Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2021/2690 Esas 2022/10389 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/2690
Karar No: 2022/10389
Karar Tarihi: 25.05.2022

Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2021/2690 Esas 2022/10389 Karar Sayılı İlamı

2. Ceza Dairesi         2021/2690 E.  ,  2022/10389 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/05/2016 tarih ve 2014/13-159E. - 2016/257 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 20/d maddesinde tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirlerinin, araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi esas alınarak noterler tarafından yapılacağı, noterler tarafından yapılmayan satış ve devirlerin geçersiz olduğu hükme bağlanmıştır. Bu durumda trafik siciline kayıtlı araçların mülkiyetinin devrini öngören sözleşmelerin geçerliliği, maddede öngörülen şekil şartlarına uygun şekilde yapılmalarına bağlı olup, geçerlilik koşulu olan bu şekle uyulmaksızın yapılan sözleşmeler geçersiz olduğundan, geçersiz satış sözleşmesi uyarınca taraflar verdiklerini geri isteyebileceklerdir. Geçersiz sözleşmeye dayalı olarak aracı teslim alan geri verme yükümlülüğü altında bulunurken, aracın kayıt maliki de sebepsiz zenginleşme kuralları uyarınca bedeli iade edecektir. Bu durumda, aracın mülkiyeti karşı tarafa geçmeyecek, ortada hukuki bir uyuşmazlık bulunacaktır.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde; sanığın, kendisine ait aracı, "İş bu sözleşme ... plakalı aracın ruhsatını ...'e devredilmesi, araç şu anda benim adıma, (2) ay sonra ben ..., ...'e devrini vereceğim, Defne'nin ailesine verilecek en ufak zarardan ben mesulüm," şeklinde kaleme alınmış bir belge imzalamak suretiyle katılana anahtarı ile birlikte verdiği, yasal olarak aracın devri yapılmamakla birlikte, zilyetliğinin 6 ay boyunca katılanda bulunduğu, sanığın suç tarihinde aracın fabrikasından bir anahtar daha temin etmek suretiyle, gece vakti, bulunduğu otoparktan bu anahtar ile çalıştırarak alıp götürdüğünün anlaşıldığı olayda; suça konu aracın katılana devir işleminin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 20/d maddesinde öngörülen şekil şartlarına uygun yapılmadığı, bu durumda haricen yapılan devir beyanı geçersiz olduğundan mülkiyetin nakli sonucunu doğurmadığı, sanığın suça konu aracı mülkiyet hakkına dayanarak bulunduğu yerden aldığı anlaşıldığından, sanığın üzerine atılı hırsızlık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı ve sanığın atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
    Kabule göre de;
    2-TCK'nın 144/1-b. maddesinde düzenlenen suçtan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesinin şikayete bağlı olduğu, katılanın 13/04/2022 tarihli dilekçe ile şikayetinden vazgeçtiği gözetilerek; TCK'nın 73. maddesi uyarınca sanıktan vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorularak sonucuna göre bir karar verilmesi; sanığın şikayetten vazgeçmeyi kabul etmemesi halinde ise 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 Sayılı Kanun'un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ile uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş olup, TCK'nın 144/1-b. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunun uzlaşma kapsamına alındığı nazara alınarak, uzlaştırma işlemi yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    3-24.10.2019 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile düzenlenen 5271 sayılı CMK'nın 251. maddesindeki "Basit Yargılama Usulü"nün uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle 5271 sayılı CMK'na eklenen geçici 5/1-d maddesi ile "01.01.2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz" şeklinde sınırlama getirilmiş ise de; Hükümden sonra, 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas, 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile yukarıda anılan geçici madde 5/1-d'de yer alan "Kovuşturma evresine geçilmiş" ibaresinin aynı bentte yer alan, "basit yargılama usulü" yönünden Anayasa'nın 38.maddesine aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesinin kararında, hükme bağlanmış dosyalarla ilgili iptale karar verilmemiş olsa da; hükme bağlanmış dosyalarla ilgili olarak kovuşturma evresinin kesinleşmeye kadar devam etmesi, ayrıca iptal kararının, CMK’nın 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olması nedeniyle, temyize konu ve CMK'nın 251/1. maddesi kapsamına giren, TCK’nın 144/1. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçu yönünden, aynı Kanun’un 7. ve CMK’nın 251. maddeleri uyarınca yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle istem gibi BOZULMASINA, 25/05/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara