Esas No: 2022/1667
Karar No: 2022/10739
Karar Tarihi: 30.05.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2022/1667 Esas 2022/10739 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2022/1667 E. , 2022/10739 K."İçtihat Metni"
Hakkı olmayan yere tecavüz etme ve dikili ağaç fidan veya bağ çubuğuna zarar verme suçlarından şüpheliler ..., ... (...), ... (...) ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 21/09/2021 tarihli ve 2018/18649 soruşturma, 2021/6321 esas, 2021/4368 sayılı iddianamenin iadesine dair Kahramanmaraş 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/09/2021 tarihli ve 2021/326 iddianame değerlendirme sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Kahramanmaraş 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/10/2021 tarihli ve 2021/1271 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 10/01/2022 gün ve 25547/2021 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27/01/2022 gün ve 2022/6059 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 31/10/2016 tarihli ve 2016/15416 esas, 2016/16813 karar sayılı ilâmında, "... 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 170/2. maddesine göre soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı bir iddianame düzenleyerek kamu davası açar. Aynı yasa maddesinin 3. fıkrasında ise iddianamede gösterilmesi ve bulunması gereken unsurlar sayılmıştır. Şüphelinin ifadesinin veya savunmasının alınmasında belirtilen madde açısından bir zorunluluk bulunmamaktadır.
Bu itibarla, Ceza Muhakemesi Hukukunun temel amacı olan maddi gerçeğe ulaşılmasıdır. İddianamede belirtilen suç vasfı değerlendirildiğinde, suçun takibinin şikayete bağlı olmadığı ve uzlaşma ile önödeme hükümlerinin uygulanma imkanının bulunmadığı, dosya kapsamında müşteki beyanlarını doğrular nitelikte iki tanığın ifadesine yer verildiği, bu kanıtların kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturduğu tartışmasızdır. Şüphelinin ifadesi veya savunması dosya içerisindeki bu deliller karşısında suçun sübutuna mutlak etki eden bir kanıt niteliği de taşımamaktadır. Dolayısıyla şüphelinin ifadesinin alınmasında bu fıkra açısından da bir zorunluluk bulunmamaktadır.
Sonuç olarak, şüphelinin ifadesinin alınmaması sebebiyle iddianamenin iadesine karar verildiği, bu hususun ikmali amacıyla yapıldığı anlaşılan iddianamenin iadesi ve bu karara yapılan itiraz üzerine verilen kabul kararı yerinde görülmekle, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir..." şeklinde yer alan açıklamalar karşısında,
Kahramanmaraş 10. Asliye Ceza Mahkemesince, bir kısım şüphelilerin ifadesinin alınmadığından bahisle iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170/3. maddesinde iddianamede nelerin gösterileceği, aynı Kanun’un 174/1. maddesinde iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesinde yer alan “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.” hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukuki nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği gözetilerek, şüpheliler ...., ... (...), ... (...) ve ...'un yurt dışında bulunmaları nedeniyle ifadelerinin alınamadığı, ifadelerinin alınmasına yönelik yakalama emri düzenlenmesi talebinin Kahramanmaraş 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 07/06/2021 tarihli ve 2021/2834 değişik iş sayılı kararı ile reddedildiği cihetle iddianamenin iade sebepleri arasında şüphelilerin savunmasının alınmamış olmasının sayılmadığı gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Hakkı olmayan yere tecavüz ve dikili ağaç, fidan veya bağ çubuğuna zarar verme suçlarından şüpheliler ..., ... (...), ... (...) ve ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 21/09/2021 tarihli ve 2018/18649 soruşturma, 2021/6321 esas, 2021/4368 sayılı iddianamenin; Kahramanmaraş 10. Asliye Ceza Mahkemesince, 23/09/2021 tarihli ve 2021/326 iddianame değerlendirme sayılı karar ile şüpheliler..., ... (...), ... (...) ve ...’un ifadelerinin alınmadığından bahisle iadesine karar verilmesi üzerine bu iade kararına karşı yasal süresi içerisinde yapılan itirazın itiraz merciince reddine karar verilmiş ise de;
İncelenen dosya kapsamına göre, şüpheliler..., ... (...), ... (...) ve ...’un yurt dışında bulunmaları nedeniyle ifadelerinin alınamadığı, ifadelerinin alınmasına yönelik yakalama emri düzenlenmesi talebinin de Kahramanmaraş 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 07/06/2021 tarihli ve 2021/2834 Değişik İş sayılı kararı ile reddedildiği anlaşılmakla; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170/3. maddesinde iddianamede nelerin gösterileceği, aynı Kanun’un 174/1. maddesinde iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesinde yer alan “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.” hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukuki nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Ceza Muhakemesi Hukukunun temel amacı olan maddi gerçeğe ulaşılmasıdır. Şüphelilerin ifadeleri veya savunmaları dosya içerisindeki deliller karşısında suçun sübutuna mutlak etki eden bir kanıt niteliği taşımamaktadır. Dolayısıyla şüphelilerin ifadelerinin alınmasında bu fıkra açısından bir zorunluluk bulunmamaktadır. Cumhuriyet savcısı tarafından toplanan delillerin kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturması sebebiyle iddianame düzenlenmiş olması ve iddianamenin iade sebepleri arasında şüphelilerin savunmalarının alınmamış olmasının sayılmadığı cihetle itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (KAHRAMANMARAŞ) 5. Ağır Ceza Mahkemesinden kesin olarak verilen 20/10/2021 tarihli ve 2021/1271 Değişik İş sayılı kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (a) bendi uyarınca sonraki işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, 30/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.