Esas No: 2022/5946
Karar No: 2022/9092
Karar Tarihi: 20.06.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2022/5946 Esas 2022/9092 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2022/5946 E. , 2022/9092 K.Özet:
Davalı tarafın trafik sigortacısı olduğu aracın karıştığı kaza sonucunda yaralanan davacının tazminat talebi nedeniyle açılan davada, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından reddedilmesine rağmen İtiraz Hakem Heyeti tarafından kabul edilerek davalının tazminat ödemesine karar verildiğine dair verilen Ticaret Mahkemesi kararı incelenmiştir. Kararda, maluliyet oranının belirlenmesinde yanlışlık yapıldığı, ödenen tazminatın yeterliliğinin denetlenmesi ve PMF Yaşama Tablosu ve progresif rant tekniğinin kullanılması gerektiği belirtilerek kararın bozulması talep edilmiştir. Ayrıca, davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin kanun hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği de vurgulanmıştır.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13. maddesi ve AAÜT'nin 17/2. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından davanın reddine ve İtiraz Hakem Heyeti tarafından davacı vekilinin itirazının kabulü ile davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından süresi içinde temyizi istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili; davalının trafik sigortacısı olduğu aracın karıştığı kaza sonucunda bu araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralanıp malul kaldığını, davalı tarafından yapılan ödemenin yetersiz olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL. tazminatın avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 15/11/2018 tarihli dilekçeyle taleplerini 62.149,65 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; 18/09/2017 tarihinde yapılan 37.194,74 TL'lik ödeme ile sorumluluğun son bulduğunu, kusur ve maluliyete itiraz ettiklerini, tazminattan hatır taşıması nedeniyle indirim yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; davacının davaya konu kaza nedeniyle bakiye tazminat alacağı kalmadığının alınan aktüer raporu ile saptandığı gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karara davacı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine, İtiraz Hakem Heyeti tarafından, itirazın kabulü ile UHH kararının kaldırılmasına; davanın kabulüne ve 62.149,65 TL. tazminatın 08/12/2017 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine; özellikle, hakem yargılaması sırasında alınan maluliyet raporunun, tarafların ulaşımına açık biçimde sisteme kaydedildiği de dikkate alındığında, bu raporun tebliğ edilmediğine ilişkin temyiz itirazlarının yerinde görülmemesine; davaya konu kaza nedeniyle iş kazası kolundan ödeme yapılmadığı, SGK İl Müdürlüğü cevabi yazısıyla sabit olduğundan, tazminattan bu nedenle indirim yapılmayışında usulsüzlük görülmemesine göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen diğer tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gereklidir. Sözkonusu belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 16/05/2018 tarihli raporda, davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyeti % 20,2 (2008 tarihli Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespit İşlemleri Yönetmeliği gereği) ve % 10 (30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik gereği) olmak üzere alternatifli olarak belirlenmiştir. İtiraz Hakem Heyeti tarafından, 2008 Yönetmeliği'ne göre belirlenen % 20,2 maluliyet oranı karara esas alınarak, anılan maluliyet oranı üzerinden tazminat hesabı yaptırılmıştır. Oysa; davaya konu kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan, 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellere göre belirlenen % 10 maluliyet oranının esas alınması gerektiği açıktır.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyetinin 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellere göre belirlendiği % 10 maluliyet oranı üzerinden tazminat hesaplamasının yaptırılması; hesaplama yapılırken, öncelikle davalının davadan önce ödeme yaptığı tarihteki veriler üzerinden, ödenen bedelin yeterliliğinin denetlenmesi; ödemenin yetersiz olduğunun saptanması halinde ise, (davacı yanın 06/07/2018 tarihli ıslah dilekçesindeki PMF Yaşam Tablosu'na göre yapılan hesaplamayı kabul ettiği dikkate alınıp) PMF Yaşama Tablosu ve işleyecek devre için progresif rant tekniğinin kullanılması ile tazminatın belirlenmesi gerekliliğinin gözetilmesi gerekirken, eksik incelemeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre; davacının, kısmi dava şeklinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak açtığı davada, 6100 sayılı HMK'nın 176/2. maddesi gereği, 15/11/2018 tarihli ikinci ıslah dilekçesinin geçersiz olduğu gözetilerek karar verilmeyişi de doğru olmamıştır.
Kabule göre; davalıya trafik sigortalı araçta yolcu olarak bulunan davacının hatır için taşındığı davalı yanca savunulduğu, davacının araç sürücüsü ....'ın arkadaşı olduğunu beyan ettiği, taşıma için davacının bir karşılık ödediğine ilişkin iddia ve delil sunmadığı hususları dikkate alınıp, hatır taşıması savunması üzerinde durulup karar verilmesi gerekirken, bu husus tartışılmadan karar verilmesi doğru değildir.
Yine, kabule göre; 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'nin 17/2. maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nisbi vekalet ücretinin 1/5'i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden fazla vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA; dosyanın, hakem dosyasının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 20/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.