Esas No: 2015/6327
Karar No: 2015/9417
Karar Tarihi: 17.11.2015
Hırsızlık - konut dokunulmazlığını ihlal etme - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/6327 Esas 2015/9417 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal etme
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
Gerekçeli kararda 5271 sayılı CMK"nın 232/2-c maddesine aykırı olarak suçun işlendiği zaman dilimi ve aynı Yasanın 230/1-a maddesi iddia makamının mütalasının gösterilmesi, mahallinde tamamlanabilir eksiklik olduğundan ve Üsküdar Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2009/8535 soruşturma sırasında kayıtlı eşyaların müsaderesi konusunda karar verilmemiş ise de, bu konuda her zaman bir karar alınması olanaklı olduğundan, bozma nedeni yapılmamıştır.
1-Sanık ... hakkında kurulan hükümlerin yapılan incelemesinde;
Sanığa 14.01.2011 tarihinde tebliğ edilen hükme karşı yasal süreden sonra 21.02.2011 tarihinde temyiz isteminde bulunan sanık ..."in temyiz nedeninin tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
2-Sanık ... hakkında kurulan hükümlerin yapılan incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Kasten işlemiş olduğu suçlar için hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-6183 sayılı Kanun"un 106/1. maddesinde belirlenen 20 TL’den az gerçekleşen yargılama masrafının, 6352 sayılı Kanun"un 100. maddesi ile eklenen 5271 sayılı CMK"nın
324/4 maddesi gereğince devlet hazinesine yüklenmesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı " 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “53. maddenin uygulanmasına ve yargılama giderlerine” ilişkin bölümler çıkartılarak, yerlerine “Kasten işlemiş olduğu suçlar için hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına ve sanığın payına düşen 10 TL yargılama giderinin 6183 sayılı Kanun"un 106/1. maddesinde belirlenen 20 TL’den az olması nedeniyle 6352 sayılı Kanun"un 100. maddesi ile eklenen 5271 sayılı CMK"nın 324/4 maddesi gereğince devlet hazinesine yüklenmesine” cümleleri yazılmak suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3-Sanık... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün yapılan incelemesinde;
Sanık hakkında işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan usulüne uygun bir şekilde kamu davası açıldığı halde herhangi bir şekilde hüküm kurulmamış ise de; mahkemece zamanaşımı süresince karar verilmesi olanaklı kabul edilmiştir.
Sanık sabıkasız olsa da mahkemenin "sanığın olumsuz kişiliği ve suçun işleniş özellikleri nazara alınarak bir daha suç işlemeyeceği konusunda yeterli kanaat hasıl olmadığı"gerekçesiyle verilen cezayı ertelemediği ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerini uygulamadığı anlaşıldığından, tebliğnamede bu yönden istenen bozma düşüncesi benimsenmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Hüküm fıkrasında sanığın isminin sehven "..." olarak yazılması,
2-Diğer sanıkların yargılama aşamasındaki anlatımları, sanığın yakalanış biçimi, araçta ele geçen malzemeler, suç saati ve tüm dosya kapsamı itibariyle; sanığın suç işlemek amacıyla diğer sanıkları olay yerine getirip, götürdüğü ama olayın işlendiği sırada olay yerinde bulunmamakla birlikte suçun işlenmesine yardım ettiğinin anlaşılması karşısında; sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 39. maddesinin uygulanması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-Kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık..."ın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 17.11.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.