Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/25758 Esas 2022/7853 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/25758
Karar No: 2022/7853
Karar Tarihi: 25.05.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/25758 Esas 2022/7853 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı banka, takipte olan borçlu hakkında takibin semeresiz kaldığını ve dava konusu taşınmazının ipotek alacağına mahsuben diğer davalı bankaya devredildiğini belirterek, davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı banka ise kredilerini tahsil amacı ile yasal mevzuat çerçevesinde borcun tasfiyesi amacı ile devir işleminin yapıldığını savunmuştur. İlk derece mahkemesi dava konusu taşınmazın satış tarihindeki değerinin bilirkişi tarafından belirlendiğini, diğer alacaklılara zarar verme kastının düşünülemeyeceğini ve borcun tasfiyesine ilişkin protokol gereği yapılan işlemin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davayı reddetmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi de dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön bulunmadığına karar vermiş ve ilk derece mahkemesinin kararını onamıştır. Kararda TMK'nun 873. maddesi hakkında detaylı bir açıklama yapılmamıştır.
Kanun Maddeleri: İİK 279/2 müddeti, TMK 873. madde.
4. Hukuk Dairesi         2021/25758 E.  ,  2022/7853 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 21. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 25.05.2022 Çarşamba günü davacı vekili Av. ... geldi. Davalılar adlarına gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı alacaklı vekili, davalı borçlu ... hakkında takip yaptıklarını takibin semeresiz kaldığını, dava konusu taşınmazını ipotek alacağına mahsuben diğer davalı bankaya devrettiklerini belirterek, davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili, dava koşullarının oluşmadığını, müvekkili bankanın borçlu ile işbirliği yaparak, alacaklılara zarar verme kastı ile hareket ettiğinin düşünülemeyeceğini, bankanın kredilerini tahsil amacı ile yasal mevzuat çerçevesinde borcun tasfiyesi amacı ile devir işleminin yapıldığını, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Davalı borçlu, cevap dilekçesi sunmamıştır.
    İlk derece mahkemesince, davalı bankanın lehine dava konusu taşınmazın üzerinde 15/01/2018 tarihinde 2.100.000,00 TL bedelli birinci derecede ipotek tesis edildiği, davalılar arasındaki taşınmaz satışı iptal edilse dahi davalı bankanın ipoteği devam edeceğinden 2.100.000,00 TL'lik ipoteği bulunan taşınmazı kredi borcuna karşılık davalının satın almasının İİK 279/2 maddesi gereğince, devrin iptalini gerektirmeyeceği, taşınmazda davalı borçlunun oturmaya devam etmesinin sebebinin davalı banka ile aralarında bulunan protokol gereği olduğu, bilahare davalı banka tarafından davalı-borçlu ...'a Karşıyaka ..... Noterliğinin 09/11/2019 tarih ve 37320 yevmiye no (Mahkememizdeki dava tarihinden önce) ile taşınmazı boşaltması ve ecrimisil bedelinin yasal faizi ile ödenmesi için ihtarname gönderildiği, davacının, borçlu ...'ın muvafakati ile alacağına karşılık davalı bankanın taşınmazı devir almasında mal kaçırma olgusu bulunduğunu başkaca bir delil ile ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi, ilk derece mahkemesince verilen kararın doğru olduğundan bahisle ile davacı vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermiş, hüküm yine davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    İlk derece mahkemesince verilen karara yönelik olarak davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön bulunmamasına, dava konusu taşınmazın satış tarihindeki değerinin bilirkişi tarafından 1.050.000 TL olarak belirlenmesine, davacı bankanın 2.100.000 TL ipoteği dışında ikinci sırada dava dışı Yapı Kredi Bankasının da 470.000,00 TL'lik ipoteğinin bulunmasına, taşınmazın davalı banka tarafından 11.12.2019 tarihinde 1.100.000 TL ye ....’na satılmasına, bu hali ile taşınmazın satış bedeli ipotek alacaklılarının alacağını dahi karşılamadığından, diğer alacaklılara zarar verme kastının düşünülememesine, borcun ödenmemesi halinde mülkiyetin alacaklıya geçeceği şeklindeki sözleşmenin geçersiz olacağına ilişkin TMK'nun 873. maddesindeki hükmün somut olayda uygulanmasının söz konusu olmamasına, zira işlemin borcun ödenmemesi üzerine borcun tasfiyesine ilişkin protokol gereği yapılmasına yasal olarak bankaların borçlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin mevzuata uygun bir işlem olmasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372/1. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının ilk derece Mahkemesine, dairemiz karar örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesine gönderilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 21,40 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 25/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara