Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/14126 Esas 2022/9170 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/14126
Karar No: 2022/9170
Karar Tarihi: 21.06.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/14126 Esas 2022/9170 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/14126 E.  ,  2022/9170 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sigorta tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetinin itirazın reddine dair kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulmakla , dosya incelendi, gereği düşünüldü;

    K A R A R

    Davacı vekili; 21/10/2017 tarihinde, müvekkilinin davalıya zorunlu trafik sigortalı motorsiklette yolcu iken meydana gelen trafik kazasında yaralandığını ve %23 oranında malul kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş dava değerini 110.850,47 TL'ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili; davadan önce ödeme yapıldığını, bu nedenle davanın reddini savunmuştur.
    Sigorta Tahkim Komiyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kısmen kabulüne 88.681,00 TL tazminatın 31/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, davalı vekili karara itiraz etmiştir. İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiştir. Davalı vekili kararı temyiz etmiştir.
    1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2- Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarara dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Tazminatın kapsamını belirleme biçimi ve tazminattan yapılacak indirimler ve sıralaması TBK 51 ve 52. (818 Sayılı BK 43-44 mad) maddelerinde düzenlenmiştir.
    TBK 51. maddesine(BK 43. mad.) göre hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak tazminatı belirleyecektir. Hakim tarafların kusur durumunu dikkate alarak tazminatın kapsamını belirledikten sonra Yargıtay kararlarında yerleşmiş olduğu üzere tazminattan hatır taşıması indirimi yapılarak nihai zarar ve ödenmesi gereken tazminat belirlenecek, son olarak da davadan önce yapılan ödemenin güncellenen değeri düşülecektir. İlgili kanun maddeleri incelendiğinde yapılan ödemeler tazminatı belirlemede bir indirim nedeni olarak gösterilmediği gibi, Yargıtay uygulamaları ile artık yerleşik hale geldiği üzere borcu söndüren bir nitelik taşımaktadır.
    Somut olayda; davadan önce davalı ... şirketi tarafından davacıya 154.036,01 TL ödeme yapılmış, davacı ödemenin yetersiz olduğunu belirterek eldeki davayı açmıştır.
    Uyuşmazlık Hakem Heyeti yargılaması aşamasında alınan 30/08/2020 tarihli hesap bilirkişi raporunda, davacının kazadan kaynaklı olarak sürekli iş göremezlik alacağı 262.096,70 TL olarak hesap edilmiş, davalı tarafından ödenen miktar güncellenerek (163.259,18 TL) düşülmüş ve sonuç olarak sürekli iş göremezlik tazminatının 98.837,52 TL olduğu ve yine geçici iş göremezliğin de 12.012,95 TL olduğu rapor edilmiştir.
    Uyuşmazlık Hakem Heyetince işbu rapor hükme esas alınarak, 98.837,52 TL sürekli ve 12.012,95 TL geçici olmak üzere toplam 110.850,47 TL tazminattan %20 hatır taşıması indirimi yapılarak, 88.681,00 TL maddi tazminata hükmedilmiştir. İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazları reddedilmiştir. Ancak varılan sonuç az yukarıda izah edilen sebeblerle dosya kapsamına uygun düşmemiştir.
    O halde, açıklanan maddi ve hukuki olgular karşısında, hesap edilen 12.012,95 TL geçici ve 262.096,70 TL sürekli iş göremezlik tazminatı toplamı olan 274.109,65 TL üzerinden, öncelikle %20 hatır taşıması indirilerek, kalan miktar olan 219.287,72 TL'den, davalı tarafça davadan önce yapılan ödemenin güncellenmiş halinin (163.259,18 TL) düşülüp kalan miktara hükmedilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hatalı değerlendirme ile karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
    3-Somut olayda, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince davacı yararına tam ve nispi olarak 12.328,00 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir.
    5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu 30/17 md. ve 19/01/2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6. maddesi ile Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesinin 13. fıkrasına "(13) (Ek:RG-19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir." hükmü eklenmiştir.
    Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 21/06/2022 gününde Üye ... ve Üye ...'in karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
    KARŞI OY
    Borçlar Kanunu haksız fiil tazminatını düzenlerken (T.B.K. 49 ve devamı maddeleri)
    zararın ispatı ve belirlenmesinin (50. Md.) nasıl olacağını açıklamış, tam olarak ispat edilememesi halinde hakimin bu zararı belirleyeceğini öngörmüştür. Zarar belirlenirken bir takım veriler kullanılacaktır. (Türüne göre zararın kapsamı- gelir -kusur ödeme varsa vs.) Ayrıca haksız fiil sorumlusu tarafından ödemenin denkleştirici adalet gereği zarardan düşürülmesi gerekecektir. Bütün bu hesaplamalar (zararın belirlenmesi) H.M.K. 266 md. uyarınca genellikle bilirkişi marifetiyle olacaktır. Hakim önüne gelen zarardan somut olaya ve savunmaya göre (hatır taşıması) zararı artırıcı nedenler varsa (müterafik kusur) bununla ilgili bilgi ve belgeleri değerlendirip kendisi tazminatı belirleyecektir. TBK. 51. md. başlığı "tazminat" ve belirlenmesi "52. maddesi ise" tazminatın indirilmesi" ile ilgilidir. Bu maddelerin gerekçelerine bakıldığında bizzat hakimin değerlendireceği konulardır. Zararın belirlenmesi sırasında T.B.K.- 51-52 (43-44) maddelerin uygulanarak bilirkişiden rapor alırsak hakimin takdirinde olan hususlarda bilirkişi raporuna değer vermiş oluruz. Bu husus tazminat hukuk eserlerinde de (....) incelenmiş "zarar ile tazminat arasındaki farkı şu biçimde açıklanmıştır. "Borçlar hukukunda zarar ve tazminat kavramlarının ayrı ayrı yeri ve sonuçları vardır. Zarar, mal varlığındaki eksilmeyi tazminat ise sorumluluğun kapsamını tesbit eder. Bu nedenle tazminat zarar miktarına eşit olabileceği gibi ondan eksikte olabilir. B.K 43-44 maddeleri ile getirilen düzenleme sorumlunun zararı ne ölçüde yükleneceğini belirlemek içindir. Bu nedenle davalı ödemesi de gözönünde tutularak zarar kesin olarak belirlendikten sonra B.K. 43-44 maddelerinin somut olay içinde tartışılması ve araştırılmasını gerekir. Şayet olay içinde belirtilen yasa hükümlerine uygun indirim sebeplerinin varlığı tesbit edilirse tazminat başka bir deyişle hükmedilecek miktar zarardan az olacaktır. 17. ve 4. H.D önceki içtihatları bu yöndedir.
    Zararı gidermekle yükümlü haksız fiil sorumlusu olay tarihinde temerrüde düşmüş olup sonraki tarihlerde yaptığı ödemeyi "zararın" belirlenmesi sırasında değil "tazminatın" hakim tarafından varsa B.K. 51-52 (43-44) maddeleri uygulandıktan sonra davacının aleyhine olacak biçimde mahsup edilmesi gerekçesiyle itiraz hakem heyeti kararının bozulması yönündeki sayın çoğunluğun kararına katılmıyoruz.







    Hemen Ara