Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/18016 Esas 2022/8752 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/18016
Karar No: 2022/8752
Karar Tarihi: 14.06.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/18016 Esas 2022/8752 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, sahibi olduğu ticari taksi aracının gerçek sahibi olduğunu ve trafik kaydının iptali ile kendisi adına tescilini istediği dava açtı. Davalı taraf ise aracın gerçek sahibinin başkası olduğunu resmi kayıtlarla kanıtladı. İlk derece mahkemesi ise davacının ispatının yeterli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Davacı vekilinin istinaf başvurusu ise reddedildi. Yüksek Mahkeme, istinaf başvurusunun reddine karar vererek, yerinde olmayan tüm temyiz itirazlarını reddetti ve kararı onadı. Kanun maddeleri olarak HMK'nın 355, 370/1 ve 373 maddeleri uyarınca karar verildi.
4. Hukuk Dairesi         2021/18016 E.  ,  2022/8752 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki araç mülkiyetinin tespiti ve tescili davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 14/06/2022 Salı günü davacı asil ... ve vekili Av. ... ile davalılar vekili Av. ... geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan tarafların vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili; dava konusu .... plakalı ticari taksinin gerçek sahibinin müvekkili davacı olduğunu, taksi satın almadan önce sigortalı olarak çalıştığını, ticari taksiyi aldıktan sonra Bağ-kur'lu olmak zorunluluğunun doğduğunu, toplam 9 yıl 3 ay ve 25 gün Bağ-kur hizmetinin bulunduğunu, davacının Bağ-kur statüsünden çıkmak, sigortadan emekli olmak için eşine ait iş yerinde sigortalı olarak çalışmaya karar verdiğini, bu nedenle kendisine ait olan ticari taksiyi 28/01/2010 tarihinde Bakırköy ...... Noterliği'nde, 11/10/2017 tarihinde yaşamını yitiren oğlu ...'e devrettiğini, ancak bu devrin gerçek bir satış olmadığını, devirden bir gün sonra davacının sigortaya geçişinin sağlandığını, oğlunun ölümünden sonra geriye mirasçı olarak eşi, anne ve babasını bıraktığını, muris oğlu vefat ederken henüz doğmamış ve cenin halinde ikiz çocukları olduğunu, sağ doğmakla birlikte çocukların da hak sahibi olacağını, davacıya ait olan ve kendi kazancı ile satın aldığı ticari taksiyi kaybedeceğini, muris oğlunun eşi olan davalının davacının hak sahipliğini inkar ettiğini, çocukların doğmasıyla birlikte üçüncü kişilere aracı devredebileceğini belirterek dava konusu .... plaka nolu ticari taksinin trafik kaydının iptali ile davacı adına tescilini, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin ödenmesini istemiştir.
    Davalı vekili; dava dosyasına sunulan belgelerin davanın ispatı noktasında yetersiz kaldığını, aracın sahibinin ... olduğunun resmi kayıtlardan açıkca anlaşıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
    İlk Derece Mahkemesince; davacı tarafından dava konusu aracın satışının gerçek bir satış olmadığının ve bedel ödenmediğinin ileri sürüldüğü, iddia edilen inançlı işlemin ispatının genel kurallara tabi olup, yazılı belgeye karşı ileri sürülmesi durumunda kesin delille ispatının zorunlu olduğu, tanık dinlenebilmesinin ancak davalının rızası veya delil başlangıcı bulunması halinde mümkün olabileceği, davalı tarafından tanık dinlenmesine rıza gösterilmediği, delil başlangıcının, davalının elinden sadır olan, ispata yeterli olmamakla birlikte iddiayı muhtemel gösteren belge niteliğinde olması gerektiği, davacı vekilinin yargılama ve ıslah esnasında sunduğu belgelerin bir çoğunun aracın vergi borçlarına ve kira işlemlerine ait olup ...'in elinden sadır olmadığı, kesin delillerin ikrar, senet ve yemin olduğu, dava dosyasında ikrar veya senedin mevcut olmaması nedeniyle davacıya yemin teklif edildiği, 27/06/2019 tarihli yemin merasiminde ...'in inanç sözleşmesinin varlığına dair bilgisinin olmadığını bildirmesi sebebiyle davanın subuta ermediği ve 16/10/2019 tarihinde ...'in imzasını taşıyan araç aidiyetine dair belge sunulmuş ise de, 6100 sayılı HMK'nun 227/2. maddesi uyarınca yemin merasiminden sonra yeni delil sunulmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adli Mahkemesince; davacı vekili tarafından tanık ve yemin deliline dayanılmış ise de delil başlangıcı niteliğindeki 16/10/2019 tarihinde sunulan belgenin bu aşamada dosyaya sunulmadığı, davalı tarafından tanık dinlenmesine rıza gösterilmediği, davacının unutkanlığı nedeniyle 16/10/2019 tarihinde sunulan belgenin HMK'nın 145. maddesi kapsamında kabul edilmesi gerektiği itirazının ise yerinde olmadığı, mahkemece yemin hatırlatılarak karşı tarafa yemin yaptırılmış ise de; hukuk yargılamasında ispat araçlarından olan “Yemin”in 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 225 ve devamı maddelerinde düzenlendiği, yeminin konusunu, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıaların teşkil ettiği, bu nedenle davalının kendisinden kaynaklanmayan dava konusu hakkında yemin yaptırılması ve mahkemenin davanın reddi gerekçesini buna dayandırmasının yerinde olmadığı, ancak, mahkemece davacı vekilinin süresinde delil başlangıcı niteliğindeki belgeyi bildirmediği, davalı tarafın da muvafakatı olmadığına göre davacı tarafın tanık dinletme talebinin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK'nın 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre davacı vekilinin yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün HMK'nın 370/1. maddesi gereğince ONANMASINA, HMK 373. maddesi uyarınca dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine, 3.815,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalılara verilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 21,40 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 14/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara