Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13485 Esas 2022/7913 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/13485
Karar No: 2022/7913
Karar Tarihi: 30.05.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13485 Esas 2022/7913 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, davalının trafik sigortacısı olduğu araçla müvekkilinin sevk ve idaresindeki motosikletin karıştığı trafik kazası nedeniyle yaralandığı için 5.000 TL sürekli iş göremezlik tazminatı istemiyle dava açmış, talebi Sigorta Hakem Heyeti tarafından kabul edilmiş, fakat itiraz üzerine Sigorta İtiraz Hakem Heyeti tarafından reddedilmiştir. İtirazın temyizi üzerine Hukuk Dairesi, davacının maluliyet durumunun belirlenmesi için yetersiz bir rapor üzerine başvurunun ret edilmesinin yanlış olduğu gerekçesiyle itiraz hakem heyeti kararının bozulmasına karar vermiştir. Davalının maluliyet oranı, psikolojik rahatsızlıklarının kazayla illiyet bağının varlığı, etkisi ve sürekliliği ile ilgili konularda yeni bir rapor alınması gerektiği belirtilmiştir.
KTK'nın 97. maddesi ve 5684 sayılı Kanun'un 30. maddesi uyarınca gerekli belgelerle başvuru yapılmadan tahkime başvurulamayacağı ve bu nedenle davacının dava şartlarını yerine getiremediği gerekçesiyle başvurunun ret edilmesi kararının da doğru olduğu belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- KTK'nın 97. maddesi
- 5684 sayılı Kanun'un 30. maddesi
4. Hukuk Dairesi         2021/13485 E.  ,  2022/7913 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı itirazın kabulü ile başvurunun usulden reddine dair verilen kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili, 25.08.2018 tarihinde davalının trafik sigortacısı olduğu araç ile müvekkilinin sevk ve idaresindeki motosikletin karıştığı trafik kazası neticesinde yaralandığını belirterek,fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş,talebini 179.305,17 TL’ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili, başvurunun reddini savunmuştur.
    Sigorta Hakem Heyeti tarafından, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; başvurunun kabul ile 179.305,17 TL tazminatın 04.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara davalı vekili tarafından itiraz edilmiştir.
    Sigorta İtiraz Hakem Heyeti tarafından itirazın kabulü ile Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına; başvurunun usulden reddine dair karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gereklidir. Sözkonusu belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
    Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak Balıkesir üniversitesi sağlık uygulama ve araştırma hastanesi adli bilirkişi uzmanlar kurulu tarafından düzenlenen 25.12.2019 tarihli raporunda Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğe göre davacının kaza nedeniyle travma sonrası stres bozukluğunun oluştuğu, maluliyetinin %25 olduğu belirlenmiştir. Anılan bu raporun tanziminde 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetveller yerine, Erişkinler için Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre belirleme yapıldığı görülmekte olup, raporun kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmeliğe uygun olmadığı gibi davacının psikiyatri tedavisi gördüğüne ilişkin yeterli belgeler bulunmadığı gibi alınan maluliyet raporunda da travma sonrası stres bozukluğunun tedavi ile iyileşip iyileşmeyeceği,sürekli olup olmayacağına ilişkin ayrıntılara yer verilmemiştir. Rapor bu hali ile karar vermeye elverişli değildir.
    İtiraz Hakem Heyeti tarafından; davacının davalıya başvuru sırasında sunduğu maluliyet raporunun usule uygun düzenlenmediği ve KTK'nın 97. maddesi ile 5684 sayılı Kanun 30. Maddesi uyarınca; gerekli olan tüm belgeler ile başvuru yapılmadığı, tahkime başvurulmadan önce usulüne uygun yapılmış başvuru bulunmasının dava şartı olduğu gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.
    Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. Bu nitelikleri gereği de eksiklik bulunması halinde tamamlanabilir olup olmadıklarına göre ve 6100 sayılı HMK'nın 114 ile 115. maddelerindeki düzenlemeler kapsamında ele alınmaları gerekir. Davanın esasına girilmesine engel olacak nitelikteki dava şartı eksiğinin giderilmesinin her zaman mümkün olduğu durumlarda, HMK'nın 115/2. maddesi gereği eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilip sonucuna göre karar verilmelidir.
    Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacının kaza nedeniyle maluliyeti oluşup oluşmadığı ve varsa maluliyet oranının, 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellere göre, muayenesi yapılmak koşuluyla kazadan sonra oluştuğu belirtilen psikolojik rahatsızlıkların kaza ile illiyet bağının olup olmadığı, maluliyet oranına etki edip etmediği, travma sonrası stres bozukluğunun bakiye ömür boyunca süreklilik arz edip etmediği ve sürekli değilse ne kadar süre devam edeceği tespit edilmesi için ATK İhtisas Kurulu'ndan ya da üniversitelerin adli tıp anabilim dalı başkanlıklarından yeni bir rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, davacı vekilinin itirazlarının reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile itiraz hakem heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 30/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.










    Hemen Ara