Esas No: 2021/13644
Karar No: 2022/8913
Karar Tarihi: 16.06.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13644 Esas 2022/8913 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/13644 E. , 2022/8913 K.Özet:
Davacı, trafik kazası sonucu yaralandığını belirterek davalıdan maddi tazminat talep etti. Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından davacının talebi kabul edildi, ancak davalı vekili tarafından yapılan itiraz reddedildi. Daha sonra davalı vekili tarafından yapılan temyiz başvurusuna karşılık dosya incelendi ve itirazın kabul edilmesi gerektiği kararına varıldı. Dosya incelenirken, alacaklı tarafından bizzat, kanuni temsilci veya kanuni temsilcinin vekili aracılığıyla veya alacaklının vekili aracılığıyla takip edilebilecek şekilde tazminat alacağı talep edilebileceği ve bu alacağın hak sahibine veya avukatına ödenebileceği, ancak hiç kimseye devredilemeyeceği kanun maddeleri hatırlatıldı. Bu nedenle, aktif husumet ehliyeti yönünden kararın bozulması gerektiği sonucuna varıldı. Bu kanun maddeleri, 7251 sayılı Kanun’un 57. maddesi ile 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’na eklenen Ek Madde 6. ve Sigortacılık Kanunu Ek 6. maddesinin Uygulanmasına İlişkin Genelge hükümleridir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim davasının Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılaması sonunda başvurunun kabulüne dair verilen kararın davalı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde İtiraz Hakem Heyetince itirazın reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 29/03/2017 günü davacının idaresindeki araca davalıya zorunlu trafik sigortalı (...) aracın tam kusur ile çarpması sonucu meydana gelen çift taraflı trafik kazasında davacının yaralandığını belirterek belirsiz alacak olarak 4.000,00 TL daimi iş göremezlik, 1.000,00 TL geçici dönem bakıcı gideri olmak üzere toplam 5.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiş; yargılama sırasında talebini 53.101,69 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, KTK 97. madde uyarınca kanunda belirtilen evraklar ile müracaat edilmediğini, yapılan başvurunun geçerli bir başvuru olmadığını, maluliyet raporunun geçerli yönetmelik hükümlerine aykırı düzenlendiğini, kusur tespiti yapılmadığını, temlik sözleşmesi uyarınca hüküm kurulmasını, müterafik kusurun dikkate alınmasını, TRH 2010 yaşam tablosunun esas alınmasını, davalı aleyhine hüküm kurulması halinde davacı yararına 1/5 oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, geçici bakıcı giderinin teminat dışı olduğunu, temerrüde düşülmediğini belirterek başvurunun reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; başvurunun kabulü ile 52.016,94 TL sürekli iş göremezlik, 1.086,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 53.102,00 TL bedelin tahsiline karar verilmiş; karara, davalı vekili tarafından itiraz edilmiştir. İtiraz Hakem Heyetince, itirazın reddine karar verilmiş; itirazın reddine dair verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından; davacının isim ve imzasını taşıyan tarihsiz temlikname ile davacı ... tarafından davaya konu trafik kazasından doğan davalı ... şirketinden tahakkuk etmiş tazminat alacağının Grup Hasar Merkez A.Ş’ye devredildiği anlaşılmıştır.
Hukuki bir işlem (tasarrufi işlem) olan alacağın temliki sonrasında alacak üçüncü kişiye intikal etmektedir. Bu andan itibaren üçüncü kişi, borçlu karşısında alacaklı sıfatını kazanmaktadır. Niteliği itibariyle alacağın temliki, alacaklının tasarruf işlemidir. Temlik, alacağın tamamı için yapılabileceği gibi bir kısmı için de yapılabilir. Tam temlikte alacağın aslı ve fer’ileri temlik alana geçmekte olup alacaklı borç ilişkisinde taraf olmaktan çıkar. Temlik alan, temliki ve alacağın varlığını ispat ederek borçludan talepte bulunur. Temlik ile birlikte temlik alan, alacağın aslı ve fer’ileriyle birlikte, alacağa bağlı rüçhan haklarını da iktisap eder. Dolayısıyla temlik konusu alacak itibariyle dava ve takip hakkı da temlik alana geçer. Alacağın temlikinde esasen borç değişmez, sadece onu talep edecek taraf değişmiş olur.28/07/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanun’un 57. maddesi ile 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’na eklenen Ek Madde 6.’da “(1) Bu Kanun uyarınca sigortacılık yapan kurum veya kuruluşlardan ya da Hesaptan talep edilecek tazminat alacağı ancak;
a) Alacaklı tarafından bizzat,
b) Alacaklının kanuni temsilcisi veya kanuni temsilcinin bizzat vekâlet verdiği avukat vasıtasıyla,
c) Alacaklının bizzat vekâlet verdiği eşi, çocukları, annesi, babası, kardeşleri veya avukatı vasıtasıyla, takip edilebilir. Takip yetkisi, sigortacılık yapan kurum veya kuruluşlar ya da Hesap nezdinde yapılacak işlemleri kapsar.
(2) Tazminat alacağı, sadece hak sahibine veya avukatına ödenir ve birinci fıkrada belirtilen kişiler de dâhil olmak üzere hiç kimseye devredilemez.
(3) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumunca belirlenir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Şu halde; İtiraz Hakem Heyetince, 28/07/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanun’un 57. maddesi ile 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’na eklenen Ek Madde 6. hükmü ile 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu Ek 6. maddesinin Uygulanmasına İlişkin Genelge hükümleri de değerlendirilerek sonucuna göre başvuranın aktif husumet ehliyeti yönünden bir karar verilmek üzere İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulması gerekmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 16/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.