Esas No: 2021/15460
Karar No: 2022/8115
Karar Tarihi: 02.06.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/15460 Esas 2022/8115 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/15460 E. , 2022/8115 K.Özet:
Davacı, çift taraflı trafik kazası sonucu motorsiklet sürücüsü olarak yaralanmış ve malul kalmıştır. Davacı, hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000 TL tazminat talep etmiş ve talebini daha sonra 102.407 TL'ye yükseltmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti, talebin kabulüne karar vermiş ancak itiraz sonucu İtiraz Hakem Heyeti, dava şartı yokluğu nedeniyle başvurunun reddine karar vermiştir. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kararın gerekçesi ise, maluliyetin varlığı ve oranının doğru belirlenmesinin gerektiği ancak davacının sunduğu raporun usule uygun olmayışı nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan reddedildiğidir. Dava şartları, davanın esası için gerekli olan zorunlu koşullardır ve eksiklikleri tamamlanabilecektir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 97. maddesi gereğince, zorunlu mali sorumluluk sigortası başvurusu yaparken belirtilen belge eksikliği tamamlanabilir.
Sonuç olarak, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için davacıya kesin süre verilerek maluliyette gelişen durum olup olmadığı araştırılacak ve raporlar arasında fark varsa, kesin hüküme dayalı olarak talep reddedilecektir.
Kanun Maddeleri: 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 97. maddesi, 5684 sayılı Kanun'un 30. maddesi, 6100 sayılı HMK'nın 114 ile 115. maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki çift taraflı trafik kazası nedeniyle açılan tazminat davası üzerine Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılama sonucunda; başvurunun kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem heyetince davalı vekilinin itirazının kabulüne dair verilen kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, 22/8/2017 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasında müvekkilinin motorsiklet sürücüsü konumundayken yaralandığını ve malul kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL maluliyet tazminatı talep etmiş ve ıslahla talebini 102.407,00 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, talebin kabulüne karar verilmiş, anılan karara karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının kabulüne ve başvurunun dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gereklidir. Sözkonusu belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak KATÜ Adli Tıp ABD tarafından düzenlenen 27/03/2020 tarihli Engelli Sağlık Kurulu raporunda, davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyeti %11 olarak belirlenmiştir.
İtiraz Hakem Heyeti tarafından; davacının davalıya başvuru sırasında sunduğu maluliyet raporunun usule uygun düzenlenmediği ve KTK'nın 97. maddesi ile 5684 sayılı Kanun 30. maddesi uyarınca; gerekli olan tüm belgeler ile başvuru yapılmadığı, tahkime başvurulmadan önce usulüne uygun yapılmış başvuru bulunmasının dava şartı olduğu gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. Bu nitelikleri gereği de eksiklik bulunması halinde tamamlanabilir olup olmadıklarına göre ve 6100 sayılı HMK'nın 114 ile 115. maddelerindeki düzenlemeler kapsamında ele alınmaları gerekir. Davanın esasına girilmesine engel olacak nitelikteki dava şartı eksiğinin giderilmesinin her zaman mümkün olduğu durumlarda, HMK'nın 115/2. maddesi gereği eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilip sonucuna göre karar verilmelidir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 97. maddesi ile, zorunlu mali sorumluk sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiştir. Bu başvurunun yapıldığı; ancak, eksik ya da usule uygun olmayan belge ile başvurulduğu savunmasının olduğu durumlarda, usule uygun olmadığı savunulan belgedeki eksikliğin her zaman tamamlanabileceği açıktır.
Dosyada mevcut tarafları ve konusu aynı olan başvuru hakkında karar verilmiş ve kesinleşmiştir. Önceki dosyaya esas alınan maluliyet raporundaki maluliyet oranı ile işbu davaya esas olan maluliyet raporundaki maluliyet oranı arasında fahiş fark bulunmakta olup, bu farklılığın maluliyet oranında zaman içinde ortaya çıkan gelişen durum olup olmadığı konusunda yapılmış bir araştırma da yoktur. Davacının açtığı önceki davada verilen kararın eldeki dava bakımından kesin hüküm oluşturup oluşturmayacağının belirlenmesi ile davalının hukuki durumunun tayini gerektiğinden, maluliyette gelişen durum olup olmadığı sorununun çözülmesi zorunlu hale gelmektedir.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacıya kesin süre verilmek suretiyle raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi, ilgili tarihler arasında maluliyette artış olup olmadığı (iki raporda maluliyet belirlemesine esas teşkil eden fiziksel ve fonksiyonel arazlarda zaman içinde gelişim olup olmadığı) hususlarında kaza tarihinde yürürlükteki mevzuata uygun rapor alması ve dosyaya sunmasının istenilmesi, maluliyette gelişen durum olduğunun raporla saptanması halinde tazminat talebi için karar verilmesi; maluliyette gelişen durum bulunmadığının saptanması halinde ise, davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı biçimde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile itiraz hakem heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 02/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.