Esas No: 2022/4921
Karar No: 2022/9408
Karar Tarihi: 27.06.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2022/4921 Esas 2022/9408 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2022/4921 E. , 2022/9408 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar ... vd. vekili Av. ... .... tarafından, davalılar ...ve diğerleri aleyhine 14/11/2011 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarının ihlali nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin davalılar ...ve .....yönünden kısmen kabulüne, davalı ... yönünden davanın reddine dair verilen 18/02/2020 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
KARAR
Davacılar vekili; 03/09/2011 tarihinde .... Gazetesinde “Ablasını fuhuşa sürükleyen kız tutuklandı”ve .... Gazetesinde “Engelli abla şikayetçi” manşetleriyle davacı ...’in vesayeti altında bulunan kızı ...’in fotoğraflarının yayınlandığını, aynı haberde .....Gazetesinde müvekkillerinin fotoğraflarının altına “üvey kardeşi tarafından fuhuşa sürüklenen..” şeklinde açıklamalar eklendiğini, yine aynı haberde .....Gazetesinde müvekkillerinin fotoğrafı altına “üvey kız kardeşi tarafından fuhuşa zorlanan zihinsel engelli genç kız..” şeklinde açıklamalar eklendiğini, davacı ...’in zihinsel engelli olduğunu, ancak haberin davacılarla ilgili olmadığını, haberler nedeniyle pazarda çalışan davacıların utançtan çalışamadıklarını, kişilik haklarının zarar gördüğünü belirterek, maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece; maddi tazminat istemi yönünden davanın reddine, davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile davalılar ....., ..., ......’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, gazetelerin yayın işleri müdürleri olan ... ve ... aleyhine açılan davanın reddine dair verilen 27/11/2014 tarihli ilk hükmün, davacılar ve ... dışındaki davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 31/05/2016 tarihli ve 2016/5100 esas, 2016/7228 karar sayılı ilamı ile; “aleyhine hüküm kurulan davalılardan ....’ın aslında yayın sahibi olan davalı ...nin .... Gazetesi) imtiyaz sahibi, davalı .....’ın da yayın sahibi olan davalı ..... Gazetecilik A.Ş nin (.....Gazetesi) imtiyaz sahibi olduğu, ancak hüküm fıkrasında sanki bu kişiler gerçek kişi olarak zarardan sorumluymuş gibi hüküm kurulduğu, mahkemece hüküm kısmında davalıların kimliklerinin açık olarak yazılması gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği, ayrıca temyiz eden davalılardan .... ve ... lehine reddedilen maddi tazminat ve kısmen reddedilen manevi tazminatlar için ayrı vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken tek vekalet ücretine karar verilmesi ve davalı ... yönünden de dava husumetten reddedildiği halde bu davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesinin doğru olmadığı” gereğine değinilerek bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; maddi tazminat istemi yönünden davanın reddine, davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile muhabir....., yayın sahibi ...... Gazetecilik ve Yayın A.Ş, eser sahibi gazeteci ..., yayın sahibi ..... Gazetecilik A.Ş den müştereken ve müteselsilen tahsiline dair verilen 29/11/2016 tarihli ikinci karar, davalılar ...... Gazetecilik a.Ş, ...... Gazetecilik A.Ş vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dairemizin 29/11/2017 tarihli ve 2017/4325 esas, 2017/7697 karar sayılı ilamı ile; “mahkemece davacıların hangi gazeteden ne miktarda tazminat talebinde bulunduğu sorularak, müşterek ve müteselsil tahsil talebi de olmadığı gözetilerek hüküm kurulması, davalılardan ..... Gazetecilik A.Ş nin 675 sayılı Olağanüstü Hâl Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararname uyarınca kapatıldığı anlaşıldığından 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 16. maddesi kapsamında karar verilmesi” gereğine değinilerek hükmün bozulmasına, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiş; davacılar vekilinin karar düzeltme istemi Dairemizin 25/03/2019 tarihli ve 2018/1854 esas, 2019/1712 karar sayılı ilamı ile reddedilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, davacılar vekili taleplerini açıklamış ve mahkemece; maddi tazminat istemi yönünden davanın reddine, davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile davalılar muhabir ..... ile yayın sahibi ...den müştereken ve müteselsilen tahsiline, ...nin yazı işleri müdürü olan davalı ... aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
1) Davacıların davalılar ...ve .....’a yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı HMK’nın 297. maddesinde belirtilmiştir. Kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi sebeple o içerik ve kasamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Somut davada; mahkemece bozmaya uyularak verilen kararın gerekçe kısmında; davacı ... için 7.500,00 TL, davacı ... için 5.000,00 TL, davacı ... için 5.000,00 TL ve davacı ... için 5.000,00 TL manevi tazminat takdir edildiği belirtilmiştir. Ancak, hüküm fıkrasına geçildiğinde, davacı ... için 5.000,00 TL, davacı ... için 4.000,00 TL, davacı ... için 4.000,00 TL ve davacı ... için 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmek suretiyle, hüküm ile gerekçeli karar arasında çelişki meydana getirilmiştir. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, mahkemece hükmün gerekçesi ile hüküm fıkrası arasındaki çelişkinin giderilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
2) Davacının davalı ..... Gazetecilik A.Ş yönünden temyiz itirazına gelince;
Mahkemece bozma ilamına uyulduğu belirtilmişse de, bozma ilamının gereğinin yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulması halinde, bozmaya uygun karar verilmesi zorunludur.
Şöyle ki; bozma kararında kapatıldığı anlaşılan davalı ..... Gazetecilik A.Ş’ne yönelik dava hakkında 675 sayılı Olağanüstü Hâl Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 16. maddesi kapsamında karar verilmesi belirtildiği halde, mahkemece bozma gereği yerine getirilmediği gibi anılan davalı hakkında hiçbir hüküm de kurulmamıştır.
Şu halde, mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3) 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, hükümde tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerinin gösterilmesinin gerektiği, aynı şekilde 2. fıkrasında hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi hüküm altına alınmıştır. Bu yön, kamu düzenine ilişkindir. Hükümde bu konuda yapılan yanlışlıklar veya eksiklikler, temyiz sebebidir. Hükümde tarafların gösterilmiş olması; ilamı kimin, kime karşı icraya başvuracağı, hükmün kimler hakkında kesin hüküm oluşturacağı gibi hususların anlaşılmasına da hizmet eder.
Dairenin ilk bozmasında, mahkemece verilen ilk kararda haklarında tazminat hükmü kurulan her iki gazetenin imtiyaz sahibi olan davalılar ..... ve ....... yönünden gerçek kişi olarak zarardan sorumlu tutulmalarının yerinde olmadığı belirtilerek bu davalılar yararına bozma kararı verilmiştir. Kanun’un yukarıda belirtilen amir hükmüne rağmen mahkemece, davalılar ..... ve ....’ın karar başlığında taraf olarak gösterilmemesi ve haklarında hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Yine mahkemece, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen ve karar başlığında yer verilen .... Gazetesinde yazı işleri müdürü olan davalı ... ..... ve .... Gazetesinde davaya konu haberi yapan davalı ... hakkında herhangi bir hüküm kurulmamıştır. Mahkeme kararının hüküm kısmı yukarıda belirtilen düzenlemeye uygun olmadığından, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (1), (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma sebep ve şekline göre davacıların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 27/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.