Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2020/2224 Esas 2022/9029 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2224
Karar No: 2022/9029
Karar Tarihi: 20.06.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2020/2224 Esas 2022/9029 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı olan şirkete trafik kazası sonucu oluşan maddi hasar nedeniyle tazminat davası açılmıştır. Davanın kısmen kabul edilmesine karar verilmiş, ancak davalının temyiz talebi reddedilmiştir. Dava dilekçesi, Tebligat Kanunu'nun ilgili maddeleri gereğince davalıya tebliğ edilmiştir, ancak adresin eksik yazıldığı ve sonradan düzeltildiği ortaya çıkmıştır. Bu nedenle davalının hukuki dinlenme hakkı ihlal edilmiştir. Kararın bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir.
Yukarıda bahsedilen kanun maddeleri ise şu şekildedir:
- Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi, tebligat usullerini düzenlemektedir. Bu maddeye göre, adresini değiştiren kişilerin yeni adreslerini tebliğ ettirmesi gerekmektedir. Ayrıca tüzel kişilerin resmi kayıtlardaki adresleri esas alınır.
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesi, tarafların hukuki dinlenilme hakkına vurgu yapmaktadır. Davanın taraflarına iddia ve savunmalarını serdetme imkânı verilmesi gerekmektedir.
4. Hukuk Dairesi         2020/2224 E.  ,  2022/9029 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacı... Otomotiv Servis ve Ticaret A.Ş. vekili Av. ... Işıktaş tarafından, davalı ...Gıda Nakliyat ve Pazarlama San. Tic. Ltd Şti aleyhine 15/04/2014 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası sonucu oluşan maddi hasar nedeniyle tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 02/06/2016 günlü kararın ve davalının temyiz talebinin reddine dair 13/02/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
    K A R A R
    1-Davacının ek karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi “Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.
    (Değişik fıkra: 11/1/2011-6099/9 md.) Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. (Değişik: 19/3/2003-4829/11 md.) Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır.
    (Ek : 6/6/1985-3220/12 md.; Değişik fıkra: 11/1/2011-6099/9 md.) Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır…” şeklinde düzenlenmiştir.
    Dosyanın incelenmesinde; davalıya dava dilekçesinin “Ankara Caddesi Kaya İş Hanı No:7/1 Kulu/KONYA” adresine tebliğe çıkarıldığı ancak tebliğ edilmeksizin iade edildiği, bunun üzerine mahkemece ilgili ticaret sicil müdürlüğünden davalının adresinin araştırıldığı ve davalının adresinin “Ankara Caddesi Kaya İş Hanı No:7/1 KONYA” olarak bildirildiği, bu aşamadan sonra tüm tebligatların ticaret sicil müdürlüğü tarafından bildirilen bu adrese Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmakta olup tebligatların usulüne uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar mahkemece Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine uygun olarak tebligat çıkarılmış ise de Konya Ticaret Sicil Müdürlüğündenbildirilen adreste, adresin hangi ilçeye bağlı olduğu yazılmadığından tebligatın doğru yerde yapılıp yapılmadığı denetlenebilir değildir. Şu durumda davalıya yapılan gerekçeli karar tebliği usulüne uygun olmadığından davalının temyiz talebinin reddine dair 13/02/2019 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verilerek asıl kararın incelenmesine geçildi.
    2-Davalının asıl karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Dava, trafik kazası sonucu oluşan maddi hasarın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili, 25/10/2013 tarihinde davalı şirkete ait olan... plakalı tırın müvekkiline ait ...plakalı araca çarparak zarar verdiğini, davalıya ait aracın sürücüsünün zararı karşılamadığı gibi aracın zorunlu mali sorumluluk sigortası olmadığından zararı müvekkilinin karşılamak zorunda kaldığını, ayrıca kaza nedeniyle müvekkiline ait araçta değer kaybı meydana geldiğini belirterek oluşan zararın tazminini talep etmiştir.
    Davalı, davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece alınan bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinde, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgililerinin kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtilmiştir. Davanın taraflarına iddia ve savunmalarını serdetme imkânı vermeden davanın esasıyla ilgili değerlendirme yapılması mahkemeye erişim hakkını zedeler. Davanın bir mahkeme tarafından görülebilmesi ve kişinin adil yargılanma hakkı kapsamına giren güvencelerden faydalanabilmesi için ilk olarak kişiye iddialarını ortaya koyma imkânının tanınması gerekir.
    Bu itibarla bir davanın sonucundan menfaati etkilenecek olan kişilerin bu yargılama hakkında bilgi sahibi olabilmelerine, uyuşmazlığın çözümü için gerekli ve sonuca etkili olduğunu düşündükleri hususlarda açıklamada bulunabilmelerine, iddialarını ispata yönelik delil sunabilmelerine imkân sağlanması gerekir. Bu husus aynı zamanda silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri ile de ilgilidir.
    Dolayısıyla, yukarıda ilk bentte açıklanan gerekçelerle Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine aykırı işlem yapılmak suretiyle davalının hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilmiştir.
    Şu durumda; davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilmesi, bu şekilde yasal savunma hakkı tanındıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken savunma hakkını kısıtlar şekilde usulsüz tebligat yapılarak karar verilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/02/2019 tarihli ek kararının kaldırılmasına, yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 20/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara