Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/14024 Esas 2022/8371 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/14024
Karar No: 2022/8371
Karar Tarihi: 07.06.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/14024 Esas 2022/8371 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı, müvekkilinin aracının davacıya çarpması sonucu meydana gelen kazada davacının yaralandığını ve sigorta şirketinin ödemesi sonrası maluliyetinde artış olduğunu iddia ederek maddi tazminat talep etti. Arabuluculuk anlaşmasına rağmen davacı davayı açtı. Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti, davalı şirketten 70.643,15 TL maddi tazminatın davacıya ödenmesine karar verdi. Ancak davalının itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyeti itirazı reddetti. Temyizde ise Yargıtay, arabuluculuk anlaşmasına ve ödemeye esas hasar dosyasına ve davacının sonraki süreçte gördüğü tedavilere ilişkin belgelere bakılması gerektiğini belirterek, kararı bozdu.
Kanun Maddeleri:
- Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik.
4. Hukuk Dairesi         2021/14024 E.  ,  2022/8371 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sigorta tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetinin itirazın reddine dair kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü;

    K A R A R

    Davacı vekili, 12/05/2018 tarihinde davalıya sigortalı aracın müvekkiline yaya halde iken çarpması sonucunda meydana gelen çift taraflı trafik kazasında, davacının yaralanarak malul kaldığını,sigortaca yapılan ödemden sonra maluliyetinde artış olduğunu bu nedenle %21 oranındaki maluliyeti için, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere (belirsiz alacak) şimdilik 10,00 TL maddi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, yargılama sırasında bilirkişi raporu doğrultusunda talebini 70.643,15TL'ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili,davacı taraf ile ibralaştıklarını bu nedenle başvurunun reddi gerektiğini savunmuştur.
    Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun kabulü ile 70.643,15 TL maddi tazminatın 23/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş hükme karşı davalı vekilince itiraz edilmiştir. İtiraz Hakem Heyetince itirazın reddine karar verilmiş karar ,davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, trafik kazasında yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Taraf vekilleri arasında, Ankara Arabuluculuk Bürosunun 26/06/2019 tarih ve 2019/6010 dosya numarası ile Arabuluculuk Anlaşma Belgesi imzalanmış, buna göre eldeki trafik kazasından kaynaklı davacının yaralanmasına ilişkin olarak 19.000,00 TL maddi tazminatın, vekalet ücretinin ve masrafların, davacı tarafa ödenmesi konusunda anlaşmaya varılmıştır. Dosya kapsamında sunulu 26/07/2019 tarihli banka dekontu ile davalı ... şirketi tarafından, davacı vekili Av. ... hesabına 20.362,00 TL'nin yatırıldığı anlaşılmıştır.
    Davalı vekili arabuluculuk tutanağı ilam hükmünde olduğundan başvurunun kesin hükümden reddi gerektiğini savunmaktadır. Davacı taraf ise Ankara Numune Hastanesi raporunda belirtilen %15 oranındaki maluliyeti için kendisine ödeme yapıldığını,arabuluculuk anlaşmasından sonra maluliyetinde artış olduğunu iddia ile eldeki davayı açmıştır. Davacının değindiği %15 oranını belirleyen rapor dosya içinde değildir.
    Davacı vekilinin ,Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuruda sunduğu Dokuz Eylül Üniversitei Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı'nın 18/12/2019 tarihli raporuna göre, davacının "kafa travması,sağ temporal kemik kırığı, epidural kanama ve sağ proksimal humerus kırığı (opere) tanılarına göre kazadan kaynaklı maluliyet oranının %21" olduğu tespit edilmiştir.
    Her ne kadar, davacının ödemeye esas olarak iddia ettiği %15'lik raporu,dosya içinde değilse de her iki rapor arasında maluliyet oranları bakımından fahiş fark bulunmakla birlikte, bu farklılığın maluliyet oranında zaman içinde ortaya çıkan gelişen durumdan mı kaynaklandığı konusunda yapılmış bir araştırma da yoktur. Davalının hukuki durumunun, arabulucuk anlaşmasından sonra davacının maluliyette artış olup olmadığı sorunu çözüldükten sonra değerlendirilmesi gerektiği gözetilmelidir.
    Açıklanan vakıalar karşısında İtiraz Hakem Heyeti'nce; davalı ... şirketinden 26/06/2019 arabuluculuk anlaşmasına ve ödemeye esas hasar dosyasının (bilhassa hesaba esas alınan maluliyet raporunun) getirtilmesi, davaya konu kazadaki yaralanmalara ilişkin davacının 26/06/2019 tarihinden (arabuluculuk tarihi) sonraki dönemde gördüğü tedavilere ilişkin belgelerin davacı taraftan temin edilmesi, anılan maluliyet raporu ile belirtilen tedavi belgelerinin toplanmasından sonra, davacının dosyaya sunduğu %21 oranında maluliyeti belirleyen 18/12/2019 tarihli rapor ve davadan önce davalının ödemesine esas kabul ettiği % 15 maluliyet oranını belirleyen rapor arasında fahiş fark bulunduğu dikkate alınarak, raporlar arasındaki bu çelişkinin giderilmesi ile oran farklılığının maluliyette artış olarak kabul edilip edilemeyeceği (iki raporda maluliyet belirlemesine esas teşkil eden fiziksel ve fonksiyonel arazlarda zaman içinde gelişim olup olmadığı) artış var ise maluliyet oranının artmasında davacının kusurunun olup olamadığı, maluliyet oranının artmasında özellikle de bu artışın sebebinin davacının da alabileceği önlemler olup olmadığının; davacıya önerilen tedavilerin bulunup bulunmadığının ve davacı tarafça bunların yerine getirilip getirilmediğinin veya bu tedbirler ve tedaviler yerine getirilse idi dahi aynı şekilde maluliyet durumunda artış olup olmayacağı hususlarında rapor düzenleyen Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı ya da en yakın üniversite hastanesi adli tıp bölümünden, kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun rapor alınması; maluliyet raporunda belirlenen oranlara göre aktüer raporu alınarak (temyiz eden davalının usulü kazanılmış hakları korunarak) sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    2-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 07/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara