Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/17988 Esas 2022/8326 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/17988
Karar No: 2022/8326
Karar Tarihi: 07.06.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/17988 Esas 2022/8326 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi, icra dairesi görevlilerinin kusurundan kaynaklanan tazminat davasında verilen davanın reddine ilişkin hüküm hakkında yapılan istinaf incelemesi sonucunda, istinaf isteminin reddedildiği kararın Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenildi. Davacılar, icra memuru tarafından sahalarının usulsüz tahliye edilmesi sonucu maddi ve manevi zarar gördüklerini, bu zararın davalıdan tazminini talep etti. Davalı ise, taşınmazın koordinatlarının tam olarak belirtilmemesi nedeniyle icra memurunun haksız işlemde bulunmadığını ileri sürdü. İlk derece mahkemesi, davanın reddine hükmetti. Bölge Adliye Mahkemesi, yapılan inceleme sonucunda temyiz itirazlarının reddine karar verdi ve hükmün onanmasına karar verdi. Kararda, HMK 355. maddesi, HMK 370/1. maddesi, HMK 302/5 ve 373. maddelerine vurgu yapıldı.
4. Hukuk Dairesi         2021/17988 E.  ,  2022/8326 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 8. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki ilk derece mahkemesinde görülen icra dairesi görevlilerinin kusurundan kaynaklanan tazminat davasında verilen davanın reddine ilişkin hüküm hakkında Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; esas yönünden istinaf isteminin REDDİNE ilişkin kararın, Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 07/06/2022 Salı günü, davacılar vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ..... geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    KARAR

    Davacılar vekili; dava dışı şahıslar arasında açılan ve kesinleşen müdahalenin önlenmesi davası hükmünün infazı için, maden sahasının tahliyesi amacıyla Kayseri 5. İcra Müdürlüğünün 2016/9232 esas sayılı takip dosyası üzerinden cebri icra başlatıldığını, ancak hükmün infazı için davada taraf olmayan müvekkili şirketlerin işlettiği maden sahasında, icra memuru tarafından haksız olarak tahliye işlemine girişildiğini ve tüm üretim ve çalışmanın durdurulduğunu, şirket yetkililerince takip dayanağı kararda taraf olmadıkları, olayla herhangi bir ilgilerinin bulunmadığı, işlemin usulsüz olduğu belirtilerek itirazda bulunulduğunu, ancak itirazlarının dikkate alınmadığını, şirketlere ait tüm makine ve teçhizatların tespit edilerek tutanağa geçirildiğini, fabrika ve binalara girildiğini, tahliye işlemlerine sabah başlandığını, tahliye edilecek kısmın belirli olmaması nedeniyle işlemlerin akşam 18.00 de sonlandırıldığını, 11/10/2016 tarihinde maden sahasına ikinci defa gidilerek bilirkişiler marifetiyle ölçüm yapıldığını, neticede müdahalenin men’ine karar verilen alan ile müvekkillerinin işletmekte olduğu alanın farklı yerler olduğunun anlaşıldığını, İcra memuru tarafından yapılan işlemin usulsüz olduğunu, uzman fen bilirkişisi marifetiyle yerin tespiti gerektiği halde, icra memuru tarafından itirazların dikkate alınmadığını, müvekkillerinin maddi ve manevi zarara uğramasına icra memurunun kusurlu davranışının neden olduğunu, icra memurunun uyarısıyla üretimin durdurulduğu ve çalışmaların yarıda bırakıldığını belirterek uğranılan zararın davalıdan tazmini isteminde bulunmuştur.
    Davalı vekili; kesinleşen mahkeme kararının infazı için alacaklı vekilinin talebi doğrultusunda 31/08/2016 tarihinde maden sahasına gidildiğini, sahanın çok büyük olmasından dolayı 15 günlük süre verildiğini, mahkeme kararında dava konusu taşınmaza, davalının müdahalesinin menine karar verilmiş ise de; taşınmazın koordinatlarının tam olarak belirtilmediğini, kararın infazını sağlayacak görevlilerin taşınmazın yerini tam olarak tespit edemediklerini, 07/10/2016 tarihinde maden sahasına alacaklı vekili ile birlikte yeniden gidildiğini, refakate alınan fen memurunun mahallin ancak kadastro aleti ile ölçüm yapılıp tespit edilebileceğini belirttiğini, bunun üzerine herhangi bir haciz işlemi uygulanmadan ve sahanın çalışması kısıtlanmadan bilirkişiye gerekli ölçüm cihazı alması suretiyle yeniden sahaya dönüldüğünü, alanda herhangi bir haciz ve tahliye işlemi yapılmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilince istinafa başvurulması üzerine de bölge adliye mahkemesince, müdahalenin önlenmesi kararını veren Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/445 esas ve 2015/646 karar sayılı dosyasında yer alan krokinin celbinin ardından 11/10/2016 tarihinde iki fen memurunun ölçümü ile tahliye edilmesi gereken alanın belirlenebildiği, 07/10/2016 tarihli haciz tutanağında haczin başladığı süreçte üretimin durdurulması hususunda şirket çalışanlarının uyarıldığı belirtilmiş ise de haczin başlandığı idare/şantiye binasından aynı anda bims üretim tesisinin, eleme tesisinin, maden temin edilen ocağın, sahada çalışan iş makinalarının, sevkiyat bekleyen kamyonların fiilen durdurulmasının sözkonusu olmadığı, haciz tutanağı bir bütün olarak incelendiğinde haciz işlemleri sona erdirilirken üretimin durdurulmasına yönelik alınmış ve icra memurunca infazı yapılmış bir kararın bulunmadığı gerekçesiyle, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına, özellikle yapılan işlemlerde icra dairesi görevlisine atfedilebilir bir kusur bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün HMK 370/1. maddesi gereğince ONANMASINA, HMK 302/5 ve 373. maddeleri uyarınca dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, 3.815,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 21,40 TL kalan onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına 07/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara