Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13540 Esas 2022/8228 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/13540
Karar No: 2022/8228
Karar Tarihi: 06.06.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13540 Esas 2022/8228 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/13540 E.  ,  2022/8228 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Davacı ... vekili Av. ... tarafından, davalı ...aleyhine 11/03/2020 tarihli dilekçe ile trafik kazası sonucu cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine Uyuşmazlık Hakemince yapılan inceleme sonucunda; başvurunun usulden reddine dair verilen kararın davacı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davacının itirazlarının kısmen kabulü ile uyuşmazlık hakem heyeti kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm oluşturulmak suretiyle başvurunun kabulüne dair verilen 10/01/2021 tarih ve 2021/İHK-939 sayılı kararın taraf vekilleri tarafından süresi içinde temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya incelendi, gereği görüşüldü.

    KARAR

    Davacı vekili; 25/06/2019 tarihinde davalıya trafik sigortalı aracın, davacının sürücüsü olduğu motosikletle karıştığı çift taraflı trafik kazası sonucunda davacının yaralanarak %16 oranında malul kaldığını, davacının kazanın meydana gelmesinde bir kusuru olmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 40.472,00 TL nin temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; hakem kararı içeriğine göre 24/12/2020 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 110.378,79 TL ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili, başvurunun usul ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
    Uyuşmazlık Hakem Heyetince; başvurunun usulden reddine karar verilmiş; karara karşı davacı vekili itiraz yoluna başvurmuştur. İtiraz Hakem Heyetince; davacının itirazının kabulü ile uyuşmazlık hakem heyeti kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmak suretiyle başvurunun kabulü ile 110.378,79 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 22/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1) Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2) Davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Eldeki davada; davacının sürekli iş göremezlik tazminatının hesaplanmasında TRH 2010 yaşam tablosu ve 1.8 teknik faizin uygulanması şeklinde hesap yapılmış ve bu rapor benimsenerek hüküm tesis edilmiş, davacı temyiz dilekçesinde progresif rant yönteminin kullanılması gerektiği yönünde itiraz etmiştir.
    İtiraz Hakem Heyetinde hükme esas alınan tazminat hesaplamasında, yeni Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ve ekindeki cetvellere göre hesaplama yapılmış ise de, Anayasa Mahkemesi'nin 17/07/2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK'nun 90. maddesindeki "bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir" bölümündeki "bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda" ibaresinin Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; iş gücü kaybı tazminatı hesabında, yeni Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Tazminat hesaplamasının, %1,8 teknik faiz uygulanmadan yapılması gereklidir ki, İtiraz Hakem Heyeti tarafından esas alınan rapor bu yönüyle yeterli bir rapor değildir.
    Açıklanan nedenlerle, bakiye ömür süresinin TRH 2010 yaşam tablosuna göre belirlenmesi işleyecek (bilinmeyen) devre hesaplamasında her yıl için gelirin %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi esasına dayanan progresif rant yönteminin kullanılarak tazminatın hesaplanmasının gerektiği dikkate alınmak suretiyle, daha önce rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınıp, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    3) Davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın 52. maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi, belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Müterafik kusura ilişkin savunma bir def’i olmadığından, mahkemece bu yönde bir savunma olmasa dahi resen araştırılması ve tartışılması gerekmektedir.
    Somut olayda, motosiklet sürücüsü olan davacının kaza tespit tutanağına göre kask durumu belirsiz olduğu, maluliyet raporuna göre yanakla beraber burun veya frontal kemikte çökme, yürüyüş bozukluğu ve hipertrofik skar nedeniyle maluliyet oranının %16 olduğu tespit edilmiş, İtiraz Hakem Heyetince müterafik kusur durumu değerlendirilmemiştir.
    Bu durumda İtiraz Hakem Heyetince; davacının baş bölgesinden de yaralandığı anlaşılmakla Dairemiz yerleşik uygulamasına göre hesaplanan tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken, yazılı şekilde bu hususlar tartışılıp değerlendirilmeden hüküm tesisi doğru olmamış, eksik incelemeye dayalı kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
    4) Taraf vekillerinin kusura yönelik temyiz itirazlarına gelince;
    6100 sayılı HMK’nın 266. ve devamı maddeleri gereğince, çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilir.
    Her ne kadar İtiraz Hakem Heyetince herhangi bir araştırma yapılıp davalı vekilinin kusura yönelik itirazları doğrultusunda kusur raporu alınmaksızın, soruşturma dosyasında alınan kusur raporuna dayalı olarak davalıya sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek, bu kusur oranı üzerinden hesaplanan tazminatın ödenmesine karar verilmişse de, hakem heyeti kararı eksik incelemeye dayanmaktadır.Somut olayda kaza tespit tutanağına göre, davalıya trafik sigortalı araç sürücüsünün sola dönüş kuralına riayet etmemekten dolayı kural ihlalinde bulunduğu, davacının ise kural ihlalinin olmadığı belirtilmiş, soruşturma dosyasında alınan 17/07/2019 tarihli kusur raporunda ise davalıya trafik sigortalı araç sürücüsünün karşı aracın doğrultu değiştirme manevralarını yanlaş yapma kural ihlali nedeniyle asli kusurlu, davacının ise hızını azaltmamak nedeniyle tali kusurlu olduğu belirlenmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkiline sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olmadığını ileri sürerek kusur raporu alınmasını talep etmiş, İtiraz Hakem Heyetince ise davaya konusu kazayla ilgili kusur raporu alınmaksızın, soruşturma dosyasına alınan raporun uygun görüldüğü ve davalıya trafik sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu kabul edildiği gerekçesiyle, davalının kusura yönelik savunmasının reddine karar verilmiştir.
    Davacı, uğradığı bedensel zarar nedeniyle tazminat isteminde bulunduğuna göre, bu zarar ile illiyet bağı taşıyan eylemi olan sürücü kusurlarının belirlenmesi ve kusur durumuna göre değerlendirme yapılması gerektiği açıktır. İtiraz Hakem Heyetince kaza tespit tutanağı ve 17/07/2019 tarihli rapor arasındaki kusur dağılımına ilişkin çelişki giderilmeden karar verilmesi doğru değildir.
    O halde İtiraz Hakem Heyetince; kaza tespit tutanağı ile soruşturma dosyasında alınan kusur raporu arasındaki kusur dağılımına ilişkin çelişkilerin giderilmesi yönünde İTÜ öğretim üyeleri veya Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kurulundan, olaydaki kusur oranlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti yönünde mevcut raporların da irdelendiği ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alındıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle taraflar yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin, (3) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 06/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara