Esas No: 2021/18656
Karar No: 2022/8329
Karar Tarihi: 07.06.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/18656 Esas 2022/8329 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/18656 E. , 2022/8329 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karaman 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasında verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm hakkında Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; esas yönünden tarafların istinaf isteminin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurularak davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın, Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili, duruşmasız olarak incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 07/06/2022 SALI günü, davacı vekili Av. ... geldi, davalılar adlarına gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırarakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili; 29/01/2014 tarihinde davalı sürücü ...'in sevk ve idaresindeki ... plakalı araçla sollama yasağının olduğu bölgede, önünde seyreden aracı sollamak için manevra yaptığı sırada davacının kullanımındaki bisiklete çarpması sonucu müvekkilinin ağır yaralandığını ve maluliyet oluştuğunu, kazada davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu belirterek, uğranılan maddi ve manevi zararlarının davalılardan tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalı ... vekili; iddiaların gerçeği yansıtmadığını, olayda asıl kusurun davacıya ait olduğunu belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... vekili; asıl kusurun davacıda olduğunu, sigorta şirketinin sorumlu olduğu kanaati oluşursa da sorumluluklarının poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davacı ve davalı ... şirketinin istinafa başvurması üzerine de bölge adliye mahkemesince yeniden alınan kusur raporuna istinaden ilk derece mahkemesi kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir; karar, davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.
Bu kapsamda hukuki dinlenilme hakkı, bilgilenme/bilgilendirme, açıklama yapma, yargı organlarınca dikkate alınma ve kararların gerekçeli olması gibi hususları içerdiği açıktır. Bilgilenme hakkı, yargılamanın içeriğine dair tam bir bilgi sahibi olmanın yanında gerek karşı tarafın gerekse de yargı organlarının dosya içeriğine yapmış oldukları işlemleri öğrenmelerini kapsar. Bilgilenme/bilgilendirme hakkının etkin biçimde kullanılabilmesi için gönderilecek tebligat ve davetiyelerde kanunda öngörülmüş şekil şartlarına sıkı sıkıya uyulması gerekmektedir. Ayrıca bu hak sadece davanın başındaki iddia ve savunmalar açısından değil yargılamanın her aşamasında dikkate alınmalıdır. Bu kapsamda devam eden bir yargılamada tarafların açıklamaları için bilgilendirme yeterli olmayıp yargılamada yer alan diğer kişilerin ( tanık, bilirkişi gibi) açıklamaları açısından da önemlidir. Bilgilenme hakkının usulüne uygun kullanımı ile tarafların haklarında öğrendikleri isnat ve iddialara karşı beyanda bulunabilme, davaya yönelik bilgi ve belge verebilme yani açıklama yapma hakkı da hukuki güvenceye bağlanmaktadır. Böylece davanın her iki tarafına eşit şekilde açıklama yapma hakkı tanınması ile adaletin görünür kılınması sağlanacaktır. Açıklamada bulunma hakkı, tarafların, yazılı veya sözlü şekilde iddia ve savunmalara karşı itirazda bulunabilme, davaya ilişkin beyanda bulunmalarını sağlar.
Somut davada ilk derece mahkemesi kararına karşı istinafa başvurmayan ancak bölge adliye mahkemesi kararını temyiz eden davalı ...’a yapılan ilk derece mahkemesi karar tebliğine dair belgelerin incelenmesinden, gerekçeli karar tebliğinin Sümer mahallesi 1345. sokak No:33, İç Kapı No:11 Merkez/Karaman adresinde Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre yapıldığının şerh edildiği anlaşılmıştır. Belirtilen yasa maddesinde açıkça gösterilen adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakın, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim edileceği ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnamenin gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırılacağı, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihin tebliğ tarihi sayılacağı düzenlendiği halde, adı geçen davalıya yapılan ilk derece mahkemesi gerekçeli karar tebliğine dair evrakın doğrudan mahalle muhtarına bırakılması ile yetinildiği, tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnamenin gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırılmadığı anlaşılmıştır. Bölge adliye mahkemesi karar ilamı ise farklı bir adreste usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ve davalı ... bölge adliye mahkemesi kararını temyiz etmiştir. Hukuki dinlenilme hakkı hem görülmekte olan bir davada ileri sürülen tüm iddia ve savunmaların dinlenilmesi hem de dava sonunda verilen karara karşı kanun yolunun açılması anlamındadır. Şu halde, davalı ...’ın yasal teminat altına alınan hukuki dinlenilme ve savunma hakkının ihlal edilmemesi için ilk derece mahkemesi gerekçeli kararının adı geçen davalıya usulüne uygun olarak tebliğinin sağlanması gerekmektedir. Açıklanan şekilde usulüne uygun olarak tebligat yapılarak ve sonucuna göre işlem tesis edilmesi için bölge adliye mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...’ın temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK 371. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı ve davalı ...’ın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ...’a geri verilmesine 07/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.