Esas No: 2021/13431
Karar No: 2022/8667
Karar Tarihi: 13.06.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13431 Esas 2022/8667 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/13431 E. , 2022/8667 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti'nce başvurunun kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 10/12/2020 tarih 2020/İHK-27541 sayılı itirazın reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davacının sevk ve idaresindeki motosiklet ile davalı nezdinde ... poliçesi olan aracın karıştığı çift taraflı kazada davacının yaralanarak malul kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak olarak 4.750,00 TL sürekli işgöremezlik tazminatı ve 250,00 TL geçici bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 5.000,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; talep artırım dilekçesi ile talebini toplam 103.505,45 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; başvurunun kabulü ile 102.026,21 TL sürekli işgöremezlik tazminatı ve 1.479,24 TL geçici bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 103.505,45 TL tazminatın 15/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Anılan karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince:
Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından; kaza tespit tutanağında davacı sürücünün kusursuz, davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün ise tam kusurlu olduğunun belirtildiği, ceza davasında alınan 12/04/2016 tarihli ilk kusur raporunda sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda tam kusurlu olduğu, davacı sürücünün ise kusuru olmadığı kanaatine varıldığı, ceza dosyasında hükme esas alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan rapora göre ise, sanık olarak yargılanan davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün U dönüşü yapmanın uygun olmadığı bir yerde U dönüşü yaparak kazaya sebep olduğu, bu şekilde sanığın kazaya ilişkin asli kusurlu olduğu, katılan davacı sürücünün ise manevra yapan aracı görmesine rağmen gerekli tedbirleri almayarak tali kusurlu olduğu kanaatine varıldığı anlaşılmıştır. Uyuşmazlık Hakem Heyetince ceza soruşturma dosyasındaki ilk kusur raporu benimsenerek ara karar ile davalı nezdinde sigortalı aracın sürücüsünün %100 kusurlu olduğunun kabulü ile zararın hesap edilmesinin istendiği, davalı vekilinin kusura yönelik itirazları doğrultusunda da kusur raporu alınmadan hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır.
O halde, İtiraz Hakem Heyetince, kaza tespit tutanağı, ceza mahkemesi dosyası da, dosya içerisine alınarak, dosyanın Adli Tıp Kurumu, İTÜ Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek konusunda uzman bilirkişi kuruluna tevdii ile kaza tespit tutanağı ve tüm dosya kapsamı ile oluş şekline göre olaydaki kusur oranlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti ve meydana gelebilecek çelişkilerin giderilmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3- Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Eldeki dosyada; kaza sonrası düzenlenen ve hükme esas alınan İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 14/12/2019 tarihli raporunun Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre hazırlandığı ve davacının kazadan kaynaklı ayak bilek eklemindeki hareket kısıtlılığı nedeniyle sürekli işgücü kaybının %7,2 olduğu rapor edilmiştir. Ancak işbu rapor kaza tarihi itibariyle yürürlükte olmayan yönetmeliğe göre hazırlanmış olup hüküm kurmaya elverişli değildir. Eksik inceleme ile karar verilemez.
Yine ceza davası dosyası kapsamında alınan Muğla Adli Tıp Şube Müdürlüğünün düzenlediği 29/12/2016 tarihli rapora göre davacının yapılan muayenesinde sol ayağında inversiyon ve eversiyonun tam olduğu, ayak parmaklarında ekstansiyon ve fleksiyonda hareket kısıtlılığı bulunmadığı, ayak bilek hareketlerinin normal olduğu görüldüğü, buna göre davacının duyularında veya organlarından birinin sürekli zayıflamasına ya da işlevinin yitirilmesine neden olabilecek herhangi bir arızanın tespit edilemediği kanaatine varıldığı, bu rapor ile davacının tahkim dosyasına sunduğu yukarıda bahsi geçen İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca hazırlanan 14/12/2019 tarihli rapor arasında maluliyet oranı hususunda çelişki olduğu anlaşılmıştır. O halde İtiraz Hakem Heyetince; davacının kaza tarihi ve sonrasındaki tüm tedavi evrakları da eklenerek, dosyadaki İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca hazırlanan 14/12/2019 tarihli rapor ile ceza davası dosyası kapsamında alınan Muğla Adli Tıp Şube Müdürlüğünün düzenlediği 29/12/2016 tarihli raporun da irdelenmesi ve maluliyet oranındaki çelişkilerin de giderilmesi suretiyle kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde, Adli Tıp Kurumu ya da üniversitelerin adli tıp anabilim dalı başkanlıklarından rapor alınıp, sonucuna göre, temyiz eden davalı lehine usuli kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
4-Somut olayda, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına tam ve nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30. maddesinin (17) numaralı fıkrası ve 19/01/2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 6. maddesi ile adı geçen Yönetmelik'in 16. maddesine eklenen 13. fıkra uyarınca tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 17. maddesi (2) numaralı fıkrasına göre de Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birine hükmedilir.
Açıklanan nedenlerle; Uyuşmazlık Hakem Heyeti'nce davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16.maddesinin (13) numaralı fıkrasının uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 13. maddesi ve AAÜT'nin 17. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, fazla vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle de bozulması gerekir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 13/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.