Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/26599 Esas 2022/7857 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/26599
Karar No: 2022/7857
Karar Tarihi: 25.05.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/26599 Esas 2022/7857 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, borçlu kişinin mirasçılarına devrettiği taşınmazların bu devirlerin iptalini ve davacının lehine tescilini talep etti. Davalılar, borçlu kişinin taşınmazları bağış yoluyla devrettiğini ve muvazaa iddiasının haksız olduğunu savundu. İlk derece mahkemesi davacının talebini reddetti. Davacı bunun üzerine istinaf başvurusunda bulundu ancak Bölge Adliye Mahkemesi de ilk derece mahkemesi kararını onadı. İstinaf ve temyiz talepleri reddedilen davacının, davayı açması için borcun doğduğu tarihten sonra taşınmazların devredilmiş olması gerektiği kanun maddeleri ile belirtilmiştir. Bu nedenle, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davalarında ve Borçlar Kanunu'nun 18. maddesi (TTK m.19) uyarınca muvazaalı işlemin iptali davalarında, davanın görülebilmesi için iptali istenilen işlemin borcun doğumundan sonra gerçekleşmiş olmasının gerektiği anımsatılmıştır.
4. Hukuk Dairesi         2021/26599 E.  ,  2022/7857 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 25/05/2022 Çarşamba günü davacı vekili Av. .... ile davalılar vekili Av. ... geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan tarafların vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Davacı alacaklı vekili, ..... hakkında yapılan takiplerin sonuçsuz kaldığını, mirascıları ..... ve ...’in mirası red ettiklerinden haklarındaki takibin durduğunu, borçlu ...’in sağlığında 21/11/1986 yılında taşınmazlarını o zaman yaşları küçük olan çocukları ..... ve ...’e devrettiğini belirterek, bu devirlerin iptali ile ... adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar vekili, müvekkillerinin murisinin ölmeden 30 yıl önce bağış yolu ile devrettiği taşınmazların bu bağıştan 10 yıl kadar sonra bankalardan alınan kredilerden doğacak borçların alacaklılarından mal kaçırma amacı ile yapıldığı iddiasının haksız olduğunu, açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    İlk derece mahkemesi, dava konusu taşınmazların davalılara bağışlandığı tarihin 14/11/1986 olduğu, davacının tasarrufa dayanak gösterdiği alacağının ise muris ... ......'ın 1994 yılında kullandığı kredilere ilişkin bulunduğu, işlem dönemi için yürürlükte olan 818 sayılı BK'nın 18. maddesi uyarınca bir tasarrufun muvazaa nedeniyle iptal edilebilmesi için tasarruf zamanında yani öncesinden alacak hakkının doğmuş olmasının gerektiği, tasarrufların gerçekleştiği 1986 yılında davacının temlik aldığı alacağın henüz doğmamış olduğu varsayımla 10 yıl sonrasında bankadan kredi kullanılacağı, kredi ücretinin ödenmeyeceği, bu kaygı ile taşınmazların devir edildiği iddiasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, kimsenin böyle bir öngörüde bulunmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Bölge Adliye Mahkemesi, dava konusu tasarruf tarihinin, borcun doğum tarihinden önce olduğu buna göre ilk derece mahkemesince verilen kararın doğru olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    İlk derece mahkemesince verilen karara yönelik olarak davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön bulunmamasına, dairemizin ve giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşleri gereğince, gerek İİK’nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davalarında, gerekse BK’nın 18. maddesine (TBK m.19) dayalı muvazaalı işlemin iptali davalarında, davanın görülebilmesi için iptali istenilen işlemin borcun doğumundan sonra gerçekleşmiş olmasının gerekmesine ve bu koşulun somut olayda bulunmadığının anlaşılmış bulunmasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372/1. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının ilk derece Mahkemesine, dairemiz karar örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 3.815,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalılara verilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 21,40 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 25/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara