Esas No: 2021/13680
Karar No: 2022/8355
Karar Tarihi: 07.06.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13680 Esas 2022/8355 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/13680 E. , 2022/8355 K.Özet:
Davalı trafik sigorta şirketi, davacının trafik kazası sonucu meydana gelen maluliyet oranının artması nedeniyle fazladan tazminat talebini reddetti. Başvurunun usulden reddine karar veren Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti, karara itiraz eden davacının itirazını reddetti. Ancak, dava dosyasındaki tüm tedavi evrakları ve maluliyet oranını etkileyen gelişme konusunda denetime elverişli rapor alınması gerektiği belirtilerek İtiraz Hakem Heyeti kararı bozuldu. Sonuç olarak, davacının temyiz itirazı kabul edilerek İtiraz Hakem Heyeti kararı bozuldu. Kanun maddeleri olarak, \"Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik\" hükümleri uyarınca davacının psikolojik tedavi durumu ve \"travma sonrası stres bozukluğu\" konusunda Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümlerinden içerisinde psikiyatri uzmanı da bulunan bir heyetten açıklayıcı, denetime elverişli rapor alınması gereklidir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahkim davasında itiraz hakem heyetince verilen kararın davacı vekili tarafından süresi içinde temyizi istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
KARAR
Davacı vekili, davalıya trafik sigortalı araç sürücüsünün kusurlu hareketi ile gerçekleşen kazada davacının yaralandığını ve malul kaldığını, iş göremezlik zararının tazmini amacı ile daha önce tahkim komisyonuna başvuru yapılıp bir miktar tazminat ödemesi yapıldığını, ancak davacının maluliyet oranında artış meydana geldiğini açıklayıp artan maluliyet oranı yönünden fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 50.000 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, talebin reddini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun usulden reddine karar verilmiş; karara karşı davacı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem heyetince davacı vekilinin itirazının reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacının meydana gelen kazada yaralandığını ve %12.6 malul kaldığını, davalı tarafından bir kısım ödeme yapıldığını, fakat maluliyet oranının sürekli artış gösterdiğini belirterek maluliyete ilişkin alınan yeni raporda davacının maluliyet oranının % 53 olarak tespit edildiğini açıklayıp maluliyet oranındaki bu artış sebebi ile aradaki farka ilişkin maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Gelişen durum; olay sonucu meydana geldiği halde, başlangıçta bilinen yaralanmalar dışında, sonradan ortaya çıkan veya gelişen, olaya bağlı vücut bütünlüğünü bozan sonuçlar olarak tanımlanabilir.
Trafik kazası sonucu yaralanmalar nedeni ile ortaya çıkan zarar, kendi özel yapısı içerisinde, sonradan değişme eğilimi gösteriyor, zararı doğuran eylem veya işlemin doğurduğu sonuçlarda (zararın nitelik veya kapsamında) bir değişiklik ortaya çıkıyor ise, artık "gelişen durum" ve dolayısıyla, gelişen bu durumun zararın nitelik ve kapsamı üzerinde ortaya çıkardığı değişiklikler söz konusu olacaktır. Böyle hallerde, zararın kapsamını belirleyecek husus, gelişmekte olan bu durumdur ve bu gelişme sona ermedikçe zarar henüz tamamen gerçekleşmiş olamayacaktır.
Gelişen durumun varlığı halinde gelişen durum yönünden yeniden dava açılabilmesi mümkündür. Gelişen durumun olup olmadığı ise her olaya özgü olarak kanıtlara göre değerlendirilir.
Davacıdaki yaralanmanın hangi tarihte tedaviyle tamamen sona erdiği, bu yaralanmadan dolayı gelişen bir durum olup olmadığı, varsa hangi tarihte gelişen durumun sona erdiği; diğer bir anlatımla, daimi iş gücü kaybının kesin olarak belirlenebilmesi için tedavilerinin ne zaman sona ereceği ve kesin maluliyet oranının hangi tarihte belirlenebileceği gerçek zararın tespiti açısından önemlidir.
Dosya kapsamından, maluliyete ilişkin İzmir Katip Çelebi Adli Tıp Başkanlığı’nın 12/06/2018 tarihli raporunda; Adli Tıp Başkanlığı’nın birden fazla araz nedeniyle 12.6 oranında maluliyet oranı tespiti yapılmış, İnönü Üniversitesi’nin 12/12/2019 tarihli ikinci maluliyet raporunda ise, uyluk atrofisi gelişmesi sonucu maluliyetinin arttığını, omurga kırığı nedeniyle artan maluliyet olup olmadığının tespiti yapılmadığı, ayrıca travma sonrası stres bozukluğu da dahil edilerek toplamda % 53 oranında maluliyet olduğu belirlenmiştir.
Açıklanan vakıalar karşısında İtiraz Hakem Heyeti'nce; tüm tedavi evraklarının dosyaya teminin sağlanması, maluliyet oranları bakımından; maluliyette artış olarak kabul edilip edilemeyeceği hususlarında, gerekçeli, denetime elverişli ve kaza ile illiyet bağının kurulduğu rapor alınması ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı biçimde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Ayrıca davacının psikolojik tedavisine ilişkin tüm tedavi evrakları dosya arasına getirtildikten sonra muayenesi de yapılarak, kaza tarihinde yürürlükte bulunan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre, kazadan sonra oluştuğu belirtilen" travma sonrası stres bozukluğu" nedeniyle davacıda kalıcı maluliyet bulunup bulunmadığı, kaza ile illiyet bağının olup olmadığı, maluliyet oranına etki edip etmediği, belirtilen travma sonrası stres bozukluğunun süreklilik arz edip etmediği ve sürekli değilse ne kadar süre devam edeceği konusunda Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümlerinden içerisinde psikiyatri uzmanı da bulunan bir heyetten açıklayıcı, denetime elverişli rapor alınması hususlarına dikkat edilmesi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 07/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.