Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2020/33249 Esas 2022/11078 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/33249
Karar No: 2022/11078
Karar Tarihi: 01.06.2022

Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2020/33249 Esas 2022/11078 Karar Sayılı İlamı

2. Ceza Dairesi         2020/33249 E.  ,  2022/11078 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Mala zarar verme, tehdit, hakaret
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    1-Sanık hakkında mala zarar verme ve hakaret suçlarından kurulan hükümlerin yapılan temyiz incelemesinde;
    7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanunu'nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin, sanığın yokluğunda verilen 29/04/2016 tarihli temyizin reddine ilişkin kararın MERNİS adresine Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince “MERNİS adresi” ibaresi ile çıkarılan tebligat işleminin usule aykırı olmasından dolayı, ek kararın yasal süresinde temyiz edildiği anlaşılmakla yapılan incelemede;
    Temyiz isteminin reddine dair mahkemenin 29/04/2016 tarihli ve 2015/267 Esas, 2016/388 Karar sayılı ek kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden, bu karara yönelik temyiz itirazlarının reddiyle, temyiz isteminin reddine dair ek kararın ONANMASINA,
    2-Sanık hakkında tehdit suçundan kurulan hükmün yapılan incelemesinde;
    Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
    1-Duruşmaya başlandığı sırada iddianamenin kabulü kararının okunmaması suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 191/1. maddesine aykırı davranılması,
    2-Sanık hakkında tehdit suçundan hüküm kurulurken, 5237 sayılı TCK'nın 106. maddesinin uygulanan birinci fıkrasının birinci cümlesinin hüküm fıkrasında açıkça gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
    3-Hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında, 5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesinin uygulanmaması,
    4-Sanık hakkında katılana yönelik mala zarar verme, hakaret ve tehdit suçlarından kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 125/1. maddesi uyarınca hakaret, 106/1-1.cümlesi uyarınca tehdit ve TCK’nin 151/1. maddesi uyarınca mala zarar verme suçlarından ise mahkumiyet hükümleri kurulduğu, suç tarihinde tehdit ve mala zarar verme suçlarının uzlaşma kapsamında bulunmaması nedeniyle uzlaştırmanın mümkün olmadığı anlaşılmış ise de; TCK’nın 106/1-1.cümle ve 151/1. maddesi kapsamındaki tehdit ve mala zarar verme suçlarının 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma kapsamına alındığı, bu nedenle CMK’nın 253/3. maddesinin uygulanma koşullarının ortadan kalktığı, sanık ile katılan arasında söz konusu kanun değişikliğine göre, tehdit suçu yönünden uzlaştırma işlemi uygulanıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 01.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara