Esas No: 2022/4080
Karar No: 2022/12444
Karar Tarihi: 15.06.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2022/4080 Esas 2022/12444 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2022/4080 E. , 2022/12444 K."İçtihat Metni"
Nitelikli hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığını ihlal etme ve mala zarar verme suçlarından sanık ...., 'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 142/1-b, 143/1, 116/2, 151/1, 62 (üç kez) ve 52/2. maddeleri gereğince 2 yıl 11 ay hapis, 1 yıl 3 ay hapis ve 2.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Gebze 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/05/2012 tarihli ve 2010/1371 esas, 2012/1342 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 10/03/2022 gün ve 10007/2020 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28/04/2022 gün ve 2022/40863 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
1-5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 168. maddesinde yer alan, “(1) Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs (…)(1) suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir. (2) Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir.(4) Kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, ayrıca mağdurun rızası aranır.” şeklindeki düzenleme karşısında,
Dosya kapsamına göre, müştekinin 03/12/2014 tarihli yazılı beyanı ile yargılama devam ederken zararının karşılandığını ancak işleri sebebiyle bu durumu adliyeye gelerek bildiremediğini ve bu durumdan vicdanen rahatsız olduğunu belirtmesi üzerine, Mahkemesince yargılamanın yenilenmesi yoluyla sanığın durumu yeniden ele alınmış ve 08/07/2015 tarihli ek karar ile sanık hakkındaki cezadan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 168/1. maddesi uyarınca 1/2 oranında indirim uygulanmasına karar verilmiş ise de, bahse konu ek kararın Yargıtay 17. Ceza Dairesinin 03/12/2019 tarihli ve 2019/10703 esas, 2019/15865 karar sayılı ilamı ile yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilemeyeceği gerekçesiyle bozulduğu nazara alındığında, sanık hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulama şartlarının bulunduğu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
2-Sanık hakkında mağdurun zararının giderilmemiş olduğundan bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve anılan cezaların ertelenmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, mahkemesince mağdurun zararının karşılandığının kabulü halinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına veya hapis cezasının ertelenmesine engel sabıka kaydı bulunmayan sanık hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 51/1. maddesi ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesinin tartışılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
3-Müştekinin 10/06/2010 tarihli kolluk beyanına göre, sanık ...’in annesinin, suça konu sigaralardan yaklaşık 30 adedini soruşturma aşamasında kolluk kuvvetlerine teslim etmesi üzerine bunların mağdura iadesinin sağlandığı, sanığın bu iadeye itiraz etmediği ve suçunu kabul ettiği nazara alındığında, sanık hakkında mağdurun kısmi iadeyi kabulü halinde 5237 sayılı Kanun'un 168/1 ve 168/4. maddelerinin uygulanma ihtimalinin bulunduğunun gözetilmemesinde,
4-İşyeri dokunulmazlığını ihlal etme suçunun birden fazla kişi ile birlikte işlendiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında belirlenen cezanın, aynı Kanun'un 119/1-c maddesi uyarınca artırılması gerektiğinin gözetilmemesinde, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Dosya kapsamına göre, müştekinin 03/12/2014 tarihli yazılı beyanı ile yargılama devam ederken zararının karşılandığını ancak işleri sebebiyle bu durumu adliyeye gelerek bildiremediğini ve bu durumdan vicdanen rahatsız olduğunu belirtmesi üzerine, Mahkemesince yargılamanın yenilenmesi yoluyla sanığın durumu yeniden ele alınmış ve 08/07/2015 tarihli ek karar ile sanık hakkındaki cezadan hırsızlık suçu için; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 168/2. maddesi uyarınca 1/2 oranında indirim uygulanmasına karar verilmiş ise de, bahse konu ek kararın Yargıtay 17. Ceza Dairesinin 03/12/2019 tarihli ve 2019/10703 esas, 2019/15865 karar sayılı ilamı ile “Sanık ...’in annesinin, suça konu sigaralardan yaklaşık 30 adedini soruşturma aşamasında kolluk kuvvetlerine teslim etmesi üzerine bunların mağdura iadesinin sağlandığı, sanığın bu iadeye itiraz etmemesi ve suçunu kabul etmesi sebebiyle, sanık hakkında mağdurun kısmi iadeyi kabulü halinde 5237 sayılı TCK’nın 168/1-4. maddelerinin uygulanma ihtimalinin bulunması karşısında, yeni olay veya delil niteliğinde olmayan, hüküm tarihinde bilinen bu durum için 5271 sayılı CMK'nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenen, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilebilmesi mümkün olan kanun yararına bozma yoluna gidilebileceği ve yine 5271 sayılı CMK'nın 315/2. maddesinde yer alan “Hatanın giderilmesini sağlayacak başka bir yol varsa, yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilemez” şeklindeki hüküm dikkate alındığında, verilen mahkumiyet hükümlerine ilişkin yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi” gerekçesiyle bozulması ve kesinleşen hükümden sonra ortaya çıkan bu durumun ancak 5271 sayılı CMK’nın 311/1-e maddesi uyarınca yargılamanın yenilenmesi sebebi olabileceği, kanun yararına bozma gerekçesi yapılamayacağından ve delillerin takdir ve değerlendirilmesinde yanılgıya düşüldüğünden söz edilerek kanun yararına bozma yasa yoluna başvurma olanağı da bulunmadığından, (GEBZE) 1. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 17/05/2012 tarihli ve 2010/1371 Esas – 2012/1342 Karar sayılı karara yönelik (1) numaralı kanun yararına bozma isteminin REDDİNE,
2-Sanık ... hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından hüküm kurulduktan sonra mahkemece “Sanığın suç işleme eğilimi, mağdurun zararını gidermemiş olması, kişilik özelliği ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve cezanın ertelenmesi halinde ileride bir daha suç işlemekten kaçınacağına dair sanık lehine olumlu kanaat oluşmadığından” bahisle cezanın ertelenmesine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar vererek takdir hakkının kullanılması nedeniyle (GEBZE) 1. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 17/05/2012 tarihli ve 2010/1371 Esas – 2012/1342 Karar sayılı karara yönelik (2) numaralı kanun yararına bozma isteminin REDDİNE,
3-Müştekinin 10/06/2010 tarihli kolluk beyanına göre, sanık ...’in annesinin, suça konu sigaralardan yaklaşık 30 adedini soruşturma aşamasında kolluk kuvvetlerine teslim etmesi üzerine bunların mağdura iadesinin sağlandığı, sanığın bu iadeye itiraz etmediği ve suçunu kabul ettiği nazara alındığında, müştekiye kısmi iadeye rızasının bulunup-bulunmadığı sorularak, sonucuna göre hırsızlık suçu için sanık hakkında TCK’nın 168/1-4. maddesinin uygulanma koşullarının değerlendirilmesinin gerekmesi,
4-İş yeri dokunulmazlığını ihlal etme suçunun birden fazla kişi ile birlikte işlendiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında belirlenen cezanın, aynı Kanun'un 119/1-c maddesi uyarınca artırılması gerektiğinin gözetilmemesi nedenleriyle (3) ve (4) numaralı kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden (GEBZE) 1. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 17/05/2012 tarihli ve 2010/1371 Esas – 2012/1342 Karar sayılı kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca aleyhe sonuç doğurmamak üzere BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine, 15/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.