Esas No: 2022/85
Karar No: 2022/8543
Karar Tarihi: 09.06.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2022/85 Esas 2022/8543 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2022/85 E. , 2022/8543 K.Özet:
Ticaret Mahkemesi'nde görülen bir dava sonucunda Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen karar itiraz edilmiştir. Davacı, trafik kazasında yaralandığı ve malul kaldığı gerekçesiyle davalıdan tazminat talep etmiştir. Ancak, davalının zamanaşımı def'inde bulunması nedeniyle başvurunun usulden reddedilmesine karar verilmiştir. Davacı vekilinin itirazı üzerine daha sonra verilen kararda ise hakem kararı kaldırılmış ve bazı tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davalı vekili bu kararı temyiz etmiştir. Mahkeme, davacının talebinin zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi gerektiğine karar vermiştir. Kararda belirtilen kanun maddeleri arasındaki farklılıklar da detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Özellikle, trafik kazasından doğan tazminat talepleri için öngörülen süre 2 yıldır ve cezayı gerektiren bir fiilden doğan davalar için zamanaşımı süresi uzatılabilmektedir. Kanun maddeleri olarak Borçlar Kanunu'nun 41. ve 60. maddeleri ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49. maddesi ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 109/1. ve 109/2. maddeleri belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahkim yargılaması sonucunda Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen başvurunun usulden reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince verilen itirazın kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonu başvurusunda; 26/06/2010 tarihinde davacının yolcu olduğu davalıya trafik sigortalı araç sürücüsünün karıştığı çift taraflı kazada davacının yaralandığını ve malul kaldığını, davalı tarafa yapılan başvurunun zamanaşımı nedeniyle reddedildiğini, ancak 11/10/2019 tarihli rapor ile davacının maluliyetini bu rapor ile öğrendiğini ve söz konusu raporun 10 yıllık zamanaşımı içerisinde aldığını beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere % 9 maluliyet için 39.000,00 TL sürekli işgöremezlik tazminatı, 6 aylık geçici işgöremezlik tazminatı için 1500,00 TL, geçici bakıcı gideri 250,00 TL, tedavi giderleri için 250,00 TL olmak üzere 41.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı def'inde bulunarak davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık hakem heyetince tüm dosya kapsamına göre; başvurunun usulden reddine karar verilmiş; karara karşı davacı vekilince itiraz edilmesi üzerine itiraz hakem heyetince; davacı vekili itirazının kabulü ile hakem kararının kaldırılmasına, davacının talebinin kabulü ile 39.000,00 TL sürekli işgöremezlik tazminatı, 250,00 TL geçici bakıcı gideri, 250,00 TL tedavi gideri toplamı olan 39.500,00 TL tazminatın 02/12/2019 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya dair 1500,00 TL talebin reddine karar verilmiş; itiraz hakem heyeti kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Olay tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 41. maddesinde (6098 sayılı TBK'nın 49. md) haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de (TBK'nın değişik 72. md) haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararının tazmini istemiyle açacağı davaların zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine (TBK'nın 72. maddesinde 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri öngörülmüştür) tabi olduğu belirtilmiştir.
Buna karşılık 2918 sayılı KTK'nın 109/1. maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler için, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak 10 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Maddenin özellikle 2. fıkrasında "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğarsa" ifadesi ile kanun koyucu, taraf ayrımı yapmaksızın (davacı, davalı veya dava dışı 3.kişi) fiil cezayı gerektiriyor ise, uzamış ceza zamanaşımının uygulanacağını kabul etmiştir. Görüldüğü gibi, BK'nın 60. ve 2918 sayılı KTK'nın 109/2. maddesindeki düzenlemeler, zamanaşımı süresinin başlangıcı yönünden birbirine paraleldir. Aralarındaki tek fark, zamanaşımı süresinin trafik kazalarından doğan tazminat talepleri bakımından 1 yıl yerine, 2 yıl olarak öngörülmesidir (TBK'nın 72. maddesi ile bu konuda da paralellik sağlanmıştır).
Haksız fiile dayanan tazminat isteminde zamanaşımının işlemeye başlayacağı tarih, zararın ve zarar sorumlusunun öğrenildiği andır. Zararın öğrenilmesi kavramıyla kastedilen ise, haksız fiil nedeniyle oluşan bedensel zararın kapsamının öğrenilmesi olup, bu bedensel zararın sebep olacağı maluliyet oranının belirlendiği tarihin, zararın öğrenilmesi kavramına bir etkisi yoktur. Bedensel zararın (yaralanmanın) gerçekleşmesi ve bu yaralanmayla ilgili tedavinin tamamlanması ile zararın kapsamının belli olduğu kabul edilmelidir.
Somut olaya bakıldığında; kaza sonucu davacı yaralanmıştır. Kaza tarihinde yürürlükte olan 5237 sayılı TCK'ya göre zamanaşımı süresi 8 yıldır. Davaya konu trafik kazası 26/06/2010 tarihinde meydana gelmiş, dava ise 02/12/2019 tarihinde açılmıştır. Davalı vekili zamanaşımı def'inde bulunmuş, itiraz hakem heyetince; kaza tarihine göre 10 yıl geçmeden dava açıldığı ve 11/10/2019 tarihli sağlık raporu ile zararın öğrenildiği gerekçesiyle davalı vekilinin anılan yöne ilişkin itirazının reddine karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; KTK'nın 109/2. maddesindeki uzamış ceza zamanaşımı süresi içinde (26/06/2018'e kadar) davanın açılmadığı; davacının kazadaki yaralanmasına ilişkin son tedavisinin 02/07/2010 tarihinde yapıldığı, davacının tedavisinin devam ettiği ya da gelişen durum olduğuna dair davacı yanın iddia ve ispatının bulunmadığı hususları da dikkate alındığında itiraz hakem heyetince anılan yöne ilişkin itirazın kabulü ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile itiraz hakem heyeti kararının BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde davalıya geri verilmesine 09/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.