Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/15398 Esas 2022/8434 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/15398
Karar No: 2022/8434
Karar Tarihi: 08.06.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/15398 Esas 2022/8434 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sigorta tahkim yargılaması sonucunda davacı, bir trafik kazası sonucu malul kaldığı ve sürekli iş göremezlik zararı için 161.929,38 TL talep etti. Uyuşmazlık Hakem Heyeti, davacı lehine karar verdi ancak itiraz üzerine başvurunun usulden reddine karar verildi. Davacı vekili, kararı temyiz etti ve kararın usulden reddine ilişkin itiraz kabul edildi. Mahkeme kararında, maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi açısından Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların raporu gerektiği belirtilmiştir. Ancak dosyada yer alan raporun kaza tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümlerine uygun olarak düzenlenmediği için yeni bir heyetten rapor alınması gerektiği vurgulanmıştır. Kararın temel dayanağı ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 115. maddesi olmuştur. Bu maddenin 1. fıkrası mahkemenin dava şartlarını her aşamada araştıracağını, tarafların da noksanlığı ileri sürme hakkına sahip olduğunu belirtirken, 2. fıkrası dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise kesin süre verileceğini, bu süre içinde noksanlığın giderilmemesi halinde davanın usulden reddedileceğini ifade etmektedir. 3. fıkrası ise dava şartı noksanlığının hüküm anında giderilmesi halinde davanın usulden reddedilemeyeceğini belirtmektedir.
4. Hukuk Dairesi         2021/15398 E.  ,  2022/8434 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulüne dair karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 05/03/2021 tarih 2021/İHK-4764 sayılı itirazın kabulü ile başvurunun usulden reddine dair verilen kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Davacı vekili, Sigorta Tahkim Komisyonu başvurusunda, 11/11/2017 tarihinde davacının sürücüsü olduğu aracın karıştığı çift taraflı trafik kazası sonucu müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL sürekli iş göremezlik zararının davalı sigortadan temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz ile beraber tahsilini talep etmiş; ıslahla talebini 161.929,38 TL'ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
    Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun kabulüne, 161.929,38 TL sürekli iş göremezlik zararının 19/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine itirazın kabulüne, başvurunun usulden reddine karar verilmiş; İtiraz Hakem Heyeti kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
    6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115. maddesi “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
    (2)Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
    (3)Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” düzenlemesini içermektedir.

    Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
    Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine, 01.09.2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine, 01.06.2015 tarihinden sonra Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe, 20.02.2019 tarihinden sonra da Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
    Somut olayda davacı tarafça dosyaya sunulan ve karara esas alınan Dokuz Eylül Üniversitesi Araştırma Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından tanzim edilen 13/12/2019 tarihli adli kurul raporuna göre; başvuru sahibinin yapılan psikiyatri değerlendirmesi neticesinde “Travma Sonrası Stres Bozukluğu” tanısı konulduğu, bu rahatsızlık ile trafik kazası arasında illiyet bağının olduğu ve başvuru sahibinin kalıcı sakatlık oranının %20 olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır. Başvurana kaza sonrası Eğirdir Kemik Hastalıkları Hastanesi v... Eğitim Araştırma Hastanesinde uygulanan tedaviye yönelik tıbbi belgelerin incelendiği, ayrıca Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi psikiyatri servisinde yapılan tedavisine ilişkin belgelerin değerlendirildiği, buna göre kaza sonrası 1 yıl boyunca psikiyatri tedavisi gördüğü, tam iyileşme sağlanamadığı, belirtilerin kısmen iyileştiği, bir süre ilaç kullandığı, yaşanan kaza sonrası gece uykudan sıçrama, günlük hayatında huzursuzluk, çarpıntı gibi rahatsızlıklarının devam ettiği, anlaşılmakla Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre travma sonrası stres bozukluğu/anksiyete nedeni ile maluliyet oranının %20 olduğu, belirlenmiştir. Rapor bu hali ile karar vermeye elverişli değildir.
    Anılan rapor Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmekle birlikte kaza tarihi olan 11/11/2017 tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe uygun olarak düzenlenmemiştir. Bu durumda, davacının psikiyatri tedavisine ilişkin tüm tedavi evrakları dosya arasında getirtildikten sonra, davacının muayenesi de yapılarak aralarında psikiyatr doktorun da bulunduğu yeni bir heyetten rapor alınarak, kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre, kazadan sonra oluştuğu belirtilen psikolojik rahatsızlıkların kaza ile illiyet bağının olup olmadığı, maluliyet oranına etki edip etmediği, “travma sonrası stres bozukluğu/anksiyete” hastalığına ilişkin tespit edilen maluliyet oranının davacının bakiye ömrü boyunca aynı oranda devam edip etmeyeceği tespit edilerek, davalı lehine oluşan kazanılmış haklar da gözetilmek kaydıyla, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu hususun üzerinde durulmamış olması doğru görülmemiştir.


    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 08/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.













    Hemen Ara