Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/8075 Esas 2022/8385 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/8075
Karar No: 2022/8385
Karar Tarihi: 07.06.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/8075 Esas 2022/8385 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sigorta Tahkim Komisyonu'na yapılan başvuruda, bir trafik kazası sonucunda destekten yoksun kalan davacının talep ettiği tazminatın, davalı sigorta şirketinden tahsil edilmesi talep edilmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti, başvurunun kabulüne karar vermiştir. Ancak, davalı taraf İtiraz Hakem Heyeti'nde itiraz etmiş, itirazın reddine karar verilmiştir. Bunun üzerine davalı vekili, karara karşı temyiz etmiştir. Yargıtay Hukuk Dairesi, davanın kabul edilebilirliği için yabancı tarafın teminat gösterme yükümlülüğünün bulunup bulunmadığını belirlemesi gerektiğini belirtmiştir. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun'un 48/2. maddesi uyarınca, dava açanın karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutulabileceği belirtilmiştir. İtiraz Hakem Heyeti kararı, davacının teminat gösterme yükümlülüğü konusunda araştırma yapmadığı için bozulmuştur. Kanun maddesiyle ilgili ayrıntılı bilgi verilmektedir.
4. Hukuk Dairesi         2021/8075 E.  ,  2022/8385 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulüne dair karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 23/12/2019 tarih 2019/İHK-19469 sayılı itirazın reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonu başvurusunda, 23/03/2017 tarihinde, davacının imam nikahlı eşi olan desteğinin sürücüsü olduğu araç ile davalıca zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı aracın karıştığı çift taraflı trafik kazası sonucu davacının desteğinin hayatını kaybettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 73.402,99 TL bakiye destekten yoksun kalma tazminatının başvuru tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalı sigortadan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
    Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun kabulüne, 73.402,99 TL’nin 25/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine davalının itirazlarının reddine karar verilmiş; İtiraz Hakem Heyeti kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
    Uyuşmazlık Hakem Heyetince; başvurunun esası incelenerek başvurunun kabulüne, karara karşı davalı vekilinin yapmış olduğu itirazın ise İtiraz Hakem Heyetince reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
    Türk Hukukunda kişilerin hak arama özgürlüklerini kullanmaları herhangi bir sınırlandırmaya tâbi tutulmamıştır. Ancak bazı istisnai durumlarda dava açan veya takip hakkını kullananın önceden belirlenen bazı özel yükümlülükleri yerine getirmesi şart koşulabilir. Bu istisnai şartlardan biri de teminat gösterme yükümlülüğüdür.
    5718 sayılı MÖHUK madde 48/1'e göre; “Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır”. MÖHUK’ta teminat gösterme yükümlülüğü konusunda “yabancılık” ölçütü esas alınmıştır. Buna karşın davalının veya kendisine karşı takibe girişilen karşı tarafın vatandaşlığı, bu madde kapsamında da bir öneme sahip değildir. Bu maddeye göre hakim tarafından verilen kesin süre içinde teminat gösterilmezse, dava, dava şartı eksikliğinden HMK'nun 114/1-ğ maddesi uyarınca reddedilir.
    MÖHUK madde 48/2’de ise; “Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar” hükmü yer almaktadır.
    Buna göre Türk hâkimi, yabancı davacının, davaya katılanın veya icra takibinde bulunanın vatandaşı olduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık (mütekabiliyet) var ise, bu kişiyi teminattan muaf tutacaktır. Karşılıklılık, iki devlet arasında imzalanan (iki taraflı) anlaşma veya iki devletin de taraf olduğu uluslararası (çok taraflı) anlaşma ile sağlanabileceği gibi, kanuni veya fiili karşılıklılık şeklinde de sağlanabilir. Az yukarıda belirtilen anlaşmalardan biri de 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi olup, anılan sözleşmenin 17. maddesinde; âkit devletlerden birinde ikamet eden ve diğer bir devletin mahkemeleri huzurunda davacı veya müdahil olarak bulunan âkit bir devletin vatandaşlarından yabancı olmaları sebebi ile herhangi bir teminat istenemeyeceği düzenlenmiştir.
    Davacı Suriye uyruklu olup, Hakem Heyetince başvuranın teminat muafiyetinin bulunup bulunmadığı hususunda, hükme dayanak oluşturacak nitelikte bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.
    5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun'un 48/2. maddesinde dava açanın karşılıklılık esasına göre, teminattan muaf tutulabileceği düzenlendiğinden öngörülen teminat hususu Mahkemece re'sen gözetilmelidir.
    Bu sebeple İtiraz Hakem Heyetince, öncelikle davacının teminattan muaf olup olmadığı hususunun Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü'nden sorularak alınacak yazı cevabına göre, davacının teminat göstermesi gerektiği sonucuna varılırsa, teminatın yatırılması için davacıya kesin süre verilmesi, anılan sürede belirtilen teminatın yatırılmaması halinde istemin usulden reddine, yatırılması halinde ise, dava şartı eksikliği süresinde giderilmiş olacağından işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken doğrudan işin esasına girilmesi doğru olmamış, hükmün bu yönden re'sen bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    2-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin hesap raporu ile vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan ve re’sen görülen nedenlerle İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin hesap raporu ve vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 07/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara