Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13286 Esas 2022/8430 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/13286
Karar No: 2022/8430
Karar Tarihi: 08.06.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13286 Esas 2022/8430 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/13286 E.  ,  2022/8430 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tahkim davası hakkındaki Sigorta Tahkim Komisyonu Hakem Heyetinin 2021/İHK-3286 karar sayılı ve 03/02/2021 tarihli kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurusunda; 03/06/2018 tarihinde meydana gelen çift taraflı kazada yaya konumunda bulunan davacının yaralandığını ve malul kaldığını, davalı ... şirketinin davacıya çarparak yaralanmasına neden olan aracın trafik sigortacısı olduğunu, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100,00 TL sürekli iş göremezlik zararının, 100,00 TL geçici iş göremezlik zararının temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile tahsilini talep etmiş, ıslahla talebini 51.432,00 TL’ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
    Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre başvurunun kısmen kabulüne, 51.332,00 TL sürekli iş göremezlik zararının 21/04/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, geçici iş göremezlik zararı talebinin reddine karar verilmiş, davalı vekilinin itirazlarının İtiraz Hakem Heyetince reddine dair kararı, davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Maddi tazminat talebi konusunda hesaplama yapılırken, davacının kaza tarihinden hesap tarihine kadarki gelirini gösteren belgelerin temin edilmesi, bu belgeler ile saptanan gelir üzerinden hesap tarihine kadar elde edilebilecek gelirlerin belirlenmesi, belirlenen gelirler üzerinden, işlemiş (bilinen) dönem zarar hesabının yapılması; işleyecek dönem hesabında ise davacının hesap tarihinde bilinen son gelirinin uygulanması hususları gözönüne alınmalıdır.
    Davacı vekili, davacının ön muhasebe elemanı olduğunu ve 2018 yılı aylık ortalama bürüt kazancının 1.950,00 TL olduğunu belirtmiş, buna ilişkin TÜİK kazanç bilgisi sorgulama raporunu dosyaya sunmuştur.
    Somut olayda, Hakem Heyetince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, TÜİK kazanç bilgisi sorgulama raporu dikkate alındığında 2020 yılı itibariyle emsal ücret belgesine göre davacının asgari ücretin 2,26 katı gelir elde ettiği kabul edilerek hesaplama yapılmış ve Uyuşmazlık Hakem Heyetince bu rapor hükme esas alınarak karar verilmiş, İtiraz Hakem Heyetince davalı tarafın davacı gelirinin somut delillere dayanmadığı yolundaki itirazının reddine karar verilmiştir.
    Tazminat hesabına esas alınacak olan davacının gelir araştırması yeterli olmayıp eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
    Bu durumda İtiraz Hakem Heyetince, davacının kaza tarihindeki gerçek ve düzenli gelirinin tespiti bakımından, ön muhasebe elemanı olan davacının kaza tarihi itibariyle, bağlı olduğu sosyal güvenlik kurumunda ve meslek odasında kaydının bulunup bulunmadığının sorulması, emsal gelir araştırması yapılması, ilgili kamu kurumları ile meslek kuruluşlarından emsal gelirin ne kadar olduğunun sorulması ve davacının gerçek gelirinin tespiti ile bundan sonra hesap raporu düzenlenmesi için bilirkişiden ek rapor alınması ve oluşacak sonuca göre temyiz eden davalı lehine usuli kazanılmış haklar gözetilerek karar verilmesi gerekirken, yetersiz belgelere itibar edilerek asgari ücretin yaklaşık 2,26 katı üzerinden yapılan hesaplamaya göre tazminata hükmedilmesi isabetli olmamıştır.
    3-Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gereklidir. Söz konusu belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
    Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak 13/09/2019 tarihli Hatay Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu raporuna göre davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyeti %5 olarak belirlenmiştir. Anılan bu raporun hangi yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği belli olmadığı gibi hüküm kurmaya da elverişli değildir.
    Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine, 01/09/2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine, 01/06/2015 tarihinden sonra da Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
    03/06/2018 kaza tarihi itibari ile Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri yürürlükte olup davacı tarafından dosyaya ibraz edilen 13/09/2019 tarihli raporun hangi yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği anlaşılmamakla, davacı tarafa kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak tanzim edilmiş maluliyet raporunu sunması için süre verilmesi, maluliyet raporunun ve yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle yapılacak gelir araştırmasının sonucuna göre gerekirse yeniden aktüer raporu alınarak (davalı lehine kazanılmış haklar dikkate alınarak)karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    4-Somut olayda, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından davacı yararına davalı aleyhine tam nispi vekalet ücretine hükmedilmiş; davalı vekilinin İtiraz Hakem Heyeti nezdinde vekalet ücretine dair yapmış olduğu itiraz reddedilmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği göz önüne alınarak hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde tam nispi vekalet ücretine karar verilmesi, ancak hesaplanan miktarın maktu vekalet ücretin altında kalması nedeni ile AAÜT'nin 17. maddesi gereğince karar yılındaki 3.400,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde tam nispi vekalet ücretine karar verilmesi doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2), (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 08/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.












    Hemen Ara