olaydan bahsedilmediğini, bunun yanında, söz konusu köşe yazılarının tümü değil yalnızca küçük bir kısmında davacı yandan bahsedilmiş olup; kesinlikle davacı yana suç isnat eder nitelikte ve kişilik haklarına saldırı mahiyetinde bir ifadeye yer verilmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince, 27/09/2016 ve 28/09/2016 tarihli gazete nüshaları ve Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/10951 Soruşturma - 2018/7154 Karar sayılı dosyası dosya arasına alınarak incelenmiş ve her iki yazının da görünür gerçekliğe dayandığı, yazının kaleme alındığı sırada davacının bahsi geçen olay nedeni ile gözaltına alındığı, hakkında soruşturmaya başlanıldığı, yayında, davacının kişilik değerleri hedef alınmaksızın ve rahatsız edici bir üslup kullanılmaksızın, aksine haberin içeriğinden davacının uğradığı mağduriyetin anlatıldığı Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı'nın soruşturma dosyasından suç tarihinin 22/09/2016 olduğu, yazılan yazıların 27/09/2016 ve 28/09/2016 tarihli basımlarda yayınlandığı, yazının kaleme alındığı tarih ve yazıya konu edilen olay arasında bir hafta gibi bir sürenin bulunduğu gözönünde bulundurulduğunda, olayın güncel, haber değeri yitirmemiş ve kamuoyunun ilgisini çeken bir konu olduğunun kabulünün gerektiği, yazılan yazıların ifade ve basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gereken haber ve yorumlardan ibaret olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunması üzerine de bölge adliye mahkemesince; davaya konu yayın bir bütün olarak değerlendirildiğinde görünür gerçeğe uygun ve güncel olduğu, haberin verilmesinde üstün kamu yararı bulunduğu, toplumun bilgi edinme, basının haber verme hakkı kapsamında kaldığı, özle biçim arasındaki dengenin bozulmadığı, davacının kişilik haklarına saldırı amacı taşımadığı gibi haberin genel olarak doğrudan davacıyı hedef almadığı ve kamuoyunu bilgilendirme amacı taşıdığı anlaşıldığından kimlik bilgilerinin ve video görüntülerinin yayımlanmasından dolayı manevi tazminat taleplerinin reddine dair ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün HMK 370/1. maddesi gereğince ONANMASINA, HMK 302/5 ve 373. maddeleri uyarınca dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, 3.815,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, davacının adli yardım talebi Dairemizce kabul edilmiş ise de HMK 339.maddesi gereğince temyizde haksız çıktığından 80,70 TL onama harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına 24/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.