Esas No: 2021/2415
Karar No: 2022/9056
Karar Tarihi: 20.06.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/2415 Esas 2022/9056 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/2415 E. , 2022/9056 K.Özet:
Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir tasarrufun iptali davası sonucunda verilen kararda, Yargıtay'ın bozma ilamına uyularak tasarrufun iptali için yasal şartların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği belirtilmiştir. Kararda İİK 277 ve devamı maddeleri referans verilerek davanın konusu açıklanmıştır. İİK'nun 280/1 maddesi kapsamında davalıların aciz durumunu bildikleri gerekçesiyle tasarrufun iptali kararı verilmişse de, borçlunun beyanlarına itibar edildiği ve İİK'nun 278/2-3 maddesi gereği bedel farkı yönünden tasarrufun iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmediği belirtilmiştir. Kararın sonunda ise onama harcının alınması kararlaştırılmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava; İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece hükmüne uyulan Yargıtay(Kapatılan) 17.Hukuk Dairesi’nin 11/03/2019 tarih, 2016/2808 Esas ve 2019/2736 Karar sayılı bozma ilamında; "Mahkemece; duruşmada dinlenen asıl borçlu davalı ...; borç ödemede acze düştüğünü, başka borçlarının da bulunduğunu, ödeyemeyecek durumda olduğunu, bu nedenle davalı ...'den borçlarını ödemek amacıyla borç para alıp, karşılığında dava konusu taşınmazları davalı ...'ye teminat olarak verdiğini beyan ettiğinden İİK'nın 280/1 maddesi kapsamında davalı ...'nin davalı ...'nun aciz durumunu biliyor olduğu ve davalı ...'nun alacaklılarına zarar vermek kastıyla bir kısım başka borçlarını kapatmak amacıyla bu tasarruflarda bulunduğu gerekçesiyle davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmişse de; davalı ...’in davalı borçlu...’un bu beyanlarını kabul etmediği, ayrıca yargılama sırasında dinlenen tanık .....’in; davalı ... ile davalı ... arasındaki taşınmaz devrine aracılık ettiğini, diğer tanık .....’nin de;gayrimenkul yatırım işleri ile uğraştıklarını emlakçı ....’un .... da bir yer olduğunu söylediğini, daha sonra bu yerin üzerindeki hacizleri kaldırıp, borçlarını kapattığını, geriye kalan parayı da bankadan 200.000,00 TL olarak ödediklerini beyan ettiği, buna göre; yalnızca borçlunun beyanlarına itibar edilerek İİK'nun 280. maddesinde belirtilen satıcının mali durumunu ve alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla hareket ettiğini bilebilecek durumda olduğundan bahisle davanın kabulünün doğru görülmediği ve bedel farkı yönünden tasarrufun İİK 278/3-2 madde gereğince iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi gerekirken bu hususta bir değerlendirme yapılmamasının da usul ve yasaya aykırı olduğu" belirtilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılamada toplanan delillere göre; ivazlar arasında pek aşağı fark bulunmadığı, İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiğinden bahsedilemeyeceği, tasarrufun iptali için yasal şartların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 21,40 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 20/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.