Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/16716 Esas 2022/8824 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/16716
Karar No: 2022/8824
Karar Tarihi: 15.06.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/16716 Esas 2022/8824 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Ticaret Mahkemesi'nde açılan tasarrufun iptali davasında, davalının mali durumu ile alacaklıları ızar kastını bilen kişi olup olmadığının tartışılması gerektiği belirtilerek kısmen kabul kararı verildi. Daha sonra verilen karar davalı tarafından temyiz edildi. İİK'nun 277 ve devamı maddelerine göre bu dava yalnızca iflas idaresi veya alacaklı tarafından açılabilirdi. Ancak dava açıldıktan sonra davalı borçlu şirketin iflasına karar verildiği için kesinleşmesi beklenmesi gerektiği vurgulandı. Mahkeme, davacı alacaklıya davayı takip konusunda aldığı belge varsa sunması için süre verilmesini ve sunulduğu takdirde davanın incelenmesini, yoksa davanın iflas idaresine ihbar edilerek taraf teşkilinin sağlanmasını hükmetti. Bozma neden ve şekline göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine henüz yer olmadığına karar verildi. İİK'nun 184, 187, 245 ve 255/2 maddeleri tartışıldı.
4. Hukuk Dairesi         2021/16716 E.  ,  2022/8824 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı asil ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Hükmüne uyulan Yargıtay 17 HD 30.03.2015 gün, 2014/16990 E- 2015/5073 K sayılı ilamında “.... Dava ve temyize konu edilen 202 ada 43 sayılı parselin borçlu davalı tarafından taşınmazlarının satışı için bilgi paylaşımında bulunduğu ...'ya satıldığı, bu taşınmaz yönünden ivazlar arasında fahiş fark olmamakla birlikte taşınmazı satın alan.....'in emlakçı olması ve cevap dilekçesi içeriğine göre borçlu ile taşınmazlarının satışı için bilgi paylaşımında bulunması nedeniyle, borçlunun mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olup olmadığının tartışılması gerektiği,
    Dava konusu 7025 ada 6 sayılı parseli borçlu davalıdan satın alan.....'nin ve 2309 ada 13 parsel üzerindeki 6 nolu bağımsız bölümü satın alan ...'ın taşınmazları dava dışı kişilere sattıkları halde bu taşınmazlar yönünden davacının isteği doğrultusunda davanın tazminata dönüştüğünün göz ardı edilerek infazda tereddüt oluşturacak şekilde yapılan tasarrufların iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı, haklarındaki davanın açılmamış sayılmasına karar verilen davalıların açıkça yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini bildirdikleri halde bu davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin de doğru olmadığı, davalı ... vekilinin davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerektiği, davalılar ... ve .....yönünden de tasarrufun iptali davalarında vekalet ücreti ve yargılama giderinin her bir tasarruf için ve her bir davalı açısından ayrı ayrı belirlenmesi gerekirken tüm tasarruflar ve davalılar açısından tek yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı “ gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyulmuş, yeniden yargılama yapılarak karar verilmiş, söz konusu karar davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    İİK’nın 184. maddesine göre iflasın açılması ile müflisin haczi kabil bütün mal ve hakları iflas masasına girmektedir. Borçlunun iflastan önce alacaklılarına zarar verme kastı ile yapmış olduğu tasarruflarla ilgili tasarrufun iptali davasını açma hakkı iflas masasının yasal temsilcisi olan iflas idaresine aittir (İİK’nun 187,277/2). Ancak İflas idaresi İİK’nun 245 ve 255/2 maddeleri uyarınca dava hakkını alacaklıya devredebilir. Alacaklı ancak bu takdirde dava açabilir veya açılmış davayı takip edebilir. Bu durumda alacaklının dava hakkının kendisine devredildiğini belgelemesi gerekir.
    Eldeki dava açıldıktan sonra davalı borçlu şirketin iflasına karar verildiği, UYAP kayıtlarında davalının “Müflis” olarak göründüğü anlaşılmıştır. Mahkemece de 02.02.2017 tarihinde iflas idaresinin neresi olduğunun belirlenmesi talep edilmiş, son celse 20.12.2018 tarihinde davacı vekili “davalı .....San Tic. AŞ ile ilgili iflas idaresi kurulmadığı, iflas dairesi tarafından işlemlerin yapılacağı belirtilmiş, ancak davaya davacı eli ile devam edip edilmeyeceği yönünde yetki alındığına dair dosyaya bilgi verilmemiştir.
    Bu durumda; öncelikle mahkemece iflas kararının kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak kesinleşmemiş ise kesinleşmesinin beklenmesi kesinleşmiş ise ikinci alacaklılar toplantısının yapılmasından 10 gün sonrasına kadar iptal davasının durdurulmasına karar verilmesi ve davacı alacaklıya İİK’nun 245 ve 255/2 madde gereğince davayı takip konusunda aldığı belge varsa sunması için süre verilmesi, sunulduğu takdirde davanın esasının incelenmesi, sunulmadığı takdirde davanın iflas idaresine ihbarı ile taraf teşkilinin sağlanması ve iflas idaresinin huzuru ile davaya devam edilerek davanın esasının incelenmesi ve hükmün iflas idaresi lehine veya aleyhine kurulması gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
    2-Bozma neden ve şekline göre davalı asıl ...’ın temyiz itirazları şimdilik incelenmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalı asıl ...'ın temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı asıl ...'a geri verilmesine, 15/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara