Esas No: 2021/15396
Karar No: 2022/9264
Karar Tarihi: 22.06.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/15396 Esas 2022/9264 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/15396 E. , 2022/9264 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; Sigorta Tahkim komisyonu İtiraz Hakem Heyetince verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 01/09/2018 tarihinde davacı ...’ın yolcu konumunda olduğu çift taraflı trafik kazasında yaralandığını ve malul kaldığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL maluliyet tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiş, ıslahla talebini 134.342,89 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, başvurunun reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; başvurunun kabulü ile 134.342,89 TL’nin 10/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş, İtiraz Hakem Heyetince davalı ... vekilinin itirazlarının reddine dair verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gereklidir. Söz konusu belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak 20/11/2019 tarihli Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp ABD raporuna göre davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyeti %22 olarak belirlenmiştir. Anılan bu rapor kaza tarihinde yürürlükte olmayan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmiştir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik'ine, 01.09.2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik'ine, 01/06/2015 tarihinden sonra da Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik'ine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 01/09/2018 kaza tarihi itibari ile Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri yürürlükte olup davacı tarafından dosyaya ibraz edilen 20/11/2019 tarihli raporun Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği anlaşılmakla, davacı tarafa kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak tanzim edilmiş maluliyet raporunu sunması için süre verilmesi, maluliyet raporunun sonucuna göre gerekirse yeniden aktüer raporu alınarak (davalı lehine kazanılmış haklar dikkate alınarak)karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Somut olayda, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından davacı yararına davalı aleyhine tam nispi vekalet ücretine hükmedilmiş; davalı vekilinin İtiraz Hakem Heyeti nezdinde vekalet ücretine dair yapmış olduğu itiraz reddedilmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği göz önüne alınarak hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde tam nispi vekalet ücretine karar verilmesi, ancak hesaplanan miktarın maktu vekalet ücretin altında kalması nedeni ile AAÜT'nin 17. maddesi gereğince karar yılındaki 3.400,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde tam nispi vekalet ücretine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 22/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.