Esas No: 2021/16709
Karar No: 2022/8926
Karar Tarihi: 16.06.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/16709 Esas 2022/8926 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/16709 E. , 2022/8926 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davalı ...Ş.'nin diğer davalı ... ... Sigorta Aracılık Hizmetlerine sigorta aracılık hizmetleri için acentelik verdiğini, ... Sigortanın aracı acente olarak çalıştığını; diğer davalılar ... ve...'in davalı ... Sigorta adına sigorta işlemleri yapmak için... Şubesi'ni açıp acente olarak çalıştığını; bu davalıların ... Sigorta tarafından imzalanan ve mühürlenen poliçelerle her iki davalı adına sigorta işlemleri yaptığını; müvekkilinin kendisine ait .... mah. .... cad. 120/A adresinde bulunan ... Giyim adlı işyerini ... Sigorta adına sigortacılık işlemleri yapan ... ve ... adlı ... Sigorta... Şubesi acentesi aracılığıyla 30138/... Sigorta Acente kodlu ve unvanlı poliçe ile sigortaladığını; davacıya ait işyerinde 22/02/2012 gecesi molotoflu saldırı olduğunu ve bu saldırıda işyerinin camlarının kırıldığını, zararın karşılanması için davalılardan ....'a başvuruda bulunulduğunu; diğer davalı ...'un müvekkiline mesaj çekerek zararın karşılanması için çeşitli evrakların gönderilmesini istediğini; davalı ...'un böyle bir mesaj çekmesinin diğer davalılarla birlikte çalıştığını ispatlar nitelikte olduğunu; davacıya ait iş yerine 28/02/2012 tarihinde gece saat 01:10 sıralarında ikinci defa molotof atılarak kundaklama yapıldığını ve kundaklama sonucu müvekkilin işyerinin tamamen yandığını, müvekkilin işyerinde oluşan bu zararın tespit edilip zararının karşılanmasını davalıları arayıp eksper istediğini, ancak her iki davalının da davacının telefonlarına cevap vermediğini, Diyarbakır ilindeki sigorta acenteleri ile yapılan görüşmede her iki davalının sahte poliçe düzenlediğini; davalıların yetkilerinin ve acentelerinin iptal edildiğine dair bilgi alındığını; davalılar hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını ancak poliçelerin kendilerine ait olduğunu yetkisi olmayan acente ve aracılar tarafından düzenlendiği için zararı karşılayamayacakları bilgisini aldıklarını; davalı şirketlerin tacirliğin gerektirdiği özen ve ihtimamı göstermeyerek sigorta şirket aracılığı verdikleri bir acentenin yetkilerini iptal ettiklerini iddia ettiklerini; ancak şirkete sigorta işlemlerini yapmak için verdikleri basılı ve ıslak imzalı poliçeleri geri almadıklarını, bilgisayarlarına yükledikleri programları iptal etmediklerini, bu programların internet üzerinden ve merkeze bağlı çalıştığını; bu nedenle davalı ... şirketlerinin müvekkilinin zarara uğramasına sebebiyet verdiklerini beyanla, davacının sigorta poliçesinde teminat altına alınmış olan belirsiz alacak olarak toplam 82.000,00 TL teminat bedelinin olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.Davalı ...A.Ş. vekili, usule ve esasa ilişkin itirazlarını sunmakla, dava konusu poliçenin sahte olduğunu, sorumluluklarının olmadığını beyanla, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda; davacı taraf davalı ...Ş. adına ..... Şubesi tarafından düzenlenen işyeri sigorta poliçesinin sahte olduğunu, davacı tarafa ait işyerinde meydana gelen terör saldırısı nedeniyle oluşan hasarın tahsili için diğer davalılara yetki veren Türk ..... Sigorta A.Ş.'ye sigortacı sıfatıyla, davalı ...'in (... Sigorta) acente sıfatıyla, sahte poliçeyi düzenleyen davalılar..., ...'un... Şubesi olarak diğer davalılar adına işlem yaptığını, davalı ...'ın da... Şubesi'nde çalıştığını bu sebeplerle davalıların zarardan müteselsilen sorumlu olduklarını beyanla; talepte bulunmuştur. Mahkemece; davacı ile davalı ... Türk ...... Sigorta A.Ş arasında sigorta sözleşmesi akdedildiğine dair yeterli somut kanıt olmaması; diğer davalıların davacıya karşı sorumlu oldukları miktarı ispatlama yükünün davacıda olduğu; davacı tarafın bu hususu dosya kapsamında sunmuş olduğu deliller doğrultusunda ispatlayamadığı; davalı ... şirketinin söz konusu zarardan sorumlu tutulamayacağı; diğer davalılar yönünden ise sigorta sözleşmesinde belirtilen meblağ doğrultusunda talepte bulunulması ve davanın geçersiz sigorta poliçesine dayandırılarak, sigorta hukuku çerçevesinde açılmış olması; sorumluluğun sigortalı işyerinin uğradığı zararının teminat kapsamında belirtilen meblağ doğrultusunda talep edilmesi sonucunda mahkememizce akdi sorumluluk çerçevesinde değerlendirme yapıldığı, dosya kapsamında geçerli bir borç ilişkisinin söz konusu olmaması; dava konusu miktarın bu geçerli olmayan borç ilişkisine dayandırılması; ve talebin sigorta hukuku çerçevesinde talep edildiği hususları nazara alınarak davacının dava konusu zararını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddini savunmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 33. maddesine göre hakim, Türk hukukunu re’sen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir.
Daire'nin geri çevirme ilamı ile istenen ve Uyap'ta kayıtlı evrakları gönderilen... 1. Ağır Ceza Mahkemesi 2016/233 Esas 2017/97 Karar sayılı dosyasında; davalılar... ..... ve ...... hakkında özel belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından mahkumiyet kararı verilmiş, diğer davalı ... Demir hakkında sanığın savunmasının aksi kanıtlanamadığı gerekçesiyle atılı suçlardan beraatine karar verilmiştir. Davalılar... ..... ve .....'ın istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesi 2020/1235 Esas 2022/1150 karar sayılı ilamı ile mahkemenin kararında yukarıda belirtilen hususlar dışında usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığa rastlanmadığı, atılı suçların sanıklar tarafından işlendiğinin toplanıp kararda gösterilen ve tartışılan delillerle sübuta erdiği, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu, cezaların takdir ve tayininde de bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; istinaf başvurularında ileri sürülen nedenler yerinde görülmediğinden istinaf başvurularının esastan reddine kesin olarak karar verildiği anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanunu’nun 53. maddesine ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, hukuk hâkimi, gerek ceza hâkiminin belirlediği kusur oranı gerekse delil yetersizliğine dayalı beraat kararı ile bağlı değil ise de, sanığın isnat edilen eylemi işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı ile o eylemin hukuka aykırılığını ve failini belirleyen mahkumiyet kararının bu yönleriyle bağlıdır.Yukarıdaki düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde; Batman 1. Ağır Ceza Mahkemesi 2016/233 Esas 2017/97 Karar sayılı dosyasının aslı getirilerek; sahte poliçe düzenlenme durumunun davalılarla ilişkisi ve ne şekilde meydana getirildiği, bir kısım davalıların ilişkili olduğu iddia edilen... Şubesi'nin fesih ilanı yapılıp yapılmadığı, şubenin poliçe düzenleme yetkisinin ne şekilde olduğu, şube kapatıldıktan sonra var ise ekran veya şifre vs kapatılıp kapatılmadığı ellerinde matbu evraklar var ise merkez tarafından alınıp alınmadığı, yine acente sözleşmesi, şube fesih yazısı vs getirtilerek ceza dosyası ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek; TBK ve TTK hükümlerince davalıların sorumluluğunun değerlendirilmesi; davalı ya da davalıların sorumlu olduğu kanaatine varılır ise davacının zararı bulunup bulunmadığı değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 16/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.