Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/27402 Esas 2022/9115 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/27402
Karar No: 2022/9115
Karar Tarihi: 20.06.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/27402 Esas 2022/9115 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/27402 E.  ,  2022/9115 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE MAHKEMESİ : Ödemiş 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı vekili tarafından istinafa başvurulması üzerine; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurularak davanın kısmen kabulüne dair verilen İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi sonucunda kararın bozularak Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen direnme kararının Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, 6100 sayılı HMK’nun 373/5. maddesi gereği temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    K A R A R
    Davacılar vekili; davalının olay tarihinde av tüfeği ile ateş ederek, müvekkillerinin desteği ...’in ölümüne sebep olduğunu, müvekkillerinin destekten yoksun kaldığını ve manevi zarara uğradığını, davacılardan ......’ün ... eşi, .....’ın ise oğlu olduğunu belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davacılardan .... için 1.000 TL, ... için 1.000 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile ... için 50.000 TL, ... için 50.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında ıslah dilekçesiyle maddi tazminata ilişkin talebini davacı ... için 207.420,57 TL’ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili; davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    İlk Derece Mahkemesince, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacılardan ... için 207.427,57 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ... için talep edilen destekten yoksun kalma tazminatının reddine, ... için 40.000 TL manevi tazminat, ... için ise 30.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, karara karşı davalı vekilinin istinaf yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’nce davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kısmen reddine, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak ve maddi tazminatta 1/4 haksız tahrik indirimi uygulanmak suretiyle davanın kısmen kabulüne, davacılardan ... için 155.565,42 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ... için talep edilen destekten yoksun kalma tazminatının reddine, ... için 40.000 TL, ... için ise 30.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 07/07/2021 gün, 2021/17154 Esas- 2021/4325 Karar sayılı ilamıyla, temyiz edenin sıfatına göre, davacılar tarafından kararın temyiz edilmediği de dikkate alınarak, usuli kazanılmış haklar gözetilerek (tazminata esas alınan gelir, esas alınan asgari ücret yılı, işlemiş/işleyecek dönem tarihleri gibi) davacıların desteğinin ve davacı ...’in muhtemel bakiye yaşam süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu'na göre belirlenmesi suretiyle tazminat miktarının hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar verilmiştir.
    Bölge adliye mahkemesince “...Nitekim Yargıtay 4. Hukuk Dairesi yeni tarihli kararları daimi iş gücü kaybı ve destek tazminatı hesaplamalarında, bakiye ömür süresi tespitinde daha güncel ve ülkemize ait veriler kullanılarak hazırlanmış olan TRH 2010 yaşam tablosunun esas alınmasının gerçek zarar tespiti ve uygulama birliği açısında daha isabetli olacağı, bu yönde uygulama yapılması yönündedir. Ancak maddi tazminat hesaplamalarında TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanması yönünde emredici bir yasal düzenleme bulunmadığından taraflarca ileri sürülmez ise resen dikkate alınması gereken bir neden olarak kabul edilemeyeceği kanaatine varılmıştır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı sadece davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalının istinaf nedenleri arasında bakiye yaşam süresine ilişkin açık bir itiraz bulunmakta ise de maddi tazminat bakımından hükme esas alınan 18/01/2019 tarihli aktüerya bilirkişi raporunda da " diğer yandan, 'TRH-2010 yaşam tablosundaki bakiye ömür süreleri, PMF-1931 yaşam tablosundaki bakiye ömür sürelerinden daha uzundur, Eldeki dosyadan örneklenecek olursa, ölen ..., 27/11 1960 doğumludur. Ölümü tarihinde 51 yıl, 5 ay, 25 gün yaşındadır. Bakiye ömrü, PMF-1931 bakiye ömür tablosuna göre 21 Yıl 1 ay 25 gündür. Aynı yaş karşılığı TRH-2010 (Erkek) yaşam tablosu bakiye ömrü, 24 Yıl, 11 ay 5 gündür. Bu durumda, her ne kadar bu tablo halen kabul edilmese de TRH-2010 tablosu esas alınıp hesaplama yapılacak olursa daha uzun destek süresi hesaplanacağı, dolayısı ile uzamış destek süresine göre daha fazla tazminat hesaplanacağı ve davalı vekilinin itirazının kendi aleyhine sonuç yaratacağı da açıktır." şeklinde TRH 2010 yaşam tablosundaki bakiye ömür süresine göre hesap yapılmama nedeni açıklanmıştır. Gerçekten desteğin bakiye ömür süresinin TRH 2010 yaşam tablosuna göre tazminat hesabı yapılması halinde aradaki 3 yıl için yapılacak hesaplama ile daha yüksek bir tazminat bulunacağından davalı aleyhine sonuç yaratacağı ve usuli kazanılmış hak nedeniyle istinaf eden aleyhine olacak şekilde daha fazla tazminata hükmedilemeyeceği açıktır. 6100 sayılı HMK'nun 266 maddesi hükümleri uyarınca genel bilgi ve tecrübe ile ya da hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgi ile tespitti mümkün olan bir konuda bilirkişiye başvurulamaz. Dava dosyası içindeki veriler itibarıyla, TRH 2010 yaşam tablosuna göre yapılacak tazminat hesabının davalı aleyhine sonuç verip vermeyeceği genel bilgi ve tecrübe yanında hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgi ile tespit ve değerlendirilmesi mümkün olduğundan, davalı aleyhine olacağı belirgin olan fazla tazminat hesaplanması yönünde ek bilirkişi raporu alınmasına gerek görülmemiştir. Ayrıca davanın geçirdiği yargılama süresi gözetildiğinde, makul süreden daha uzun süren yargılamanın, sonuca etkisi olmayacağı açık olan bir konuda alınacak ek bilirkişi raporu ile daha da uzamasına yol açacağı için usul ekonomisine de uygun olmayacaktır. O halde TRH 2010 yaşam tablosuna göre hesaplama yapılmamış olmasındaki yanlışlık istinaf edenin sıfatı itibarıyla sonuca etkili görülmemiş ve aktüerya hesap uzmanı bilirkişinin raporunda davacı yararına hesaplanan tazminata hükmedilmiş olduğu…..” gerekçesiyle, davacılar tarafından kararın temyiz edilmediği de dikkate alınarak, usuli kazanılmış haklar gözetilerek (tazminata esas alınan gelir, esas alınan asgari ücret yılı, işlemiş/işleyecek dönem tarihleri gibi) davacıların desteğinin ve davacı ...’in muhtemel bakiye yaşam süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu'na göre belirlenmesi suretiyle tazminat miktarının hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınması yönündeki Dairemiz bozma ilamına karşı direnme kararı verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    6100 sayılı HMK’nun 373/5. maddesi gereği yapılan incelemede her ne kadar Dairemiz bozma ilamında temyiz edenin sıfatına göre, davacı tarafından kararın temyiz edilmediği de dikkate alınarak, usuli kazanılmış haklar gözetilerek karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuş ise de 51 yaşında olan bir erkek kişinin PMF 1931 yaşam tablosuna göre bakiye yaşam süresi 21,15 yıl iken TRH 2010 yaşam tablosuna göre bu süre 24,93 yıl olarak gösterilmiştir. Açıklanan nedenle, TRH 2010 yaşam tablosundaki daha uzun yaşam süresine göre yapılacak hesaplama davalı aleyhine sonuç yaratacaktır. Bu durumda yeniden bilirkişi raporu alınmasının yargılamanın uzamasına sebebiyet verecek olması ve usul ekonomisi de birlikte gözetildiğinde direnme kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, Dairemizin bozma kararı kaldırılarak temyiz incelemesine geçildi.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş olmasına, dava şartları, delillerin toplanması ve hukukun uygulanması bakımından da hükmün bozulmasını gerektirir bir neden bulunmamasına ve TRH 2010 yaşam tablosundaki daha uzun yaşam süresine göre yapılacak hesaplamanın ilk kararı temyiz eden davalı aleyhine sonuç yaratacağı da gözetildiğinde bölge adliye mahkemesi kararının onanması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nun 370/1. ve 373/5. maddeleri uyarınca ONANMASINA, HMK 373. maddesi uyarınca dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 11.556,00 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına 20/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara