Esas No: 2022/1756
Karar No: 2022/11345
Karar Tarihi: 06.06.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2022/1756 Esas 2022/11345 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2022/1756 E. , 2022/11345 K."İçtihat Metni"
Elektrik hırsızlığı suçundan sanık ...'ün, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 492/2, 522 ve 523. maddeleri gereğince 880,00 Yeni Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, cezasının 647 sayılı Kanun'un 6. maddesi gereğince ertelenmesine dair Ankara 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/12/2005 tarihli ve 2005/947 esas, 2005/1302 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın hükmün ortadan kaldırılması talebi üzerine, erteleme süresince denetime uyduğundan bahisle sanık hakkındaki mahkumiyet hükmünün tüm sonuçları ile ortadan kaldırılmasına ilişkin Ankara 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/03/2017 tarihli ve 2005/947 esas, 2005/1302 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 18/01/2022 gün ve 6045-2020 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09/02/2022 gün ve 2022/14750 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
1-Dosya kapsamına göre, sanık hakkında elektrik hırsızlığı suçundan 765 sayılı Kanun hükümleri gereğince neticeten 800.000 Yeni Türk lirası adli para cezası verilerek 647 sayılı Kanun'un 6. maddesi gereğince ertelendiği, 765 sayılı Kanun'un 95/2. maddesinde yer alan, "Cürüm ile mahkum olan kimse hüküm tarihinden itibaren beş sene içinde işlediği diğer her cürümden dolayı evvelce verilen ceza cinsinden bir cezaya yahut hapis veya ağır hapis cezasına mahkum olmazsa, cezası tecil edilmiş olan mahkumiyeti esasen vaki olmamış sayılır. Aksi takdirde her iki ceza ayrı ayrı tenfiz olunur." şeklindeki hüküm ile 01/06/2005 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun geçici 2. maddesi 1. fıkrasında, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, Adalet Bakanlığı Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce toplanmış olsun veya olmasın, suç tarihi itibarıyla bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki kayıtlar hakkında, 3682 sayılı Kanuna göre süre yönünden silinme koşulu oluşanlar silinir; diğer kayıtlar için bu Kanun hükümlerine göre işlem yapılır.” şeklindeki ve 11/04/2012 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6290 sayılı Adli Sicil Kanunu İle Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 3. maddesi ile değişik 2. fıkrasında yer alan, “Bu Kanunun yayımı tarihinde, Anayasanın 76 ncı maddesi ile bazı özel kanunlarda yer alan ve bir hak yoksunluğuna neden olan mahkûmiyetler bakımından, arşive alınan veya şartları oluştuğu halde ya da henüz şartları oluşmadığı için arşive alınmayan kayıtlar hakkında 12 nci maddenin birinci fıkrası hükmü uygulanır.” şeklindeki ve 6290 sayılı Kanun'un 3. maddesi ile eklenen 3. fıkrasında yer alan, “İkinci fıkrada sayılanlar dışında, birinci fıkra gereğince işlem yapılarak arşive alınan kayıtlar 3682 sayılı Kanunun 8 inci maddesinde öngörülen sürelerin dolduğu veya ertelenmiş olan mahkûmiyetin esasen vaki olmamış sayıldığı hallerde bu tarih esas alınarak Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce silinir.” şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında, sanığın hırsızlık suçunun 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48. maddesinde sayılan suçlardan olup mevzuat gereği adli sicil kaydından çıkartılarak arşiv kaydına alınması gerektiği, 6290 sayılı Kanun'un 3. maddesi ile değişik 5352 sayılı Kanun'un geçici 2/2. maddesi uyarınca ancak aynı Kanun'un 12/1-b maddesindeki şartların gerçekleşmesi halinde arşiv kaydından silinmesinin mümkün olduğu görülmekle birlikte, söz konusu mahkumiyet kaydının henüz arşiv kaydından silinme koşulları oluşmadığı gibi 6290 sayılı Kanun'un 3. maddesi ile eklenen 5352 sayılı Kanun'un geçici 2/3. maddesi gereğince 6290 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 11/04/2012 tarihinden itibaren şartları oluştuğu taktirde Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistikleri Genel Müdürlüğü tarafından arşiv kayıtlarının silinebileceği gözetilmeksizin, sanığın talebinin reddi yerine, yazılı şekilde kamu davasının düşürülmesine karar verilmesinde,
2-Kabule göre de, adı geçen sanığın elektrik hırsızlığı suçundan almış olduğu cezanın ertelenmesi nedeniyle oluşturulan kaydın, atılı suçun niteliği gereği sanık hakkında hak yoksunluğuna sebebiyet verdiği, 5352 sayılı Kanun'un geçici 2. maddesinin 2. fıkrası yollamasıyla, aynı Kanun'un 12/1-b maddesi gereğince, arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren, anılan Kanun'un 13/A-1-a-b maddesindeki koşullar yerine gelmek suretiyle yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması koşulu ile 15 yıl, yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınmaksızın 30 yıl geçmesiyle arşivden silinebileceği, somut olayda; 19/05/2005 tarihinde işlenen ve karar tarihinden itibaren 5 yıllık sürenin dolmasını takiben 29/12/2010 tarihinde arşive alınan kaydın, arşive alınma tarihi üzerinden geçmesi gereken yasal sürelerin henüz tamamlanmamış olması nedeniyle, yazılı şekilde karar verilmesinde,
3- Ankara 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/03/2017 tarihli kararı ile mahkumiyet hükmünün tüm sonuçları ile ortadan kaldırılmasına karar verilmiş ise de; atılı suçun elektrik hırsızlığı suçu olduğu, hükümden sonra yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun'un geçici 2/2. maddesi uyarınca "Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun ve doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi dolayısıyla bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla hakkında hırsızlık suçundan dolayı kovuşturma yapılan veya kesinleşmiş olup olmadığına bakılmaksızın hakkında hüküm verilen kişinin, bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde, zararı tamamen tazmin etmesi hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz, verilen ceza tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar." hükmü karşısında, sanığın 24/05/2004 tarihinde katılan kurumun tüm zararını giderdiği anlaşıldığından, hakkında ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Hükümlü ... hakkında Ankara 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 29.12.2005 tarihli kararı ile 765 sayılı TCK’nın 492/2, 522 ve 523. maddeleri gereğince 880,00 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve bu adli para cezasının ertelenmesine karar verildiği, bu kararın temyiz edilmeden 09.01.2006 tarihinde kesinleştiği, bilahare hükümlünün 27.02.2017 tarihli dilekçe ile hükmün ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmesi nedeniyle Ankara 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 03.03.2017 tarihli kararı ile “mahkumiyet hükmünün tüm sonuçları ile birlikte ortadan kaldırılmasına” karar verildiği anlaşılmış ise de; atılı suçun elektrik enerjisi hırsızlığına ilişkin olması nedeniyle hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasa’nın geçici 2. maddesinin 2. fıkrası uyarınca mahkemesince uyarlama yapılması gerekeceği, karşılıksız yararlanma olarak 5237 sayılı Yasa’nın 163/3. maddesi kapsamına alınan suçun, 6352 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girmesinden önce işlenmiş olması ve dosya kapsamına göre zararı tazmin ettiği anlaşılan hükümlü hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceğinden 3 no’lu kanun yararına bozma istemi yerinde görülmekle, (ANKARA) 6. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 03.03.2017 tarihli ve 2005/947 E., 2005/1032 K. sayılı ek kararın, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (d) bendinin verdiği yetkiyle; 19.05.2004 tarihli eylem nedeniyle karşılıksız yararlanma suçundan mahkumiyetine karar verilen hükümlünün müşteki kurumun zararını tazmin etmiş olduğunun anlaşılması karşısında, 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun’un geçici 2. maddesinin 2. fıkrası ile 5271 sayılı CMK’nın 223/4-a maddesi uyarınca CEZA VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, verilen kararın niteliği itibariyle 1 ve 2 no’lu kanun yararına bozma istemleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 06.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.