Esas No: 2021/25620
Karar No: 2022/9239
Karar Tarihi: 22.06.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/25620 Esas 2022/9239 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/25620 E. , 2022/9239 K.Özet:
Davalı tarafın trafik kazasına bağlı olarak davacıya ödemesi gereken tazminat miktarında anlaşmazlık yaşanması nedeniyle açılan davada, İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen karar, davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından incelendi. Daire, dosyada daha önceki bir mahkeme kararına atıfta bulunarak, davacının zararı karşılamak için alması gereken tazminat miktarının şirket tarafından ödenen miktar ile sınırlı olması gerektiği belirtti. Ancak, mahkemenin 2.000 TL ödemenin hüküm altına alınmadığı bir karar vermesi nedeniyle karar bozuldu. Sonuç olarak, mahkemenin bu kısımda talebi reddetmesi gerektiğine karar verildi ve karar bozuldu.
Kanun Maddeleri: Kararda geçen kanun maddelerine değinilmemiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili av. ...... tarafından, davalı ... aleyhine 07/01/2014 gününde verilen dilekçe ile trafik kazasına bağlı yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 03/06/2021 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 06/11/2019 tarihli 2018/1558 esas ve 2019/5042 karar sayılı 1. ilamında; “ davacının, trafik kazasına bağlı iş göremezlik zararı yönünden sigorta şirketi aleyhine açmış olduğu davada, Ankara Asliye 4. Ticaret Mahkemesinin 2011/32 esas ve 2012/579 sayılı kararı ile sulh nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, hükmün temyiz edilmeden kesinleştiği; dosyada mahkemece hükme esas alınan aktüerya bilirkişi tarafından zararın 119.228,00 TL olarak belirlenmesine karşın, taraflar arasında yapılan sulh sözleşmesi uyarınca şirketin poliçe teminatı ile sınırlı olarak davacıya 100.000,00 TL ödeme yaptığı, eldeki davada da davacı tarafından, belirtilen dosyada tespit edilip kesinleşen maddi zarar esas alınarak, sigorta şirketi tarafından karşılanmayan 19.228,00 TL bakiye maddi zararın talep edildiği ve ön inceleme duruşmasında da 2.000,00 TL'nin dava tarihinden önce davalı tarafından ödendiğinin beyan edildiği anlaşılmıştır... 2.000,00 TL'nin davalı tarafça ödendiği iddiasının mahkemenin kabulünde olduğuna göre, davalı tarafça tahsil edilen bu miktarın talepten mahsup edilmesi gerekirken, maddi tazminat isteminin tamamına hükmedilmesi doğru görülmemiştir...” hususlarına değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiş; bozma ilamı sonrasında kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olması nedeniyle Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 21/10/2020 tarihli 2020/2648 esas ve 2020/3566 karar sayılı son ilamı ile “ ..Gerekçeli karar içeriğinde davalı yanca evvelce yapılan 2.000,00 TL'lik ödeme nedeniyle hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen hüküm olarak 17.228,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline şeklinde karar verildiği, hüküm fıkrasında 2.000,00 TL'lik meblağa ilişkin bir karar verilmediği, böylece kısa kararla gerekçeli karar arasında açık bir çelişki ortaya çıktığı anlaşılmıştır...O halde mahkemece yapılacak iş; kısa kararla bağlı olmaksızın, kısa karara uygun olarak gerekçesini yeniden düzenlemek veya gerekçeye uygun nitelikte yeni bir kısa karar oluşturmak ve bu şekilde kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiyi gidermektir. Mahkemece kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkinin giderilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.” hususlarına değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile 17.228,00 TL maddi tazminatın 22/06/2008 tarihinden yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama sırasında ödenen 2.000,00 TL yönünden, konusuz kaldığından bu miktar bakımından hüküm kurulmasına yer olmadığına, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 20.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamından; mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen bozma gereğinin yapılmadığı; davalı tarafça, davacı yana dava tarihinden önce ödenen 2.000,00 TL'nin hüküm altına alınan maddi tazminat miktarından mahsup edilmesi gerektiği belirtilmesine karşın, mahkemece bu meblağın yargılama sırasında davacı tarafa ödendiği kabul edilerek bu kısım yönünden “karar verilmesine yer olmadığına” dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, davalı tarafından dava tarihinden önce ödenen 2.000,00 TL yönünden talebin reddine karar verilmesi gerekirken, bu kısım yönünden yazılı gerekçe ile “karar verilmesine yer olmadığı” şeklinde karar verilmesi hatalı olup, hükmün açıklanan nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 22/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.