Esas No: 2021/12247
Karar No: 2022/9418
Karar Tarihi: 27.06.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/12247 Esas 2022/9418 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/12247 E. , 2022/9418 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahkim davası hakkında, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 2019/İHK-12945 sayılı kararın, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili; davacının sevk ve idaresindeki motisikletle davalıya ...'li otomobilin karıştığı 28/02/2018 tarihli çift taraflı trafik kazasında davacının yaralandığını ve maluliyet oluştuğunu, başvuruya rağmen sigorta şirketinin ödeme yapmadığını belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik toplam 16.000,00TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili isteminde bulunmuş, ıslahla talebini 102.364,60TL'ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, talebin usulden ve esastan reddi gerektiğini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; başvurunun kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyetince itirazın kısmen kabulüne karar verilmiş, İtiraz Hakem Heyeti kararı taraf vekilleri tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
Türk Hukukunda kişilerin hak arama özgürlüklerini kullanmaları herhangi bir sınırlandırmaya tabi tutulmamıştır. Ancak bazı istisnai durumlarda dava açan veya takip hakkını kullananın önceden belirlenen bazı özel yükümlülükleri yerine getirmesi şart koşulabilir. Bu istisnai şartlardan biri de teminat gösterme yükümlülüğüdür.
5718 sayılı MÖHUK madde 48/1'e göre; “Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır”. MÖHUK’ta teminat gösterme yükümlülüğü konusunda “yabancılık” ölçütü esas alınmıştır. Buna karşın davalının veya kendisine karşı takibe girişilen karşı tarafın vatandaşlığı, bu madde kapsamında da bir öneme sahip değildir. Bu maddeye göre hakim tarafından verilen kesin süre içinde teminat gösterilmezse, dava, dava şartı eksikliğinden HMK'nun 114/1-ğ maddesi uyarınca reddedilir.
MÖHUK madde 48/2’de ise; “Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar” hükmü yer almaktadır.
Buna göre Türk hâkimi, yabancı davacının, davaya katılanın veya icra takibinde bulunanın vatandaşı olduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık (mütekabiliyet) var ise, bu kişiyi teminattan muaf tutacaktır. Karşılıklılık, iki devlet arasında imzalanan (iki taraflı) anlaşma veya iki devletin de taraf olduğu uluslararası (çok taraflı) anlaşma ile sağlanabileceği gibi, kanuni veya fiili karşılıklılık şeklinde de sağlanabilir. Az yukarıda belirtilen anlaşmalardan biri de 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi olup, anılan sözleşmenin 17. maddesinde; âkit devletlerden birinde ikamet eden ve diğer bir devletin mahkemeleri huzurunda davacı veya müdahil olarak bulunan âkit bir devletin vatandaşlarından yabancı olmaları sebebi ile herhangi bir teminat istenemeyeceği düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacı Afganistan uyruklu olup, dosya kapsamından Hakem Heyetince başvurucunun teminat muafiyetinin bulunup bulunmadığı hususunda, hükme dayanak oluşturacak nitelikte bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun'un 48/2. maddesinde dava açanın karşılıklılık esasına göre, teminattan muaf tutulabileceği düzenlendiğinden öngörülen teminat hususu resen gözetilmelidir.
Bu sebeple İtiraz Hakem Heyetince, öncelikle davacının statüsü belirlenerek teminattan muaf olup olmadığı hususunun Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü'nden sorularak alınacak yazı cevabına göre, davacının teminat göstermesi gerektiği sonucuna varılırsa, teminatın yatırılması için kesin süre verilmesi, anılan sürede belirtilen teminatın yatırılmaması halinde istemin usulden reddine, yatırılması halinde ise, dava şartı eksikliği süresinde giderilmiş olacağından işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken doğrudan işin esasına girilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma nedenine göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. Diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 27/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.