Esas No: 2015/7412
Karar No: 2015/9611
Karar Tarihi: 18.11.2015
Hırsızlık - mala zarar verme - işyeri dokunulmazlığının ihlali - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/7412 Esas 2015/9611 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme, işyeri dokunulmazlığının ihlali
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
I-Mala zarar verme suçundan dolayı kurulan hükme yönelik temyiz incelemesi hakkında;
Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK"nın 50/5. maddesinde öngörülen düzenlemeye göre, hükmolunan cezanın türü ve miktarına nazaran, 14.04.2011 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanan 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"a eklenen Geçici 2. maddesi uyarınca, doğrudan verilen 3.000 TL ve altında kalan adli para cezasına ilişkin hükmün temyizi mümkün bulunmadığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca sanık..."ın temyiz taleplerinin, tebliğnameye aykırı olarak REDDİNE,
II-Hırsızlık suçundan dolayı kurulan hükme yönelik temyiz incelemesi hakkında;
Hırsızlık suçuna konu eşyanın önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak 5237 sayılı TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken alt sınırdan hüküm kurulması, aleyhe temyiz olmadığından, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usûl ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Hüküm kurulurken 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrasına göre, uzun süreli hapis cezası ertelenenler hakkında, aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde öngörülen kendi alt soyu üzerindeki velâyet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluğunun uygulanamayacağının gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık..."ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle teblignameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkarılarak, yerine ""TCK"nın 53/1. a, b, d ve e bentlerinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyu dışındakiler için velâyet, vesayet ve kayyımlık yetkilerine ilişkin haklarından sanığın mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına"" cümlesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III-İşyeri dokunulmazlığını ihlâl suçundan dolayı kurulan hükme yönelik temyiz incelemesi hakkında;
Oluşa ve dosya içeriğine göre; katılana ait eşyaların muhafazası amacıyla depo olarak kullanılan yere girilerek gerçekleştirilen eylemde, işyeri dokunulmazlığını ihlâl etme suçunun yasal unsurunun oluşmadığı gözetilmeden, sanığın yüklenen bu suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
1-Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun, suç tarihine göre, 5271 sayılı CMK"nın 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşma kapsamında kalması dikkate alınarak, taraflara uzlaşma teklif edilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Hüküm kurulurken 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrasına göre, uzun süreli hapis cezası ertelenenler hakkında, aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde öngörülen kendi alt soyu üzerindeki velâyet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluğunun uygulanamayacağının gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle, tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 18.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.