Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2022/3894 Esas 2022/8940 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/3894
Karar No: 2022/8940
Karar Tarihi: 16.06.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2022/3894 Esas 2022/8940 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen karara karşı yapılan itirazın reddedilmesi üzerine dosya incelendi. Davacı, trafik kazası sonucu malul kaldığı gerekçesiyle maddi tazminat talep etti. Sigorta Tahkim Komisyonu, davacının talebini kabul ederek davalıdan alınacak tutarı belirledi. Ancak, davalı vekili tarafından yapılan itiraz sonucu karar bozuldu. Bozma nedenleri arasında, tüm tedavi evraklarının dosyaya temin edilmediği, maluliyet oranlarında fahiş fark olduğu ve gelişen durumun varlığı konusunda yeterli araştırmanın yapılmadığı belirtiliyor. Ayrıca, kararda vekalet ücretine ilişkin hüküm de yanlış bulunarak karar bozuluyor. Kanun maddeleri ise Sigortacılık Yasası'nın 30/17 ve Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16. maddesinin 13. fıkrasıdır. Tarafların avukatla temsil edildiği durumlarda, vekalet ücreti için hesaplanacak miktar, asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekalet ücretinin beşte biri olacaktır.
4. Hukuk Dairesi         2022/3894 E.  ,  2022/8940 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sigorta tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetinin 12/08/2018 tarih ve 2018/İHK-6683 sayılı itirazın reddine dair verilen kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü;
    K A R A R
    Davacı vekili; 23/01/2009 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu araç ile davalı tarafından sigortalanan aracın kazası karıştığı çift taraflı kaza sonucunda davacının yaralanarak malul kaldığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla sürekli bakıcı gideri nedeniyle 5.000,00 TL maddi tazminatının kaza tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; dava değerini 130.730,26 TL'ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili; başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun kabulü ile 130.730,26 TL’nin 28/12/2017 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak başvuru sahibine ödenmesine karar verilmiş, davalı vekilinin karara itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyetince itirazın reddine dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur.
    1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
    Başvuru sahibi vekili, davacının meydana gelen kazada yaralandığını ve malul kaldığını, cismani zararın tazmini amacı ile %20 maluliyet oranı üzerinden dava açıldığı, yapılan yargılama neticesinde %20 maluliyet oranı üzerinden karar verildiğini, bu kez davacının maluliyet oranının artış gösterdiğini belirterek maluliyete ilişkin alınan yeni raporda ise davacının maluliyet oranının % 53 olarak tespit edildiğini açıklayıp maluliyet oranındaki bu artış sebebi ile aradaki farka ilişkin maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Gelişen durum; olay sonucu meydana geldiği halde, başlangıçta bilinen yaralanmalar dışında, sonradan ortaya çıkan veya gelişen, olaya bağlı vücut bütünlüğünü bozan sonuçlar olarak tanımlanabilir.
    Trafik kazası sonucu yaralanmalar nedeni ile ortaya çıkan zarar, kendi özel yapısı içerisinde, sonradan değişme eğilimi gösteriyor, zararı doğuran eylem veya işlemin doğurduğu sonuçlarda (zararın nitelik veya kapsamında) bir değişiklik ortaya çıkıyor ise, artık "gelişen durum" ve dolayısıyla, gelişen bu durumun zararın nitelik ve kapsamı üzerinde ortaya çıkardığı değişiklikler söz konusu olacaktır. Böyle hallerde, zararın kapsamını belirleyecek husus, gelişmekte olan bu durumdur ve bu gelişme sona ermedikçe zarar henüz tamamen gerçekleşmiş olamayacaktır.
    Gelişen durumun varlığı halinde gelişen durum yönünden yeniden dava açılabilmesi mümkündür. Gelişen durumun olup olmadığı ise her olaya özgü olarak kanıtlara göre değerlendirilir.
    Davacıdaki yaralanmanın hangi tarihte tedaviyle tamamen sona erdiği, bu yaralanmadan dolayı gelişen bir durum olup olmadığı, varsa hangi tarihte gelişen durumun sona erdiği; diğer bir anlatımla, daimi iş gücü kaybının kesin olarak belirlenebilmesi için tedavilerinin ne zaman sona ereceği ve kesin maluliyet oranının hangi tarihte belirlenebileceği gerçek zararın tespiti açısından önemlidir.
    Dosya kapsamından, davacının tedavisinin devam ettiğine, yeni ve gelişen durumlar nedeni ile tıbbi müdahale yapıldığına ilişkin bilgiler bulunmamaktadır. Maluliyete ilişkin raporda da gelişen durum olup olmadığı ve bunun sebebi açıklanmamış maluliyet oranının %53 olduğu belirlenmiştir. Ayrıca raporda dayanak yönetmelik belirtilmemiştir.
    Maluliyet oranları bakımından fahiş fark bulunmakla birlikte, bu farklılığın maluliyet oranında zaman içinde ortaya çıkan gelişen durum olup olmadığı konusunda yapılmış bir araştırma da yoktur.
    Açıklanan vakıalar karşısında İtiraz Hakem Heyeti'nce; tüm tedavi evraklarının dosyaya teminin sağlanması, maluliyet oranları bakımından fahiş fark bulunduğu dikkate alınarak, iki rapor arasındaki bu çelişkinin giderilmesi ile oran farklılığının maluliyette artış olarak kabul edilip edilemeyeceği (iki raporda maluliyet belirlemesine esas teşkil eden fiziksel ve fonksiyonel arazlarda zaman içinde gelişim olup olmadığı) hususlarında, kaza tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik hükümlerine göre gerekçeli, denetime elverişli ve kaza ile illiyet bağının kurulduğu rapor alınması ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı biçimde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    2-Sigortacılık Yasası 30/17 md. ve 19/01/2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazetede yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16. maddesinin 13. fıkrasına "(13) (Ek:RG-19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir." hükmü eklenmiştir.
    Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi ancak hesaplanan miktarın maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 16/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara