Esas No: 2020/33263
Karar No: 2022/11742
Karar Tarihi: 08.06.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2020/33263 Esas 2022/11742 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2020/33263 E. , 2022/11742 K.Özet:
Mahkeme, bir kişinin karşılıksız yararlanma ve mühür bozma suçlarından mahkumiyetine karar verdi. Ancak dosyada bazı hatalar olduğu ortaya çıktı. Örneğin 6352 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten sonra işlenen karşılıksız yararlanma suçlarında, soruşturma aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından katılan kurumun cezasız gerçek zararının tamamen tazmin edilmesi durumunda dava açılmayacağına dair bildirim yapılması gerekiyor. Ayrıca sanık hakkında mühür bozma suçundan verilen cezanın hükümlenmesinin geri bırakılıp bırakılmayacağına karar verilirken, suçun işlendiği tarihte sanığın sabıkasız olması ve mahkemede gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda olumlu bir kanaat oluştuğu gerekçeleri yeterli değil. Bu nedenlerle karar bozuldu. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 163/3., 168/5. ve 203. maddeleri ile CMK'nın 223/8. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Karşılıksız yararlanma, mühür bozma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- 6352 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 05/07/2012 tarihi sonrasında işlenen karşılıksız yararlanma suçlarında 5237 sayılı TCK'nın 163/3. ve 168/5. maddelerine göre soruşturma aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığınca katılan kurumun cezasız ve vergili gerçek zararı bilirkişiye hesaplattırılıp, sanığa miktar da belirtilip usulüne uygun süre verilmek suretiyle “bilirkişinin hesapladığı kurumun cezasız ve vergili gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair bildirimde bulunulması gerektiği ve bildirim sonrası verilen sürede kurumun gerçek zararının soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin edilmesi halinde bu bir dava şartı olduğundan TCK'nın 168/5. maddesine göre kamu davasının açılamayacağı ve eğer soruşturma aşamasında bu ihtar işlemi yapılmamış olmasına rağmen sanık tarafından kovuşturma aşamasında katılan kurumun zararının tamamen karşılanması halinde bu ödemenin soruşturma aşamasında yapılmış gibi kabul edilerek sanık hakkında CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden düşme kararı verilmesi gerekeceği, somut olayda da bu açıklamalar ışığında sanığa soruşturma aşamasında ödeme ihtarı yapılmamış olması, kovuşturma aşamasında da bilirkişi raporu alınmadığı, bilirkişi raporuyla tespit edilecek olan vergili cezasız zarar miktarını ödemesi halinde davanın düşmesine karar verileceği ihtarında bulunulmaması karşısında, belirtilen şekilde işlem yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
2- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2. Kitabının 3. Kısmının Kamu Güvenine Karşı Suçlar başlıklı 4. Bölümünde yer alan 203. maddesinde düzenlenen sanığın üzerine atılı mühür bozma suçunun, zarar doğurmaya elverişli bulunmadığı, suçun işlenmesiyle somut bir zararın da oluşmadığı, suç tarihinde sanığın sabıkasız olduğu, mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususundaki kanaat ile hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerekirken, katılan kurumun uğradığı zararın giderilmediği gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verildiği halde, “suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkememizde olumlu kanaat oluştuğundan” biçimindeki çelişkili gerekçeyle hapis cezasının ertelenmesine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 08.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.