Esas No: 2020/31384
Karar No: 2022/11623
Karar Tarihi: 07.06.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2020/31384 Esas 2022/11623 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2020/31384 E. , 2022/11623 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesinin, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun’un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanunu'nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkânsızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin, yokluğunda verilen karara ilişkin tebligatın sanık ...’nın duruşmada bildirdiği adresi ile aynı olan adres kayıt sistemindeki adresine MERNİS şerhli olarak, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre gönderilmesi ve aynı konutta ikamet eden Yengesi ... imzasına tebliği işleminin belirtilen usule aykırı olması sebebiyle sanığın 12/03/2020 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğunun tespit edilerek yapılan incelemede;
Tanık ...’nin soruşturma aşamasındaki “İnşaat şantiyesindeki depoda yeğenim ... isimli şahsa ait inşaat malzemeleri olduğundan ben gece bekçisi olarak çalışmaktayım. 3/10/2015 günü saat 7:10 sıralarında şantiye girişindeki sacdan yapılı kapının kilidini açtım. Kilidi arkadan tekrar yerine taktım. Daha sonra deponun içerisini kontrol ettim. Sonra da deponun ön tarafına doğru ilerledim. Yaklaşık 5 dakika geçtikten sonra dönüp baktığımda depo kapısına geri geri yanaşmış olan ... plakalı gri renkli Hyundai marka aracın olduğunu gördüm hızlı bir şekilde depo yanına doğru geldiğimde 5-6 şahsın birbirlerine bağırdıklarını duydum. Deponun kapısına araç yanaştırılmış olduğu için depoda bulunan şahısları göremiyordum ben kapıya yanaştığım sırada arkamdan göremediğim birisi beni itekleyince yere düştüm ben yerden kalkana kadar araç uzaklaşmaya başladı daha sonra kontrol ettiğimde depoda bulunan hilti, matkap, testere ve spirallerin çalınmış olduğunu, dış kapıda bulunan kilidin yerinden alınmış olduğunu gördüm. Hemen yeğenime olayı bildirdim araç kapıya yanaştırılmış olduğundan şahısların yüzlerini göremedim. Bu yüzden şahısları görsem tanıyamam olayla alakalı bildiklerim bundan ibarettir” şeklindeki ve duruşmadaki “Ben inşaatta gece bekçi olarak çalışırken sabah şantiye kapısını açmıştım. Deponun ön tarafında bulunduğum sırada açtığım kapıya bir aracın yanaştığını görünce onun yanına gittiğimde 5-6 kişi olduğunu hareketlerinden anladığım şahısların bağırarak hızlı şekilde hareket ettiklerini gördüm bu sırada yanlarında ... plaka takılı Hundai araç depo kapısını kapattığından yanlarına geçemedim bu arada arkamdan gelen bir şahıs beni itekleyip yere düşürdü. Şahıslar araç ile birlikte kaçtılar ancak bu şahısların net olarak kaç kişi olduklarını ve kim olduklarını göremedim. Huzurdaki sanıkların orada olup olmadıklarını da araç engel olduğu için göremedim. Ancak olay sabah 07:00 den sonra oldu. Sanıklar kaçtıktan sonra iş yerimden depodaki inşaata kullanılan makinelerin çalındığını tespit ettik.” şeklindeki beyanları dikkate alındığında, sanıkların eylemlerinin bir bütün halinde 5237 sayılı TCK'nın 148. ve diğer maddelerinde tanımlanan yağma suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve değerlendirmenin, üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi yerine duruşmaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’nın ve sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin açıklanan sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümde 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesinin gözetilmesine, 07/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.