Esas No: 2022/1609
Karar No: 2022/10738
Karar Tarihi: 30.05.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2022/1609 Esas 2022/10738 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2022/1609 E. , 2022/10738 K."İçtihat Metni"
Hırsızlık suçundan sanık ...'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 141/1, 43, 168/1 ve 62. maddeleri uyarınca 4 ay 5 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Antalya 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 20/02/2009 tarihli ve 2006/1017 esas, 2009/301 sayılı kararının 20/01/2010 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içinde 24/09/2013 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkum olduğunun ihbarı üzerine, hakkındaki hükmün açıklanması ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 141/1, 43, 168/1 ve 62. maddeleri uyarınca 4 ay 5 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Antalya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/12/2020 tarihli ve 2020/284 esas, 2020/598sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 09/12/2021 gün ve 20578-2021 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20/01/2022 gün ve 2021/156797 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre, suç tarihi itibariyle 5237 sayılı Kanun'un 141. maddesi kapsamında işlenen hırsızlık suçunun 8 yıllık olağan zaman aşımı süresine tabi olduğu, sanığın müsnet suçu 24/08/2006 tarihinde işlediği, 03/06/2008 tarihinde ilk savunmasının alındığı, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın ise 20/01/2010 tarihinde kesinleştiği, sanığın 24/09/2013 tarihinde yeniden suç işlediği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 20/01/2010 tarihi ile denetim süresi içerisinde yeniden suç işlediği 24/09/2013 tarihi arasında (3 yıl 8 ay 4 gün) dava zamanaşımı süresinin 5271 sayılı Kanun'un 231/8-son cümlesi gereğince duracağı, sanığın sorgusunun yapıldığı tarih ile hükmün açıklandığı tarih arasında zamanaşımını kesen başkaca bir sebep bulunmadığı ve sanığın sorgusunun yapıldığı 03/06/2008 tarihinden itibaren hükmün açıklandığı 03/12/2020 tarihine kadar geçen sürede (12 yıl 6 ay) 8 yıllık olağan dava zamanaşımı süresinin dolduğu gözetilmeden, zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanığın, suç tarihlerinde çalışanı olduğu müşteki ...ye ait olan ... Market adlı iş yerinden suça konu ürünleri birer gün arayla çalması şeklinde gerçekleşen eyleminin, 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b maddesinde tanımlanan hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suçun hukuki nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek aynı Kanun’un 141/1. maddesi ile uygulama yapılması hususu da belirlenmiş olup, bu yönden de kanun yararına bozma isteminde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 30/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.